BASINDAN YAZILAR
Merkez'in Şapkasından Yine Döviz Çıktı / Erdoğan Süzer - MuhasebeTR

Merkez'in Şapkasından Yine Döviz Çıktı / Erdoğan Süzer

 Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, önümüzdeki yıl uygulayacağı Para ve Kur Politikası'nı dün açıkladı. Küresel kriz sonrası sergilediği ve kısmen başarılı da olduğu politikaları için "şapkadan tavşan çıkarma" benzetmeleri yapılan Merkez'in şapkasından dün 'yüklü döviz satışı' çıktı.

Merkez Bankası, bu yılın sonuna kadar 3 milyar dolar, önümüzdeki ocak ayı sonuna kadar da yine 3 milyar dolar olmak üzere en az 6 milyar dolar satacak. Ne için yapacak bu satışları? Başkan Başçı, piyasayı dövize boğarak iki kuş birden vurmayı planlıyor. Birinci kuş tırmanan döviz kurları, ikinci kuş ise ekonomiyi riske atacak boyutta hızla artan tüketici kredileri. Merkez piyasaya dövizi satınca karşılığında piyasadan TL çekiyor. Dolayısıyla bu satışlarla Merkez'in rezervleri azalıp piyasada döviz bollaşırken, piyasada likidite kıtlığı baş gösteriyor. Piyasa kuralları Merkez'in umduğu gibi işlemesi halinde, bol olanın yani dövizin değeri düşecek, kıt olanın yani TL'nin değeri yükselecek.

Faiz yerine döviz silahı

Merkez'in şapkasından çıkmayan şey ise "faiz" silahı oldu. Merkez bankaları faiz silahını kullanarak yabancı paranın (özellikle sıcak para) yönünü belirleyebiliyor. Faizleri düşürerek ya da artırarak dövizin ülkeye girişini hızlandırıp yavaşlattığı gibi aynı şekilde dövizin ülkeden çıkışını da kolaylaştırıp zorlaştırabiliyor. Faiz yoluyla döviz bolluğu oluştuğunda kurlar düşüyor, TL değerleniyor; dövizdeki bolluk bitirildiğinde de kur yönünü yukarı, TL aşağı çeviriyor.

Merkez Bankası faiz ve döviz silahı arasında karar verirken tercihini son dönemde ağırlıklı olarak dövizden yana kullandı. Çok mecbur kalmadıkça faize eli gitmedi. Faiz ve döviz silahından her birinin kendine özgü yan etkisi, aynı zamanda kendine özgü etki gücü var. Merkez Bankası yönetimi, bu konjonktürde faizin yan etkisinin, dövizin ise etki gücünün daha yüksek olduğunu düşünüyor.

İç ve dış hava bulutlu

Bu politika şimdiye kadar Türkiye ekonomisine büyük bir sıkıntı yaşatmadı. Ancak bugün Türkiye'nin önünde hem iç hem de dış yönlü çok daha farklı bir manzara duruyor. Dış konjonktür olumlu sinyal vermiyor. Zira dışarıda para muslukları geçmiş dönemle kıyaslanmayacak ölçüde kısılacak. Beraberinde hem AB hem de ABD'de faiz kararlarının etki dalgası görülecek. İç konjonktür de geride bıraktığımız yıllardan daha iyi bir görüntü vermiyor. Yeni başlayan yargı sürecinin siyasi istikrarı ne ölçüde etkileyeceğini bilemiyoruz. Üstelik iki yıl sürecek bir seçim dönemine adım atıyoruz.

İki büyük riskin silahı görünmüyor

IMF'nin geçen hafta yayınladığı rapora göre, Türkiye ekonomisi ani bir yavaşlama ya da yabancı sermaye girişlerinde duraklamaya karşı kırılgan bir yapıda bulunuyor. IMF, Türkiye'nin barındırdığı dengesizlikleri düzeltmediği takdirde 'sistemik sıkıntı' ile karşılaşabileceği uyarısını yapıyor. IMF'nin dengesizliklerden kastı cari açık ve hızlı kredi büyümesi.

Merkez'in 'en az' 6 milyar dolarlık döviz silahı, iç ve dış kaynaklı yeni bir gelişme olmadığı durumda etkili olabilir. Ancak, bu silahın tek başına IMF'nin dikkat çektiği cinsten bir tehlike durumunda etkili olacağını söylemek pek mümkün görünmüyor. Merkez Bankası eğer yıllık para ve kur politikasını önümüzdeki bir aylık dönem için hazırlamadıysa, acaba 17 Aralık'ta patlak veren iç piyasa riski ile IMF'nin işaret ettiği dış piyasa riskine yönelik silahlarını politikanın neresine gizledi?

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 25.12.2013)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM