BASINDAN YAZILAR
Veysi SEVİĞ, Bumin DOĞRUSÖZ - Turistik tesislerden çalınan bazı ürünlerin değeri muhasebe ... - MuhasebeTR

Veysi SEVİĞ, Bumin DOĞRUSÖZ - Turistik tesislerden çalınan bazı ürünlerin değeri muhasebe ...

Turizm sezonunun açılmasıyla her yıl olduğu gibi bu yıl da işletme sahipleri 'hırsızlık' olayları ile karşı karşıya kalıyor. Çatal-kaşık, havlu gibi malzemelerin ve bazı demirbaşların çalınmasından doğan zarar tahmin edilenin üstüne çıkıyor.

 

SORU

Ülkemizin önemli bir turizm bölgesinde otel işletmeciliği yapıyoruz. Turizm mevsiminin açılması ile birlikte yaşadığımız önemli bir sorun bizi vergi matrahının tespiti açısından düşündürmektedir.

Tesislerimizde ağırladığımız misafirlerimizin bir bölümü, gerek oda servislerinde gerekse birlikte yemek yenen restoran ve cafe bölümlerinde ve herkesçe kullanılabilir alanlardaki varlıkların bir bölümünü izinsiz olarak almaktadır. Örneğin günlük çatal-kaşık kaybı zaman zaman yüzde 25’e kadar çıkıyor. Bu tür olaylarda müşterilerin tedirgin edilmesi de mümkün değildir. Bazı müşterilerimiz lobide ve antrelerde bulunan bazı demirbaş niteliğindeki varlıkları da alıp götürebilmekte. Bu gibi olaylarda personelimiz gerekli dikkati göstermiş olsalar bile bu tür kayıpların önüne geçmek mümkün olamamaktadır. Uğradığımız bu kayıpları en azından giderleştirebilmemiz için yapmamız gereken nedir?

 

YANIT

 

Vergi Usul Yasası’nın 313. maddesi uyarınca işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan varlıkların amortisman ayrılması suretiyle giderleştirilmesi mümkündür. Konuya ilişkin olarak yayımlanan 333 seri numaralı Vergi Usul Yasası Genel Tebliği ile turistik tesislerde kullanılan bazı ekonomik değerlerin amortisman oranları aşağıda gösterilmiştir:

·Turistik tesislerde kullanılan porselen veya camdan yapılmış (kristal hariç) her nevi mutfak ve servis takım ve malzemelerin ekonomik ömürleri dört yıl olarak belirlendiğinden yüzde 25,

·Turistik tesislerde kullanılan el, yüz ve banyo havluları, yatak çarşafları ve yastık kılıfları, masa örtüleri, plato ve her nevi peçeteler ve benzerlerinin iktisadi ömrü iki yıl olduğundan yüzde 50, oranında amortismana tabidir. Bunların dışında kalan iktisadi kıymetlerin çalınma ve yahut da kayıp nedeniyle yok olması halinde, bu varlıkların stoklardan muhasebe kayıtları üzerinden düşülmesi, buna karşılık kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına alınması mümkündür. Ancak, bu şekilde yitirilen iktisadi kıymetlerin iktisabında (ediniminde) yüklenilen Katma Değer Vergisi’nin de Katma Değer Vergisi Yasası’nın 30/c ve d maddelerinde yer alan düzenlemeler gereğince indirimi mümkün olmayıp, ilgili dönemde indirim konusu yapılan katma değer vergisinin bu defa çalınmanın gerçekleşmiş olduğu dönem katma değer vergisi beyannamesi üstünde ilgili sütunda gösterilerek ödenecek katma değer vergisine dahil edilmesi gerekmektedir. (V. Seviğ)

 

İçeceklerde KDV

SORU

 

Bazı gıda maddelerinin satışında katma değer vergisi oranı yüzde 18’den yüzde 8’e indirildi. Ancak biz bu konuda bakkaliye işi yapanlar olarak, hangi malın katma değer vergisi oranının düştüğünü doğrusunu isterseniz bilmiyoruz. Konuyu muhasebecimize sorduğumuz vakit o da bize neyin ne olduğu konusunda yeterli bilgi veremiyor. Örneğin biz hangi içeceklerin satışında yüzde 18 katma değer vergisi uygulayacağız? Bitki çaylarında hazır tatlı paketlerinde katma değer vergisi oranı kaç olacak? Bu konular belli değil.

 

YANIT

Türk Gümrük Tarife Cetveli’nin 21. faslında yer alan karışık bitki çayları, toz ve sıvı halde çorbalar, katı halde ve likit olarak satılan et suları, bunların ürünleri ve homojenize gıda maddeleri, bitkisel protein ürünleri, kabartma tozları, kahve, çay hülasası, esans ve konsantreleri, çözülebilir kahve, mayalar, soslar ve ürünleri, çeşni ve lezzet verici karışımlar, soya sosu, ketçap mayonez, diğer benzer nitelikteki ürünler, hardal, mango çetnisi, acı biber sosu, çemen ve benzerleri, puding, kazandibi, muhallebi, keşkül, supangele, dondurma ve yenilen buzlar, su ile hazırlanan toz içecekler, koku komprimeleri, arı sütü ile zenginleştirilmiş bal, şeker yerine suni tatlandırıcı içeren tatlılar, sakızların teslimi 01.06.2007 tarihinden itibaren yüzde 8 oranında katma değer vergisine tabi tutulacaktır.

Yine Türk Gümrük tarife Cetvelinin 22. faslında yer alan içeceklerden esası süt olan sütlü içecekler, alkolsüz bira, üzüm şıraları, sirke teslimleri de yüzde 8 oranında katma değer vergisine tabidir.

Ayrıca Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 19. faslında yer alan sade, tatlı, baharatlı ve tuzlu bisküviler, gofret, waffle, wafer, ilave tatlandırıcı madde içeren ve içermeyen baklava, şöbiyet, tulumba, halka tatlısı, şekerpare, kadayıf, güllaç, şambaba, Kemalpaşa-peynir tatlısı ve benzeri tatlılar ile pastacılık ürünleri ile hazırlanmış karışımlar ve hamurlar ile pişirilmiş makarna, corn flakes ve benzerleri, pasta, kek, pankek, kurabiye, beze, krep, pizza, hazır sandviçler, baharatlı gıda maddelerinin teslimi de %8 katma değer vergisine tabidir. Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kısa sürede açıklama yapması beklenmektedir. (V. Seviğ)

 

Okul yaptırmak

 

SORU

Ticari faaliyet gösteren bir kişi olup, vergi dairesinde 22 yıldır mükellefim. Doğum yerim olan ilçede Milli Eğitim Müdürlüğü'nden müsaadeli bir okul inşaatının yapımını üstlendim. İnşaatın tüm giderlerini müteahhide ben ödüyorum. İnşaat tabelasında yer alan bir ibare için vergi dairesine davet edildim. İnşaat tabelasında bu inşaatın harcamalarının benim tarafımdan karşılandığı yazılmış, bu nedenle vergi dairesi tarafından çağrılarak mükellefiyet tesis ettirmem istendi. Bu durum ne kadar doğrudur?

 

YANIT

Harcamalarını ödemekte bulunduğunuz okul inşaatını yapan müteahhit istihkakını Milli Eğitim Bakanlığı'ndan değil, sizden almaktadır. Dolayısıyla ödemeler Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmamaktadır. Siz söz konusu okul inşaatının ödemelerini karşılarken, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde, yapmış olduğunuz ödemeleri gelir vergisi matrahınızdan indirebilme hakkına sahip bulunmaktasınız. Okul inşaatını üstlenen müteahhit, yanında ücretli olarak çalıştırmış bulunduğu elemanların sigorta primlerinden ve ödenen ücretlerden dolayı sorumlu bulunmaktadır. Sizin ayrıca mükellefiyetiniz mevcut olup, okul inşaatının bulunduğu ilçe vergi dairesine mükellefiyet tesis ettirmenize gerek yoktur(V. Seviğ).

 

YARGI KARARLARINDA

5422 Sayılı Kanun'a göre örtülü kazanç dağıtımı

1. Danıştay 4. Dairesi E.2004/1777 K.2005/238 T.17.2.2005

Ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu şirketlere, sermaye artırımından çok önce nakit kaynaklarını kullandıran ve bu şirketlere sermaye taahhüdünden fazlasını kaynak olarak aktaran, sermaye artırımından sonra da kaynak aktarmaya devam eden ve ilgili dönemde sadece kendisi kâr beyanında bulunan davacı şirketin; geçerli bir nedeni olmaksızın kendi kazancını azaltması ve vergi kaybına yol açacak şekilde ortaklık içinde bulunduğu şirketlere faiz geliri elde edebileceği ya da finansman giderlerine katlanarak elde ettiği kaynaklarını karşılıksız kullandırması ve nihayetinde bu şirketlere menfaat sağlaması nedeniyle, örtülü kazanç dağıtımı yaptığı sabittir.

 

2. Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2004/78 K.2004/107 T.1.10.2004

5422 sayılı Kanunun 17/3. maddesine göre örtülü kazanç dağıtımından bahsedebilmek için, ortağa kaynak aktarılması yeterli olmayıp, bu kaynağın hangi amaçla aktarılmış olduğunun ve ortak tarafından ne şekilde kullanıldığının, örtülü kazanç dağıtımının amaçlanıp amaçlanmadığının belirlenmiş olması gerektiğinden; davacı şirket iddialarının, defter ve belgeler ve hak ediş raporları karşılaştırılarak, ortağa yapılan ödemenin iş avansı olup olmadığı, ortağa aktarılan paranın şirket işlerinde kullanılıp kullanılmadığı gibi pek çok hususun yapılacak bilirkişi incelemesi ile saptanması ve karar verilmesi gerekirken, şirketten alınan paraların şirketin işinde değil de ortağın özel ihtiyacında kullandığı yönünde bir tespit dahi olmadan, örtülü kazanç dağıtımı yapıldığından bahisle yapılan tarhiyatta yasal isabet yoktur.

 

3. Danıştay 3. Dairesi  E.2000/2317 K.2003/3286 T.28.5.2003

Bankadan sağladığı döviz cinsinden kredisinin sadece yarısına yakınını işletme kayıtlarıyla ilişkilendiren, yarısını aşan kısmını ise paydaşının kefil olduğu bir başka kişinin borcunu ödeyememesinden bahisle paydaşın cebri takibini önlemek adına izleyen yıla da yansıyacak şekilde paydaşına karşılıksız olarak aktararak kayıt dışı bıraktığı sabit olan davacı şirket hakkında, dönem kayıtlarını Vergi Usul Kanununa uygun düzenlemediği ve bu işlem dolayısıyla paydaşına yoksun kaldığı düzeyde kazancı aktarırken, söz konusu kaynağın tümünü işletmenin gereksinmesinden de kullanmaktan yoksun bıraktığı için, örtülü kazanç dağıttığından bahisle yapılan tarhiyatta isabetsizlik yoktur.

 

4. Danıştay 3. Dairesi E.2002/2782 K.2003/3284 T.28.5.2003

Çeşitli bankalardan kredi kullanan davacı şirketin, ortaklarına büyük miktarlarda ödünç para vererek karşılığında faiz tahakkuk ettirmemiş olması örtülü kazanç dağıttığını açıkça ortaya koyduğundan, aynı dönemde bankaların uyguladığı faiz oranının ortalaması alınarak belirlenen faiz oranına göre saptanan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyat yasaya uygundur.

 

5. Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.1999/392 K.2000/126 T.24.3.2000

Davacı kurumun kazancının bir kısmını ortağı olan şirketlere örtülü olarak dağıttığından bahisle kurumlar vergisini noksan beyan ettiği sonucuna varılabilmesi için; kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılatın gerçeğe en yakın miktarının saptanması gerekirken, bu saptama yapılmaksızın, beyan edilen miktarın üstünde gelir elde edildiği varsayımına dayanarak yapılan tarhiyatta yasal isabet yoktur.

 

ÖZELGELERDE

Kurumlarda Devir ve Birleşme

1. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 13.2.2007 tarih ve 2418 sayılı özelgesi;

“Kurumların, devraldıkları kurumun geçmiş yıl zararlarını, münfesih kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapmaları mümkündür. Gayrifaal olarak alınsa bile münfesih kurumun faaliyetine başlanılarak, devir tarihinin içinde bulunduğu hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi şartıyla, devralınan şirketin devir tarihi itibariyle özsermaye tutarını geçmeyen geçmiş yıl zararlarının, kurum matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür. Faaliyetin zarar mahsubu yapıldıktan sonra arızi hale getirilmesi veya sona erdirilmesi halinde, zarar mahsubu uygulamasından yararlanılması mümkün değildir.”

 

2. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 16.1.2007 tarih ve 473 sayılı özelgesi;

“KVK’nun 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde devir tarihi; Şirket yetkili kurulunun devre ilişkin kararının Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığı tarih olarak belirlenmiştir. Devir tarihine ilişkin bu kanuni belirleme gereğince, yapılan devralma işlemine ilişkin belgelerin 29.12.2006 tarihinde tescil için Ticaret Siciline tevdii edilmesine rağmen, devre ilişkin tescilin 15.1.2007 tarihinde gerçekleşmesi karşısında, devralınan kuruma ait özsermaye tutarını geçmeyen geçmiş yıl zararları ancak 2007 kurum kazancından mahsup edilebilir.”

 

3. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 12.1.2007 tarih ve 541 sayılı özelgesi;

“Birleşilen kurumun kurumlar vergisi beyannamesinde mahsubundan sonra arta kalan tevkif suretiyle kesilen vergilerinin diğer vergi borçlarına mahsuben iadesi; birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ve vergi ödevlerini yerine getireceğini, münfesih kuruma ait kurumlar beyannamesi ekinde vereceği taahhütname ile taahhüt etmesi şartı ile genel hükümler çerçevesinde mümkündür.”

 

4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 13.2.2007 tarih ve 2418 sayılı özelgesi;

“Gayrifaal kurumun devralınması halinde, gayrifaal münfesih şirketin geçmiş yıl zararlarının mahsup edilebilmesi için, söz konusu şirketin faaliyetine devam edilmesi gerekir. KVK’nun 9. maddesinde öngörülen söz konusu ‘devralınan kurumun faaliyetine devam’ şartı burada, aynı sektörde faaliyet gösterme şartından daha dar kapsamlı bir şart olup, faaliyetin zarar mahsubu olanağı elde edildikten sonra herhangi bir şekilde faaliyetin sınırlandırılmamasını ifade etmektedir. Kısacası, faaliyetin zarar mahsubu yapıldıktan sonra da arızi hale getirilmemesi gerekir.”

 

6. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 1.8.2006 tarih ve 14926 sayılı özelgesi;

“KVK’nun 19. maddesinde, birleşme sonunda infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanuni veya iş merkezlerinin Türkiye’de bulunması, münfesih kurumun devir tarihindeki bilanço değerlerinin, birleşilen kurum tarafında bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi hallerinde, gerçekleşecek birleşmenin devir hükmünde olduğu düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 146. maddesinde ise şirket birleşmesi, iki veya daha fazla şirketin birbiriyle birleşerek yeni bir şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla şirketin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesi olarak tanımlanmıştır. Yine bu Kanunun ‘Devir Yasağı’ başlıklı 404. maddesinde, ayın karşılığı olan hisse senetlerinin şirket tescilinden itibaren iki yıl geçmeden başkalarına devrinin mümkün olmadığı hükme bağlanmıştır. Bu hükümler gereğince, kollektif şirketten anonim şirkete dönüşmüş olan şirketin anonim şirket olarak tescil tarihinden itibaren iki yıl geçmeden ayın karşılığı olarak verilen hisse senetlerinin birleşme halinde birleşilen şirkete devri hükümsüzdür. Devir işlemi hukuki olarak gerçekleşmemiş iken bu işlemin kurumlar vergisi kanunu kapsamında vergisel boyutunun değerlendirilmesi de mümkün değildir.”

 

 

100 Soru ve 100 Cevapta Hazine'ye Ait Gayrimenkullerin Şatışı, Kiralanması ve Kat Karşılığı Müteahhide Verilmesi

Milli Emlak Kontrolörü, Antalya Defterdarı Hidayet Mat, Başbakanlık ÖİB Uzmanı A.Sami Başaran ve Milli Emlak Denetmeni Yılmaz Yangın tarafından kaleme alınmış bulunan “100 Soru ve 100 Cevapta Hazine'ye Ait Gayrimenkullerin Şatışı, Kiralanması ve Kat Karşılığı Müteahhide Verilmesi" adlı kitabın genişletilmiş ve mevzuat değişikliklerine göre gözden geçirilmiş ikinci basısının yayınlandığını duyurmak istiyoruz. Bu alandaki karmaşık mevzuatı sistematik olarak irdeleyerek yatırımcıların yararlanabilmesi için aktaran bu kitapta, en son değişiklikler çerçevesinde Hazine'ye ait arsa, arazi ve binaların satışı, kiralanması, kat karşılığı müteahhide verilmesi, yatırımcılara bedelsiz arazi devri, irtifak hakkı tesisi, mortgage, organize sanayi ve teknoloji, enerji yatırımlarında kamulaştırma ve irtifak hakkı, 2-b arazileri, kamulaştırma ve diğer işlemler gibi konularda bilgi bulmak mümkün. Hukuki ve mali mevzuat yayınları satan kitapçılara da dağıtımı yapılmış bu yayını edinmek isteyenler yayıncı kuruluş Yaklaşım Yayınlarına da (312. 439 43 43) müracaat edebilirler (B. Doğrusöz).

 

 

YENİ YAYINLAR

Hidayet Mat, A. Sami Başaran ve Yılmaz Yangın

227 Sayfa

Yaklaşım Yayınları

(Kaynak: Referans Gazetesi | 13.06.2007)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM