Bir mali yılın sonuna geldiğimiz bugünlerde işletmelerin defter kayıt ve hesaplarını son bir kez gözden geçirmeleri gerekiyor.
Özellikle fatura gibi belgelerle tevsik edilecek kayıtlarda bugünün son bir fırsat olduğunu hatırlatayım. Bu yıl içerisinde alınmış olsa bile bir malın faturası müteakip yılda düzenlenirse bu faturada yer alan KDV’nin indirim konusu yapılması ve hatta harcamanın giderlere atılması sorun oluşturacaktır. Bu yüzden alıcı ve satıcılarla irtibata geçip, alınan veya satılan mal veya hizmetlerin faturalarının karşılıklı olarak düzenlenmesi ve kayıtlara geçirilmesi sağlanmalıdır.
Her sene sonunda üzerinden ödenecek verginin hesaplanacağı matrah belirlenme aşamasına geleceği için mükellefler son bir hamle ile bu matrahı aşağıya çekmenin yolunu ararlar. Aslında bunun birçok yöntemi vardır. Özellikle sene sonu hedeflerini tutturmak isteyen firmaların yüksek oranlı fiyat indirimleri değerlendirilerek, şirketin demirbaşları yenilenebilir, stoklar tamamlanabilir. Ancak daha az vergi ödemek için bu yönlü gereksiz bir alıma gerek olmadığını da söylemek gerekir. Çünkü depolama, finansman ve ürünlerin bozulma/ucuzlama riski vergi ödeme maliyetinden yüksek çıkabilir. Bu yüzden sene sonu ekstra bir harcama ile matrahı azaltma girişiminden önce yıl içerisinde yapılan harcamaların kayıtlara geçip geçmediğini kontrol etmekte fayda var.
Aslında vergi kanunlarında gider kabul edilebilecek harcamalar tek tek sayılmamış, işle mütenasip ve ilgili olması şartıyla her harcamanın gider kabul edileceği ifade edilmiştir. Yine de işletmelerde en çok yapılan harcamaları sıralayacak olursak:
Harcama grubu olarak;
Genel idare giderleri: Genel olarak çalışılan bina ve çalışanlara yönelik harcamalardır. Bunlar başta maaş olmak üzere, yemek, kira yardımı, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı gibi harcamalardır. İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları da bu kapsamdadır.
Finansman giderleri: Mal ve hizmet alımı, demirbaş temini gibi işler için bulunan yabancı kaynaklara ilişkin faiz/kâr payı giderleri.
Pazarlama, satış ve dağıtım giderleri: İşle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderleri, mal dağıtımı ve reklam için yapılan harcamalar.
Kira giderleri: Bina şube giderleri ile kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri. Aracın maliyetinden ayrılan amortisman, kiralama için ödenen taksit, kasko harcamaları, akaryakıt, tamir ve bakım harcamaları.
Aydınlatma-ısıtma, su, telefon, cep telefonu kırtasiye, vb. giderler
Temsil ve ağırlama giderleri
Sigorta giderleri
Meslek örgütlerine katılım giderleri
Danışmanlık ücretleri: Mali müşavir ve avukatlar gibi danışmanlık hizmeti yürütenlere ödenen ücretler genel gider olarak indirim konusu yapılabilir.
İşle ilgili olmak şartıyla, sözleşme, mahkeme kararı veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar,
İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar,
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar,
İşverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar,
Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığı’nca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli.
Bunlardan başka, Bağ-Kur primleri de gider gösterilebilir. Ancak bu prim ödemelerinin gider olarak kabul edilmesi ödenmiş olmasına bağlıdır. SGK’ya ödenmeyen primler gider olarak gösterilemez.
Ayrıca bu harcamalardan başka deftere kaydı gerekmeyen, beyanname verme aşamasında indirilebilecek bazı harcamalar vardır. Eğitim, sağlık harcamaları, farklı kurumlara yapılan bağışlar, sponsorluklar gibi farklı kalemlerden oluşan bu harcamaları beyanname verme döneminde hatırlatacağım.
Sahte faturaya yönelmeyin
Mükellefler kanunen hakları olduğu halde yaptıkları bu tür harcamaları gider yazmayı ihmal ederken, fazla vergi ödememek için çevrelerindeki kişilerin yanlış yönlendirmeleri ile sahte fatura kullanma yoluna gidebiliyor. Sahte fatura genel olarak; gerçekte alınmayan bir mal veya hizmeti almış gibi göstermek üzere düzenlenen fatura olarak nitelendirilebilir. Vergi idaresi, mükelleflerden aldıkları mal alış-satış bilgileri, elektronik tablolar ve buna benzer bilgileri sürekli işleyerek sahte fatura düzenleyicilerini ve bunlardan fatura alanları kolaylıkla belirleyebiliyor. İş yükünden dolayı hemen incelemeye alınmayan mükellefler 5 yıl sonra da olsa bir şekilde inceleniyor. Bu durumda sahte fatura kullanan mükellefler inceleme elemanının yaklaşımına ve kanunu yorumlamasına mahkum kalıyor. Çünkü her ne kadar bazı inceleme elemanları kasıt olmadığından hareketle sahte fatura kullanıcıları hakkında suç duyurusu raporu yazmıyorsa da, aslında kanunlarımızda sahte fatura düzenlemek gibi kullanmak da hapis cezasını gerektiren bir suçtur. Ayrıca oluşan vergi kaybının üç katı kadar vergi zıyaı cezası da kesilir ve mükelleflere idare ile uzlaşma hakkı tanınmaz.
Bu yüzden bana sorarsanız biraz fazla vergi ödeyecek olsanız bile sahte fatura kullanmamaya gayret gösterin derim. Alınan faturanın sahte olup olmadığı meslek mensuplarından yardım isteyerek öğrenilebilir. Çünkü gerçekten bazen fiilen alınan bir mal için verilen faturaların da sahte olduğu iddia edilebiliyor. Genel olarak bilinen mükelleften alınan, mal satıcısı ile fatura üzerindeki isim aynı olan, ödemeleri mümkün olduğunca banka üzerinden yapılan faturalarda sorun çıkmaz.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 31.12.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.