4 maddelik 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun ile yasalaştırdığımız mali tatilin, hem ülkemizde, hem de sanırım dünyada ilk uygulaması, yarın başlıyor.
Kanunun 1/1. maddesine göre “Her yıl temmuz ayının birinden yirmisine kadar (yirmisi dahil) malî tatil uygulanır.“ Cümleye göre mali tatil 20 gündür. Ancak tatil bu yıl 18 gün olarak uygulanacak. Çünkü fıkranın ikinci cümlesine göre, Haziran ayının son gününün tatil günü olması halinde, malî tatil, temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlayacaktır. Bu cümleye göre, 2007 yılı haziran ayının son günü cumartesiye geldiği için tatil, ilk iş günü olan 2 Temmuz'u izleyen 3 Temmuz günü başlayacak ve 20 Temmuz akşamı sona erecektir.
Mali tatilde beyannameler verilmeyebilecektir. Beyanname verme süresinin sonu mali tatile rastlayan beyannameler ile tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün içerisinde verilmesi gereken bütün beyannameler için beyanname verme süresi, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedinci günün mesai saati bitimine kadar uzamaktadır. Beyana dayanan ve beyanname verme süresi malî tatil nedeniyle uzamolan vergilerde ödeme süresi de uzayacakt. Ödeme süreleri, uzayan beyanname verme süresinin son gününden itibaren üçüncü günün mesai saati bitimine kadar uzamsay
Daha önce tebliğ edilmiş vergi ceza ihbarnameleri ile ilgili olarak uzlaşmaya müracaat veya indirim talebi süresinin son günü mali tatile rastlıyorsa, bu süreler de yine tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedinci günün mesai saati bitimine kadar uzamış kabul edilecektir.
Ancak mali tatilin kapsamına gümrük idareleri, il özel idareleri ve belediyeler taraftarh ve/veya tahsil edilen vergi, resim ve harçlar alınmamıştır. Dolayısıyla bu idarelere verilmesi gereken beyannamelerin, mali tatile bakyine süresinde verilmesi gerekmektedir.
Vergi Usul kanununa göre yapılan işlemler aleyhine dava açma süreleri de mali tatil boyunca işlemeyecek, mali tatilden sonra kalan süre kadar uzayacaktır. Örneğin 10 Haziran günü tebliğ edilen tebliğ edilen bir vergi ceza ihbarnamesine karşı dava açma süresi 30 Temmuz'da dolacaktır. Çünkü kanuna göre mali tatil esnasında dava açma süreleri duracaktır.
Ancak mali tatilin, muhasebe ve mali müşavirleri hedef alması dolayısıyla, yargılama işlevinde davacı, davalı ve yargıç olarak yer almayan bu mesleklerin tatili ile dava açma süresinin tatile girmesini bağdaştırmak mümkün değildir. Kaldı ki yargı süreci etkilenmek isteniyorsa, cevaba cevap, temyiz, kara düzeltme gibi pek çok konu bir kenara bırakılarak, sadece dava açma süresinde tatilin düzenlenmesinin de bir anlamı yoktur.
Gelir İdaresi Başkanlığı bu arada, her zaman ki gibi gecikmiş olarak, kanunun yayımından yaklaşık üç ay sonra, konuya ilişkin bir Genel Tebliğ Taslağı hazırlamış ve web sayfasında yayınlamıştır. Bu taslakta, “Dava açma süresinin mali tatile rastlaması halinde süre, mali tatil süresince işlemeyecektir. Mali tatil nedeniyle uzayan dava açma süresinin son gününün 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca çalışmaya ara verme süresine rastlaması durumunda ise dava açma süresi, çalışmaya ara vermenin sona erdiği günü izleyen günden itibaren yedi gün uzayacaktır” denildikten sonra bir örnek verilmektedir. Bu örneğe göre; “Yapılan ikmalen tarhiyat sonucu düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesinin 18 Haziran 2007 tarihinde mükellefe tebliğ edilmesi durumunda, söz konusu tarhiyata karşı dava açma süresi 18 Temmuz 2007 tarihinde sona erecektir. Ancak, 2007 yılı için mali tatil 3 Temmuz 2007 tarihinde başladığından, söz konusu sürenin mali tatile rastlayan 16 günlük kısmı işlemeyecek ve dava açma süresi mali tatilin sona erdiği tarihten itibaren 16 gün uzamak suretiyle 5 Ağustos 2007 tarihi mesai saati bitiminde sona erecektir. 5 Ağustos 2007 tarihinin de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca çalışmaya ara verme süresine rastlaması nedeniyle dava açma süresi, çalışmaya ara vermenin sona erdiği günü (5 Eylül 2007) izleyen günden itibaren yedi gün uzayacak ve söz konusu sürenin son günü 12 Eylül 2007 tarihi olacaktır.”
Bu örnek yanlıştır. Örneği kaleme alan mutlaka iyi bir vergicidir, ama belli ki hukukçu değildir. Örnek, son günlerde ortaya çıkan vergici hukukçu ayırımı ve tartışmasını alevlendirecek niteliktedir. Nitekim, bu örneğe göre gazetelerde yazı yazan bazı vergi uzmanları da, aynı hatayı yapmışlardır. Oysa örneğe göre dava açma süresinin son günü, 12 Eylül değil, 11 Eylül’dür. Zira adli tatil, İdari Yargılama Usulü Kanununa (md.61) göre “Ağustos ayının birinden eylül ayının beşine kadar”dır. Yasadaki “kadar” kelimesi, 5 Eylül gününün adli iş günü olduğunu vurgulamaktadır. Öte yandan aynı kanunun 8. maddesine göre göre, bu kanunda yazılı sürelerin sonu adli tatile rastlarsa süre, adli tatilin sona erdiği günü (yani 4 Eylül’ü) izleyen tarihten itibaren 7 gün uzar. Bu hesaba göre, son gün 11 Eylül’dür. Eğer böyle bir durumda dava 12 Eylül günü açılırsa, süreden reddi gerekir.
Bu arada adli tatilin, dava açma süresi, ödeme emrine karşı dava açma süresi gibi, İdari Yargılama Usulü Kanunu dışında düzenlenen sürelere etkisi olmadığı, yargı çevresine dahil olduğu Bölge İdare Mahkemesinin bulunduğu il dışında kalan vergi mahkemelerinde adli tatilin yapılmadığı da unutulmamalıdır.
Mali tatil, hiç şüphesiz tatil yapacaklar için güzel bir şeydir. Ancak mali tatile ilişkin kanunda, yargıya ilişkin bir konunun düzenlenmesi yanlış olmuştur. Zaten İdari Yargılama Usulü Kanununda dahi yer alan süre kaosuna, tatilin yarattığı yukarıda aktarmaya çalıştığım süre karmaşasının da eklenmesi, umarım hatalara ve hak kayıplarına yol açmaz.
Tavsiyemiz, dava hakkının tatillere bakılmayıp, süresi içerisinde kullanılmasıdır.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 02.07.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.