Engelli Gençleri Keşfetmek Gerekir / Vedat İlki

 Yaklaşık nüfusumuzun yüzde onbeş’e yakını engelli yurttaşlarımızdan oluşmaktadır.

Bunun da yüzde oniki oranı erkek,yüzde onüç oranında kadın engelli sayısına yaklaşmaktadır.

 

Ülke nüfusunun sekizbuçuk milyonu engelliler tarafından oluşmaktadır.

 

Engelli çocuklarımız eğitim ile topluma ve üretime kazandırılmaktadır.

 

Bu çocukların içinde üstün zekalıları var ,fakat spastik olduklarından evlerine kapatıldıkları için bu cevherler keşif edilmiyor.

 

Keşfetilenlerin sayısı da beş parmağı geçmiyor.

 

Özel ilgi ve eğitimle bu gençler ülkemizde başarılı işlere imza atıyorlar.

 

Dün gazetelerde doğuştan spastik engelli olan Murat Can’ın başarısını okuduğumda sağlıklı bir birey olarak bir kez daha utancımdan yüzüm kızardı.

 

Hakkında yaptığım araştırma da bu gencimizin başarılı eğitim hayatı karşısında ,bizlerin sağlıklı olan çocuklarımızda bu azmin yakalayamamanın verdiği üzüntüyü de duymuş oldum.

 

Böylesi güzel başarı ve azmi kıskanmamak elde değil.

 

9/12/2006 tarihli basında hakkında yazılan;

 

13 yaşındaki Murat Can, girdiği sınavlardan birinci çıkmasıyla dikkat çekiyor. 13 yaşında 6. sınıf öğrencisi. Doktorlar Murat Can'ın durumunun, 'spastik'in C aşaması olduğunu söylüyor. Yürüyemiyor, konuşamıyor, elleri tutmuyor. Bugüne kadar girdiği bütün sınavlarda birinci olan Murat Can, ilkokula direkt olarak 3. sınıftan başlamış. Öğretmenleri, Murat Can'ın derslerdeki başarısının diğer öğrencilere de örnek olduğunu ve Murat Can'a bakarak onların da başarılarının arttığını vurguluyor. Hayata olan tebessümünü hiç eksiltmeyen Murat Can'ın en zor durumda kaldığı an, sınavlar. Eli tutmadığı için kalem kullanamıyor.

 

Bu gencimiz başarısında üstün zekası ile belli ediyor.

 

Şimdi Murat Can Nerede?

 

Bu akıllı azimli gencimiz Ülkemizin sayılı üniversitelerin birinde %100 Eğitim bursu ve olanakları ile eğitim hayatını sürdürüyor.

 

Bilgisayar Mühendisliğinde okuyor.

 

Kullandığı özel program nedeniyle gözleriyle bilgisayarda yazarak derdini anlatabilen, sayısal ve görsel dersleri yine gözleriyle çizen Murat Can İngilizce ve İspanyolca biliyor, sınıfında en iyilerden biri ortalama notu 98 oluyor.

 

Hazırlık okumuyor.

 

Bu azmin ve başarının ardında onu yalnız bırakmayan ,ilk öğretimden ,liseye hatta üniversiteye kadar tüm eğitim hayatı boyunca oğluna kendini adayan annesi Nilgün Hanım başarısı azımsanmayacak derece de büyük.

 

Tek kaygısı ilerleyen yıllarda bu başarılı çocuğun yanında ona refakat edecek ve sahiplenecek kişilerin olup olmamasıdır.

 

Engelli kardeşlerimizin en büyük sıkıntısı günlük ihtiyaçlarını karşılamakta yaşadıkları sıkıntılarıdır.

 

Bununla ilgili düzenlemeler yapılsa da, uygulama da hayata geçirilmediği için parlak bir çok gencimizi kazanmadan kaybediyoruz.

 

Böyle yetenekli gençlerimiz için Korumalı İşyerleri projeleri hayata geçirilmelidir.

 

Ayrıca engelli istihdamı açısından SGK prim teşvikleri ,vergi teşvikleri ,çalışma hayatı gibi kriterler yeniden ele alınmalı, yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

 

Eğitim kurumlarında engellilere yönelik modern sınıflar düzenlenmeli , eğitim materyalleri yeniden gözden geçirilmelidir.

 

Rehabilite edilenler topluma kazandırılmalı ,yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte hareket edilirken ,proje geliştirenlere devlet desteği sağlanmalıdır.

 

Oysa çevremize baktığımızda görme engelli olup ,ana dili gibi bir değil iki lisanı konuşan yüksek lisans, doktora düzeyinde akademik anlamda hukukçulara ,uluslararası ilişkileri bitirenleri ,mühendisleri ,öğretim görevlilerini görmekteyiz.

 

İki kolu olmayan adliyelerde davalara giren avukatlara ,tekerlekli sandalyesinde öğretmenlik yapanlara ,görmeyen gözleri ile resim yapan ressamlara kısaca hayatımızda ibret alacağımız bu yetenekleri keşfetmek için onlara iyi bakmamız gerekir.

 

Biz sağlam bedenler ,engelli bedenlerden yaşam adına  bir çok dersleri çıkarmamız gerekmektedir.

 

Down sendormlu çocuklarımızın müzik alanında yaptıkları başarılı çalışmaları ,hayata tutunmak için garsonluk ,pastacılık, soğuk mezecilik gibi işleri yaparken ,bu alanda aldıkları eğitim ile başarılı olduklarını gördüğümüzde küçük dilimizi yutmamıza ramak kalmaz mı?

 

Bugün 3 Aralık onlar mı engelli ,yoksa onları hayatımızda yok sayarak görmezden gelen bizler mi engelliyiz.

 

Önlerine hedef koyduğumuzda hepsinin ayrı ayrı yetenekleriyle başarı çıtalarını nasıl yükseldiklerini , katıldıkları spor müsabakalarında aldıkları dereceler ,uluslararası alanda aldıkları başarılar ile ,birincilik kürsüsünde ay yıldızlı bayrağı istiklal marşıyla göklere çektiklerinde göğsümüzün nasıl kabardığında başarıları ile gurur duyarız.

 

Kapanış paragrafımı Murat Can’dan  alıntı yapıyorum , sağlam bedenler bir kez daha düşünün diyorum.

 

ENGELİM BAŞARIMIN ÖNÜNE GEÇTİ

 

İlköğretimimi birincilikle bitirdim. Bütün sınıfları başarıyla tamamladım. Engelim tekrar başarımın önüne geçti, Fen bölümünü direkt eleyerek çocukluk hayallerime de veda etmiş oldum. Lise son zamanlarında programlama dillerine merak sardım. Kod yazmayı her şeyden çok sevdiğimden Bilgisayar Olimpiyatları’na da katıldım. Farklı sınavlarda dereceler aldım. Bana özel tasarlanan donanım ile bilgisayar kullanış hızım, yaşam kalitem 15 kat arttı. 
Bir engellinin motive edilmesi kolay gibi görünebilir ancak kendini motive tutabilmesi için gayet maddi, şizofrenik hedefleri olması gerekebiliyor. Liseden de birincilikle mezun oldum ve onlara kendimi bir kez daha kanıtlamış oldum.

(Kaynak: Alitezel.com | 03.12.2013)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.