Geçen günlerde İstanbul Bahçelievler'den bindiğimiz bir taksi sürücüsüne Taksim’e gitmek istediğimizi söylediğimizde almış olduğumuz yanıt bizi şaşırttı. Çünkü taksi sürücüsü Taksim’e nasıl gidileceğini ve
nerede olduğunu bilmiyordu.
Kendisine Taksim’e nereden gidileceğini tarif ettikten sonra İstanbul’da taksi sürücüsü olarak çalışmasına rağmen Taksim’e nasıl gidileceğini bilmemiş olmasını garipsediğimi söylediğimde
almış olduğum yanıt bana daha da ilginç geldi.
Taksi sürücüsü Erzurum’dan İstanbul’a yeni gelmişti ve İstanbul’da bir hemşehrisinden söz konusu aracı kiralayarak ilk işe çıkışında benimle karşılaşmıştı.
Taksi sürücüsünün derdi gerçekten büyüktü.
Hemşehrisi ona taksiyi on iki saatliğine kiraya vermişti ve kira miktarı on iki saat için 60 YTL idi. Taksiyi akşam dokuzda sahibine deposu dolu ve yıkanmış olarak teslim edecekti. Saat dokuzdan sonra da taksi bir başka sürücüye kiraya verilmiş bulunuyordu. Gececi olanın taksi sahibine ödeyeceği kira bedeli ise 75 YTL idi.
Taksi sürücüsü ile yolda konuşmayı sürdürürken ehliyetinin on yıllık olduğunu, İstanbul trafiğini “acayip” bulduğunu kendisinden dinlerken yine kendisinin sanat okulu mezunu olarak Erzurum’da iş bulamadığını, onun için İstanbul’a geldiğini, hemşehrilerinin taksi sürücülüğünün iyi olduğunu söylediklerini ve bu nedenle taksi sürücülüğünü tercih ettiğini öğrendik.
Kendisine göre İstanbul trafiğini birkaç gün içinde öğrenebilecek bir yeteneği vardı. "Ağabey ben bir gittiğim yolu unutmam, bir gördüğüm yer aklımdan çıkmaz. İyi oldu size rastladım. Bak Taksim’e gidiyorum" diyerek özelliklerini yol boyunca anlattı bana.
Verdiği bilgilerden anlaşıldığı üzere İstanbul’da taksilerin on iki saatlik kira bedelleri 80-100 YTL arasında değişiyormuş. Aynı şekilde minibüsler kiraya veriliyormuş. Minibüslerin kira miktarı hatlarına göre belirleniyormuş. İşlek hatlarda minibüs sahiplerinin çoğu kodamanlarmış. "Ağabey iyi hatlarda kira bedelleri çok yüksek, benim o işi kaldırmam mümkün değil" diyerek, minibüs kiralama işine giremeyeceğini ifade etmeye çalışarak kendisine arabasını emanet eden hemşehrisini yol boyunca överek yolculuğumuzu Taksim’e kadar sürdürdük.
Yolculuğumuz sırasında kendisinden aldığımız bilgilere göre eğer işinde iyi çalışırsa kendisine net günde on iki saatlik çalışma sonucunda 30-40 YTL para kalacaktı. O da kendisine yetecekti.
Aracına bindiğimiz taksi şöförü İstanbul trafiğini, yollarını ve en önemlisi önemli yerlerini bilmiyordu. Ancak kendisi bu konuları kısa sürede öğrenebileceğini söylüyordu.
Arada bir "Ağabey taksi kaskolu" diyerek güvenceli olduğunu dile getirmeye çalışıyordu. Ancak kendisinin hiçbir sosyal güvenliği yoktu.
Kendisine taksiyi kiraya veren günde 135 YTL kira geliri elde etmesine rağmen muhtemelen bu geliri için herhangi bir vergi de ödemiyordu.
Günümüzde büyük şehirlerde taksiler, minibüsler 12’şer saatliğine kiraya verilmesine karşılık söz konusu araçların sahipleri bu gelirleri için herhangi bir şekilde beyanda bulunmadıkları gibi vergi de ödememektedirler. Bu durum vergi idaresi yetkilileri tarafından bilinmesine rağmen taksi ve minibüs sahipleri hakkında beyan dışı bıraktıkları kira gelirleri için herhangi bir vergi incelemesi de yapılmamıştır.
Taksi ve minibüs sahibi olanların eşleri ve çocukları ile muhtemelen diğer akrabaları üzerine kayıtlı bu tür araçlar bulunmaktadır. Ancak söz konusu araçların gerçek sahibi araçları kiraya verendir.
Taksi ve minibüs sahipleri basit usulde vergiye tabi tutulmakta olup bu kişiler defter tutmamakta, buna karşılık sadece taksi sürücüleri istendiğinde fiş ve fatura vermek zorunda bulunmaktadırlar. Minibüs sürücülerinin ise hatlı çalışmaları halinde böyle bir zorunlulukları bulunmamaktadır.
Yine uygulamada bilindiği üzere taksi şoförleri yapmış oldukları işler için fiş ve fatura düzenlemedikleri takdirde, bir gün içersinde yaptıkları taşımalar için iş bitiminde toplu fatura düzenleme hakkına sahip bulunduklarından genellikle bu faturalar taksi sahiplerinin anlaşmalı oldukları yerlere belli bir bedel karşılığında düzenlenerek adeta satılmaktadır. Bu durum da uygulama da herkesçe malumdur.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından zaman zaman yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere basit usulde vergiye tabi olanlar ve özellikle taksi sahipleri çoğu kez çok düşük beyanlarda bulunmaktadırlar. Bunun temel nedeni taksi sahiplerinin yapmış oldukları işler için belge düzenlemekten kaçınmalarıdır.
Esasında günümüzde özellikle büyük kent merkezlerinde taksi ve minibüsler kiralanmakta, elde edilen kira gelirleri de beyan dışı bırakılmaktadır. Bu durum yapılacak incelemelerle kısa sürede ve kolaylıkla belirlenir.
Taksi içerisinde canımızı emanet ettiğimiz taksi şöförleri ise sosyal güvenceden yoksun, sağlık denetimine tabi tutulmayan ve hatta örneğimizde de belirttiğimiz gibi çalıştığı yerin yol durumunu bilmeyen kişilerdir. Onların da zaman zaman haksız eylemlerle muhatap olduklarını, üç-beş kuruş için canlarına kastedildiğini, gasp edildiklerini ve öldürüldüklerini basından öğreniyoruz.
Bu durumlara göz yumanlar acaba ne vakit gerçekleri görebilecekler?
(Kaynak: Referans Gazetesi | 09.06.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.