İşsizlik Bunalımı Bir Aileyi Yok Etti / Vedat İlki

 Bugün aslında Sosyal Güvenlik yada İş Hukukundan bir konuyu ele alacaktım.

Gazetelerdeki manşet dikkatimi çekti.

 

KAYSERİ'DE BİR AİLE FACİASI!

 

Haberi ile tüylerimiz diken diken oldu.

 

Kayseri'de cinnet getiren bir baba eşini ve çocuklarını katletti. Meydana gelen olayda bir aile yok oldu.

 

Bunun altında yatan nedenler bakmak gerekir,ne oldu da bir aile yok oldu.

 

Son 10 yıldır gerçeklerden uzak hazırlanmış ekonomik tablolar, istatistiki veriler ,sadece birilerini zengin etti.

 

Emekli, İşçi ,Esnafın GSMH pay alması engellenmiştir.

 

Güçlü sanayiciler teşviklerle güçlenirken , emekli ,işçi ve esnaf bu pastadan pay almadı.

 

Herşeyin bedeli her geçen gün artmıştır.

 

Enflasyon değerleri gerçeklerden uzak hazırlanmış.

 

Eğitim,

 

Sağlık,

 

Ulaşım,

 

Gıda,

 

Giyim,

 

Kira  gibi ihtiyaçlar çalışanların belini bükmüştür.

 

Her gün artan AVM birlikte birer ikişer esnafın ekmek tekneleri kapanmıştır.

 

Sendikaların açıkladığı açlık sınırları altında çalışanlara asgari ücret uygulamaları reva görülmüştür.

 

İşsizliğin azaldığı yönünde yapılan açıklamalara karşı bu rakamların kağıt üstünde kaldığı ,İş –Kur verilerine de gerçekçi baktığımızda 30 yaşından sonra iş bulma ümidinin her geçen gün kırılgan olduğunu görmekteyiz.

 

Dizginlenmeyen tüketim çılgınlıkları , bunun yanında bankaların altın tepsi de sunduğu Kredi Kartları , Tüketici Kredileri ile borçlanma neredeyse bir aile de herkesi kıskacı altına almıştır.

 

Son 5 yıldır hızla artan boşanmalar ,cinnet geçirme sonucu intiharlar ve katliamlar gazetelerin manşeti haline gelmiştir.

 

Sosyal anlamda yaşanan bu patlamaların altında yatan gerçek neden, ekonomik anlamda gelir paylaşımının adil dağıtılmamasından kaynaklanmaktadır.

 

Bu üzüntülü olay karşısında tüm yetkililer biz nerede hata yaptık diyerek ,önlemler almaları gerekir.

 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ,Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ,Sağlık Bakanlığı ,İçişleri Bakanlığı olmak üzere koordine olarak düzeltici tedbirler üzerinde yoğunlaşmalıdır.

 

Ekonomik dengelerin alt üst olduğu durumlarda ,ailelere destek verilmeli ,bu faciaların önüne geçilmelidir.

 

TÜİK işsizlik oranını sadece işsiz olup da aktif olarak iş arayanlara göre hesaplıyor. TÜİK’in yayınladığı veriler arasında, çalışmadığı halde iş aramayanları da kapsayan işsizlik oranları yer almıyor. Oysa gelişmiş ülkeler işsizliğin gerçek boyutunun daha açık görülmesi için aktif olarak iş aramayan işsizleri da kapsayan işsizlik oranlarını da yayınlıyorlar.

 

SONUÇ:

 

Günümüzde artan ekonomik krizlerin sosyal ve ekonomik maliyetleri geniş bir alana hızla yayılarak devam etmesi toplumda cinnet ,intihar ve çevresine zarar verecek boyutlara ulaşır.

 

Genel anlamıyla sosyoekonomik etkiler olarak nitelenebilecek çok geniş bir alanı kapsayan sonuçlar ortaya koymaktadırlar. Ani Dolar,Euro pariteresinde dalgalanmalar üretimde hızla bir daralma, fiyatlarda dengesizliğin oluşması, firma  iflasları reel sektörün küçülmesi, ücretlerde gerileme, gelir daralması/satın alma gücünün azalması,talep daralması, işsizlik, gelir dağılımının bozulması, beyin göçü, aile içi ve genel olarak beşeri ilişkilerin bozulması, krizlerin derinliğine bağlı olarak intihar, boşanma gibi sosyal sorunlar artması, siyasal sisteme güvensizlik, ekonomik ve sosyal sorunların derinleşmesine neden oluyor.

 

İşgücü piyasalarında, sağlık, eğitim ve sosyal yardım kalemlerinde daralma, yoksulluk ve gelir dağılımına ilişkin göstergeleri olumsuzluklar da sosyal patlamalara zemin oluşturuyor.

 

Ekonomi de yaşanan belirsizlikler sonucunda artan işsizlik, diğer taraftan çalışma isteği ve gücünde olan kişileri işsiz kaldıkları sürece gelir kaybına uğratırken, bir taraftan da işe yaramayan biri olma psikolojisine girmelerine neden olarak onların değer yargılarını etkilemek suretiyle toplumsal erozyona uğramalarına neden olmaktadır.

 

İşsizliğin insan psikolojisi üzerine neden olduğu baskı sonucu stresle ilgili hastalıkları çoğaltmakta, işsiz insan topluluklarının değer yargılarındaki bozukluklar beraberinde cinayet benzeri olayları arttırmaktadır.

 

Günümüzde eğitimli işgücü şu anda sadece bir işim olsun diye aldığı eğitimle uyumlu olmayan işlerde ve düşük ücrette çalışmak zorunda kalıyor.

 

İşsiz kalan fertlerin birikimleri hergeçen gün erimeye devam ederken,menkul ve gayrimenkullerini ellerinden çıkarmak suretiyle yaşam savaşı verirken ,bir taraftan borçlanma ekonomis ile aile huzuru da hızla bozuluyor ,psikolojik sorunlar artıyor.

 

İşsiz kişilerin hızla artan kalp krizleri ,intihar eğilimleri ,kansere bağlı hastalıkları ,psikolojik rahatsızlıkları da giderek büyüyor.

Örneğin:Boğaz Köprüsü,Fatih Sultan Mehmet Köprüsü,Gökdelenlerden atlayarak intiharlar gibi.

 

İşsizlik  insan sağlığı için ölümcül bir tehlike olarak görülürken ,ortalama yaşam ömrünü ise 5 yıl kısaltmaktadır.

 

İşsizliğin arttığı dönemlerde devletin ekonomik anlamda tedbirler alması gerekir.

 

Kayıtdışı çalışmayı önlemeli ,sendikalı çalışmanın önü açılmalı ,bu konuda teşvikler verilmelidir.

 

İşsizlere mikro krediler verilmeli,genç ve eğitimli kişilere girişimcilik eğitimi verilerek ,teşvikler sağlanmalı ,sağlık ,eğitim,sosyal güvenlik alanında desteklenmelidir.

Evde çalışan kadınlara ekonomik anlamda teşvikler sağlanarak ,pazar payları artırılmalı ,akademik anlamda destekleme çalışmaları başlatılmalıdır.

 

İşsiz kalanlar daima yanlarında devletin varlığını hissetmeli ve bu konuda acil Sosyal Politikalar geliştirilmelidir.

(Kaynak: Alitezel.com | 05.03.2014)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.