Türkiye'nin Kredi Notu Merkez'in Elinde / Erdoğan Süzer

 Kredi derecelendirme kuruluşlarından beklediğimiz 'o haber' dün geldi. Fitch, hükümet ile yargı arasında yaşanan krizin Türkiye'nin kredi itibarını zayıflatabilecek nitelikte olduğunu açıkladı. Diplomatik dil kullanıldı ancak mesaj, "Kriz çözülmezse kredi notunuz düşer" şeklinde alınıp not edildi.

17 Aralık'tan bu yana devam eden gerginlik ortamında ilk açıklamanın Fitch'ten geliyor olması özel anlam taşıyor. Fitch, her ne kadar eski Bakan Zafer Çağlayan'ın, "Fitch yine yaptığı fiçliğini" sözüyle kamuoyunda hatırlansa da, Türkiye için ayrı bir önem taşıyor ve önemi 2012'de aldığı kararda yatıyor. Fitch, 5 Kasım 2012'de açıkladığı notla Türkiye'yi 19 yıl aradan sonra "yatırım yapılabilir ülke" kategorisine yükselten ilk kredi derecelendirme kuruluşudur.

Dost uyarısı

Fitch'in ardından Moody's aynı notu Türkiye'ye bahşetmek için tam 6 ay bekledi. Standard and Poor's ise iki derecelendirme kuruluşunun notuna rağmen durduğu yeri değiştirmedi. Bugün yaşanan gelişmelerin ardından ilk olumsuz açıklamanın Fitch'ten gelmesi 'zamanlama manidar' ya da 'fırsatçılar ortaya çıktı' şeklinde yapılabilecek tüm yorumları değersiz kılıyor. Fitch 2012'de Türkiye dostu olduğunu kanıtlamış bir kredi derecelendirme kuruluşu olarak dost uyarısı yapmış oldu.

Arkasında önünde bir şey aramadan Fitch'in ne dediğini, notun düşmemesi için ne yapmak gerektiğini anlamaya çalışmamız gerekiyor. Aksi halde bir ülkenin 'yatırım yapılabilir' kategorisine çıktıktan sonra bu itibarını kaybetmesi telafisi çok güç sonuçlar doğurabiliyor. Türkiye 1991 yılında da bu notun aynısı almış ancak 1993'te kaybetmişti. Not kaybının sonucu 1994 krizi oldu. Yatırım yapılabilir ülke notunu almak ne kadar güçse, notu korumak bir o kadar maharet gerektiriyor.

Faiz 2 puan artmalı

Fitch, hükümetle yargı arasında yaşanan krizin ekonomide ciddi bir faiz baskısına yol açtığını söylüyor. Demek istiyor ki: "Merkez Bankası'nın faiz politikası bugün yaşanan toz duman ortamıyla örtüşmüyor. Dışarıdan yatırım akışı durdu. Bu düşük faizle sıcak para dahi gelmiyor, gelmez. Şoku atlatmanın yolu faiz artışından geçiyor. Merkez Bankası'nın faizi artırıp kontrolü eline alması, yeni yol haritasını çizmesi, kurdaki baskıyı bitirmesi gerekiyor. Aksi halde notunuzu düşürmek zorunda kalacağım durum ortaya çıkar!"

Fitch'in açıklamasından gerekli mesajı piyasa oyuncuları almışlar. Merkez Bankası'nın faizdeki üst bandı 1,5-2 puan artırmadan suların durulmayacağı, notun korunamayacağı düşünülüyor. Gözler Merkez'in 21 Ocak'ta yapacağı Para Politikası Kurulu toplantısına çevrilmiş. O gün Merkez'den beklenen faiz kararı çıkarsa sıcak para girişinin yeniden başlayacağı, kurdaki ateşin söneceği, not riskinin hafifleyeceği, hiç olmazsa seçimlere kadar olan dönemin atlatılabileceği düşünülüyor.

Notumuz düşerse?

Cari açık riski taşıyan ülkemize bu ortamda ılık ya da soğuk para gelmiyor. Türkiye'ye olan talep adeta bıçak gibi kesildi. Bir tek sıcak para umudumuz kaldı ki, o da ancak faize geliyor. Fitch'in uyarısını göz ardı edip 'faiz uğruna' notu kaybedersek kurda büyük adımlarla zıplama, borsada satış ve tabii ki faizlerde aşırı yükselme görmek sürpriz olmaz. Keşke, gerçekten rezervlerdeki 3-5 milyar doları feda ederek sorunu çözebilseydik ya da en azından bu çözüme Fitch'i de inandırabilseydik...

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 09.01.2014)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.