Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa’nın 75'inci maddesi uyarınca yapılan takip sonucunda, vergi ve diğer kamu borçlarını ödeyemeyenlerin haczi mümkün malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde söz konusu borçlunun aciz halinde olduğu kabul edilir.
Bu durumda yapılan takip safhalarıyla bakiye borç miktarı bir aciz fişinde gösterilerek aciz hali tespit edilir.
Alacaklı vergi dairesi ile yetkili tahsil daireleri aciz halindeki borçlunun mali durumunu zamanaşımı süresinde devamlı bir biçimde izler.
Yasal düzenleme gereği olarak aciz halindeki borçlu hakkında teminat ve faiz aramaksızın mevcut borcu tecil edilmektedir. Bu durumda söz konusu borcun ödenmesi ertelenmiş olmaktadır.
Bazı hallerde yaşanan ekonomik veya hukuki nitelikteki olaylar nedeniyle vergi mükellefleri ödeme güçlerini yitirmekte, bunun sonucunda da mevcut vergi borçlarını da ödeyemez duruma gelmektedirler.
Bu durumda alacaklı vergi daireleri söz konusu vergi borçluları nezdinde vergi borcunun cebren tahsili yönünde işlem yapmaktadır. Ancak haklarında yapılan takibe karşılık mevcut vergi borcunu ödeyecek mali gücü bulunmayanlar nezdinde mevcut vergi borcunun miktarına bakılmaksızın bu takip devam ettirilmekte, bu gibi uygulamalar bazı hallerde vergi borçlusu ve çevresi nezdinde olumsuz sonuçlar verebilmektedir.
Aciz vesikası düzenlenmesi
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa’nın 75'inci maddesinde yer alan düzenleme ile mevcut varlıkları itibariyle borcunu ödeyemeyecek olanlar hakkında aciz vesikası düzenlemek suretiyle bu borçlarına faiz uygulanmadan belli bir süre erteleme olanağı sağlanması öngörülmüştür.
Konuya ilişkin olarak Maliye Başkanlığı tarafından verilen bir özelgeye göre de bu gibi durumlarda “...aciz halinde bulunup bulunmadığının bir tutanakla tespit edilmesi, aciz halinde bulunulması halinde borcun teminat ve faiz aranmaksızın tecil edilmesi, aksi takdirde amme alacağının cebren takip ve tahsiline devam edilmesi gerekmektedir.”
Aciz halinde olan bir vergi borçlusunun bu durumunun tespit edilmesi halinde mevcut borcu geçici olarak erteleneceği için işyerinde ve ikametgâhında alacaklı vergi idaresi tarafından belli belirsiz zamanlarda mevcut alacağın tahsili için haciz amaçlı işlem yapılmamaktadır. Diğer yandan bu durumda yine aynı yasal düzenleme çerçevesinde borçlu tecil müddeti içinde edindiği mallar ile gelirindeki artışı alacaklı vergi dairesine bildirmek suretiyle yeterli ekonomik güce kavuştuğu andan itibaren borcunu ödemekle yükümlü olmaktadır.
Aciz halindeki borçlunun tecil süresi içinde edindiği malvarlıkları da haczedilemez. Çünkü tecil süresi içerisinde mevcut borca faiz yürütmemek suretiyle borçlunun tecil süresi bitiminde borcunu ödeyebilir hale gelmesi konuya ilişkin yasal düzenlemenin temel amacıdır.
Aciz halinde bulunan borçlular hakkında aynı borçtan dolayı yapılacak takiplerde yeniden ödeme emri düzenlenmez. Borçlu için düzenlenen aciz belgesi bir ölçüde borç ikrarını içeren bir belge olup, alacaklı tahsil dairesi bu belgenin düzenlenmesinden sonraki devrede alacağını ispatla yükümlüdür.
Vergi borçlusunun tespiti
Aciz halinde bulunan bir vergi borçlusunun bu halinin tespiti ile birlikte söz konusu borçlu içinde bulunduğu ekonomik imkânsızlığın devam ettiği sürece borcunu ödeyebilmesi için zorlanmadığı gibi, yapmış olduğu işin sürdürülmesi aşamasında tecil süresince herhangi bir biçimde ödemeye davet edilememektedir.
Ancak günümüzde vergi idaresi gerçekten aciz halinde bulunan vergi borçluları için aciz halinin tespitinden kaçınmakta ve dolayısıyla bu kişiler hakkında aciz durumu varken bile mevcut borcuna faiz yürütmek suretiyle borç miktarının artmasına neden olan bir uygulamayı sürdürmeyi tercih etmektedir.
Oysa aciz halinde bulunan mükelleflere yasal olarak sağlanacak “aciz hali” ortamı, büyük bir olasılıkla vergi alacağının ileri bir tarihte tahsiline olanak sağlayacak ve söz konusu borçlu da mevcut faaliyetini sürdürme olanağına kavuşmuş olacaktır.
Özel hukuk açısından uygulamada “itiraz ve şikâyete konu edilmeksizin kesinleşen ve borçlunun hacze değer malının bulunmadığına ilişkin olan haciz tutanağının, geçici aciz belgesi olduğu ve borçlunun aciz halinin gerçekleştiği” kabul edilmektedir.
Vergi uygulamaları açısından malvarlığını yitirmiş, bu nedenle haczedilebilir malı bulunmayan ve fakat devamlı bir şekilde vergi borcunu ödemeye zorlananlar hakkında da mevcut yasal düzenlemeleri uygulamak suretiyle gerekli tecil işleminin yapılması en azından hem vergi idaresinin yükünü azaltacak ve hem de borçlunun yeniden işine devam etmesi ve dolayısıyla tecil edilecek vergi borçlarının ödenmesi kolaylaşacaktır.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 05.06.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.