Yaklaşık bir haftadır televizyon haber bültenlerinde ve gazetelerde konu edilen mali yolsuzluk davası aslında karapara olgusunu da içerisinde barındırıyor.
Polis tutanaklarından ve tapelerden kamuoyuna yansıyan ifade ve rakamlar doğru ise bu gelirler gayrimeşru da olsa bu karaparanın aklanması için aracı olmaktan dolayı alınan paraların vergilendirilmesi gerekir. Çünkü vergi anlayışında kazancın legal veya illegal olması vergilendirmeyi etkilemez. Pekala, uyuşturucu ticareti veya kumar oynanarak elde edilen bir gelir de vergilendirilmelidir. Olaydan ve mali çevredeki tartışmalardan; İran üzerinde uygulanan ambargonun kişiler tarafından ranta çevrildiğini görüyoruz. Nitekim ülkemizde ünlü bir sanatçı ile evlenerek, siyasi figürlerle sürekli içli dışlı olarak ve büyük şirketleri satın alarak kendisine meşruiyet kazandıran İran asıllı Rıza Sarraf ve ortağı da Babek Zencani de zaten bu özellikleri ile tanınıyor. İddialar çerçevesinde verilip alındığı iddia edilen bu paralarda takınılan ölçüsüzlük de bunu gösteriyor.
Aslında bu konu ekim ayında basında ‘Türk leaks’ başlığıyla yer almıştı. Yasaların suç saydığı fiillerden elde edilen her türlü ekonomik menfaat ve değer olarak tanımlayabileceğimiz karapara, kanunlarımızda suç geliri olarak kabul ediliyor. Bu suç gelirleri mali ve asayiş idareleri tarafından çok sıkı takip edildiği için elde edenler tarafından rahatlıkla kullanılamıyor. Bu yüzden bu paraların aklanmasına ihtiyaç duyulur. Aklama suçu, genel olarak öncül suçlardan elde edilen gelirlerin, yasa dışı kaynağını gizlemek ve bu gelirleri yasal bir kaynaktan elde edilmiş gibi göstermek amacıyla yapılan her türlü işlem olarak tanımlanabilir.
Ayrıca iddialarda yer alan 700 bin TL değerindeki saat ve havaalanından bir bakanın araya girmesiyle eksilerek değersiz maden diye yurtdışına çıkan altından elde edilen eksik miktar ya da Türkiye’de bu yolsuzluğa göz yumanlarda kalan altın da el konulması gereken karaparadır.
Karaparayla mücadelede görevini yapan Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) başkan yardımcısı görevinden alındı.
Operasyona konu olan para ve altın hareketinde de benzer hususlar göze çarpıyor. Zaten başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere; MASAK, vergi daireleri ve emniyet birimlerine yapılan ihbarda bu karapara trafiğine dikkat çekiliyordu. Gelen ihbar gereği, varlıklarının sebebini yerine getiren bu birimler konuyu araştırmak ve ortada bir suç ve suçlu varsa bu suç eylem ve faillerinin yargı önüne çıkmasını sağlamak için harekete geçtiler. Şimdilerde teker teker görevden alındıklarına bakılıp sakın bunların olayda bir suistimal yaptıkları düşünülmesin. Aksine bu birimlerde çalışan kamu görevlileri bu şekilde davranmasaydılar görevlerini ihmalden yargılanmakla karşı karşıya kalacaklardı.
İhbarda Türkiye’de 10 ay faaliyet gösterdikten sonra kapatılan iki şirketin banka hesaplarına, çoğu offshore cenneti olarak bilinen ülkelere kayıtlı 350 tabela firmasından 6,2 milyar TL’ye denk gelen dolar ve Euro gönderildiği iddia ediliyordu. Sadece posta kutusu adresi bulunan offshore şirketlerinden gelen bu paraların bir kısmı Türkiye’de kalıyor, diğer kısmı da ağırlıklı olarak Dubai, Çin, Azerbaycan ve İran merkezli yaklaşık 50 yabancı şirkete transfer ediliyordu. Türk bankaları gelen bu para transferinden yüksek miktarda komisyonlar aldı. Bu para hareketinin, uygulanan ambargo sebebiyle doğrudan para gönderiminde sıkıntı yaşayan İran’ın bu sorunu aşmak için fizikî para ve altın transferine yönelmiş olmasıyla ilgili olduğu anlaşılıyor. Bu para hareketine yardımcı olan kişi ve kuruluşlar da milyonlarca lira gelir elde etti. Bu gelirlerin beyan edilmesi halinde yine milyonlarca lira vergi tahsil edilmesi söz konusu. MASAK, iddia olunan konuları araştırıp, İstanbul’daki inceleme elemanlarına da incelettirdikten sonra ortaya çıkan raporu işleme koydu. Usulüne ve kanunlara uygun olarak okunan bir raporun işleme konulması kadar normal bir şey olamaz. Maliye’de yetkili kişilerce yazılmış raporlar doğrudan işleme konulmak zorundadır. Masak’ta da aynı şey yaşandı. Ancak ne yazık ki savcılık operasyonundan sonra görevini yapmaktan başka hiçbir şey yapmayan MASAK başkan yardımcısı da bu operasyona tepki olarak görevden alındı. Tecrübeli, dürüst ve fedakârca çalışan yetişmiş personelini kaybeden kamu oldu, devlet oldu, birilerinin umurunda olmasa da. Faruk Elieyioğlu eğer isterse özel sektörde çalışabilecek meslekî bilgi ve belgelere sahip.
Karapara aklamanın genel amacı; yasal olmayan faaliyetlerden elde edilen gelirlerin yasal olarak elde edilmiş gibi mali sisteme sokulması, bir başka deyişle bu gelirlerin yasa dışı faaliyetlerden elde edildiğinin gizlenmesidir. Böylece; yapılacak muhtemel denetimlerde gerekli açıklamalar yapılabilecek veya bu denetimlerin yapılmasını gerektirmeyecek şekilde bu gelirler, şüpheden uzak bir niteliğe kavuşturulmuş olacak. Bunu yapmanın sayısız yolu ve yöntemi vardır.
Fizikî olarak yurtdışına çıkarılarak denetimin az olduğu ülkelerde bankaya yatırılması,
Küçük tutarlara bölünerek (bildirim tutarlarının altındaki tutarlara) ülke içindeki çeşitli bankalara, farklı kişiler adına açılmış hesaplara yatırılması,
Gayrimenkul, lüks araba, mücevher, antika veya sanat eserleri alımında kullanılması, hisse senedi, tahvil, bono, çek, poliçe gibi mali araçlara dönüştürülmesi,
Banka hesaplarına yatırılmadan önce kumarhane geliri, turizm geliri veya ihracat geliri gibi gösterilebilecek ve bir açıklama yapılmasına olanak sağlayabilecek işlemlere konu yapılması,
Finansal kuruluşlar veya bunların çalışanları ile işbirliği yapılarak sisteme sokulması.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 24.12.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.