İhracata dayalı büyüme Türkiye’nin olmazsa olmaz mahiyetindeki stratejik bir hedefidir. Bunun için devlet büyüklerinin ihracatçılarımızı övücü sözleri artık alışkanlık haline geldi. İhracat yapmaya çalışmak bir nevi misyonerlik faaliyetinde bulunmak gibi ülke tanıtımı ve imajının güçlenmesi bakımından son derece önemlidir. Devlet, ihracatı teşvik edebilmek anlamında her türlü fedakarlığı yapmaya çalıştığını her fırsatta açıklamaktan geri durmuyor. Bazen bakıyorsunuz, son derece basit konuların çözümü uzunca bir süre sürüncemede kalabiliyor. O zaman da ihracatçı ‘Acaba bu söylenenler ile maruz kalınan muamele ne denli uyum sağlıyor?’ diye haklı serzenişte bulunuyor. Başlıkta söylediğimiz konu buna bariz bir örnek oluşturuyor.
Maliye Bakanlığı kendi personeli için fazla mesai uygulamasını kaldırma kararı almış. Hemen diyeceksiniz ki, ’Tabii alabilir, bu kendi bilecekleri bir iştir.’ Evet, ama gümrük personeline dış ticaretin aksamasına neden olmamak için fazla mesai yaptırılıyor. Üstelik son yıllarda bu konuda önemli gelişme de sağlanmış durumda. Öteden beri alışılagelen kötü görüntülerin artık çok azaldığı gözlemleniyor. Bu olumlu gelişmeleri de takdir etmemek haksızlık olur.
Problem ne?
Peki, ‘O zaman problem ne?’ diyeceksiniz. Problem şu ki, yapılan bunca iyileştirmeye rağmen beyannamenin veya gümrük işleminin mesai saatleri sonrasına kaldığı durumda damga vergisi ödenmesi gereken bir durum ortaya çıktığında saymanlık kapalı olduğu için işlemin gerçekleşememesi ile karşı karşıya kalınıyor. Eskiden gümrük saymanlığındaki Maliye çalışanları da fazla mesai yaptıkları için böyle bir sorun olmuyordu. Dolayısıyla da dış ticaret işlemi her zaman tamamlanabiliyordu.
Şimdi bir kurum kendi personeli arasında farklılık yaratmamak adına fazla mesaiyi kaldırma kararı aldığında kendisi açısından doğru olabilecek bu karar önemli bir mağduriyeti de beraberinde getirebiliyor. Zaten bürokrasiye haklı olarak yapılan en önemli eleştiri masa başında alınan kararın yan etkilerinin her zaman tam olarak dikkate alınmamasıdır.
Çözüm zor mu?
Konu bu iki idarenin de kendi kararı doğrultusunda çalışanlar arasında farklılık yaratılmadan kolaylıkla çözümlenebilecek bir konu. Zira mevzuat vergi tahsilatı yapabilmek için sayman mutemedi tayini diye bir müessese öngörmüş. Maliye yetkilileri kendi personelinin fazla mesaiye kalmalarını iç dengeleri açısından uygun görmüyorlarsa rahatlıkla mevzuatın öngördüğü bu sistemi uygulamaya koyabilirler. Tabii bunun için gümrük idaresi yetkilileri ile de anlaşılması gerekiyor. Bu anlaşma yerel düzeyde defterdarlar ile gümrük başmüdürleri arasında yapılacak bir protokol ile gümrükler itibarıyla bildirilecek personele defterdarlarca sayman mutemedi yetkisi verilmesiyle kolaylıkla çözülebilecek bir konuydu.
Olayın merkezi olarak çözmeye kalkılması da elbette yanlış değil ama merkezi çözüm için en azından iki idarenin müsteşarları veya genel müdürleri düzeyinde bir anlaşma sağlanması ve bir yazı ile illere tamim edilmesi yeterli olacak.
İhracatçı bir an önce çözüm bekliyor.
(Kaynak: İto Gazetesi | 02.11.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.