Ülkemizde mevcut ekonomik duruma, teknik ifadesiyle ekonomik konjonktüre bakıldığında oldukça dalgalı bir dönemden geçtiğimiz görülmektedir.
Sadece ulusal değil, aynı zamanda küresel ekonomik gelişmelerden de etkilenen ekonomimizde döviz kurlarında ve faiz oranlarında önemli artışlar yaşanmıştır. Bu arada yüzde 65'i yabancıların elinde olan İstanbul Borsası'nda son bir yılda dolar bazında yüzde 28'i bulan kayıplar yaşanmıştır. Firmalar, hane halkı ve devletten oluşan ekonomik birimlerde ise ciddi bir tedirginlik hissedilmektedir.
Böylesi bir ortamda önümüzdeki bir buçuk yılda yapılacak üç seçim ve hali hazırda var olan karmaşık siyasi iklim belirsizlikleri ya da belirsizlik algısını güçlendirmektedir.
Ekonomik ve siyasi belirsizliklerin birbirini beslediği önümüzdeki süreçte temennimiz, bir an önce hem ekonomik hem de siyasi boyutta yeni ve etkili önlemlerin hayata geçirilmesidir.
DÖVİZ KURLARI
Yeni bir söylem ve eylem stratejisinin hayata geçirilmemesi durumunda karşımıza çıkacak tabloya ilişkin olarak şu değerlendirmeleri yapmak mümkündür; Öncelikle artan döviz kurları, döviz borcu olan veya açık pozisyonda olan ekonomik birimleri oldukça zorlayacaktır. Ekim 2013 itibariyle Türkiye'nin dünya genelinden alacakları ile borçları arasındaki farkın yani ülkenin döviz pozisyonunun 420 milyar dolar açık verdiğini hatırlatmalıyız.
Aralık ayı itibariyle son bir yılda dolar yüzde 15.5, euro yüzde 20.6, yarım dolar ve yarım euro'dan oluşan döviz sepetinde ise yüzde 18.4 oranında artış yaşanmıştır. Dolayısıyla döviz borcu olan veya ödeyeceği borçtan daha az dövizi olan ekonomik birimlerin üzerine ciddi oranda kur artış yükü binmiştir. Bu bağlamda başta esnaf ve sanatkarlarımız olmak üzere tüm ekonomik birimlere döviz bazlı işlemler konusunda çok dikkatli olmalarını önermek istiyoruz.
Diğer taraftan uzun süredir iç talep ile büyüyen ve bu büyümeyi de halkın uzun süredir alıştığı düzeylerin altına gerileyen faiz oranları nedeniyle kredi talebindeki patlamayla gerçekleştiren Türkiye'de, 2014 yılında büyümenin gerilemesi sürpriz olmayacaktır.
Çünkü kredi faizleri artmıştır ve en azından Mart ayı sonuna kadar gerileme ihtimali oldukça düşüktür. Buna bir de bazı ürün gruplarında kredi kartına taksit imkanının kaldırılması ve taksit sınırlamasının getirildiği eklendiğinde iç talepte dolayısıyla da büyümede bir yavaşlama kaçınılmaz görünmektedir. Bu bağlamda önerimiz ise vatandaşların tüketim, girişimcilerin ise üretim ve stok planlarını gözden geçirmeleridir.
DIŞ TALEP
Bu arada iç talepteki yavaşlamayı dış talebin telafi etmesi imkanı akla gelebilecektir. Hatta kur artışlarının ihracatçıya ciddi katkı yapacağı da söylenebilir. Kuşkusuz bu söylem teorik olarak da doğrudur. Ancak, ciddi oranlara yükselen dış girdi bağımlılığı nedeniyle kur artışları maliyetlerde de önemli artış yaratacaktır. Ayrıca ABD Merkez Bankası'nın likidite imkanını sınırlandırmaya başlatması, Euro Bölgesi'nin hala yavaş büyümesi ve Ortadoğu'daki karışıklıklar, küresel talebin sınırlanmasına neden olacaktır.
Böylesi bir ortamda ilgili karar birimlerinin enerji fiyatları konusunda çok dikkatli olması gerekmektedir. Zira elektrik, doğalgaz ve petrol ürünleri fiyatlarında kur artışlarına dayandırılarak yapılacak artışlar bir taraftan maliyetleri artırırken diğer taraftan da iç talebi daha da yavaşlatabilecektir. Bunun sonucunda ise hem enflasyon artacak hem de işsizlikte ciddi artışlar yaşanabilecektir.
Diğer taraftan ekonomide yaşanan gelişmeler inşaat sektörünü de önemli oranda olumsuz etkileme potansiyeli taşımaktadır. Onlarca sektörden girdi alan ve yaklaşık 1.9 milyon kişiye iş imkanı sağlayan bir sektörde yaşanacak olumsuzların domino etkisi yaratması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle inşaat sektöründe faaliyette bulunan girişimcilerimiz ile bu sektöre girdi tedarik eden esnaf ve sanatkarlarımızın oldukça dikkatli davranması gerekmektedir.
Önümüzdeki süreç görüldüğü gibi tedirgin edici mahiyettedir. Ancak şu da unutulmamalıdır ki, Türkiye sahip olduğu ekonomik ve sosyal dinamiklerin güçlü olması nedeniyle yaşanan bu türbülanstan güçlü olarak çıkabilecek bir ülkedir.
(Kaynak: Yeni Asır | 16.01.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.