Geçen günlerde basında Maliye Bakanlığı bünyesinde kira gelirlerinin vergilendirilmesi konusunda yeni bir sistem arayışı içinde olunduğu, bu arayış içerisinde de stopaj sisteminin benimsendiğine dair haberler yer aldı.
Bu haberlere göre ev sahipleri, bankalarda kira gelirlerine özgü vadesiz mevduat hesabı açtıracaklar, kiracılar kira bedellerini bu hesaba yatıracaklar, bankalar da bu hesaba yatırılan paralardan belli oranlarda vergi keseceklerdir. Bankalar daha sonra kestikleri vergileri vergi dairesine, kalanını da ev sahibine ödeyeceklerdir. Ev sahipleri bundan böyle kira gelirleri için mevduat faizlerinde olduğu gibi beyanname vermeyecek veya diğer gelirleri için beyanname veriyorlarsa da verecekleri beyannameye bu gelirlerini dahil etmeyeceklerdir, kesilen vergiler onlar için nihai vergiyi oluşturacaktır.
Sistem yararlı mı zararlı mı
Ne kadar güzel düşünülmüş bir sistem. Beyanname ile uğraşan ev sahiplerini memnun edecek, bankaları ise yeni gelecek hesaplar ve paralarını "bankamatik"lerden çekenlerin bırakacakları bakiyeler sevindirecek.
Ama vergi bilimi açısından, durum hiç de öyle değil. Çünkü bu arada, ülkede vergi bilincini ve kültürünü yerleştirme çabası da güme gidecektir. Çağdaş sistemler mümkün olduğu kadar kişileri vergi beyannamesi vermeye, devletle kişi arasında vergi ilişkisi oluşturmaya zorlarken, biz tam tersini yapıyoruz, kişileri olabildiğince vergi dairesinden uzak tutmaya çalışıyoruz.
İdare olarak kolay vergiciliği seçiyoruz. Getirin stopajı, kaldırın beyannameyi, buna da vergicilik deyin.
Son yıllarda Gelir Vergisi'nin ortalama yüzde 90’ı stopaj yolu ile toplanıyor. Bunun çoğu da ücretlilerden. Yüzde 10 için beyannameyle uğraşılır mı? Bütün gelir unsurlarını stopaja bağlayalım, vergi dairelerini de kapatalım. Muhtasar beyannameler internetten merkeze gönderilir, paralar da bankaya yatar. Bu durumda vergi dairelerinin, yarısından çoğuna gerek kalmaz. Hem bu, bazı iktisatçıların da hoşuna gider. Zira bu yolla devleti de küçültmüş oluruz.
Yeni sistemin getireceği sorunlar
Burada bankaları, vergi sorumlusu yapmak, mevcut sisteme aykırıdır. Çünkü mevzuatımızda stopaj ilişkisi, ödemeyi yapan (vergi sorumlusu), ödemeyi alan (mükellef) ve vergi idaresi üçlüsüne göre kurulmuştur. Öngörülen sitemde, banka yoktur. Eğer sisteme, kira tahsilatçılığı yapacak bankayı da dahil edecek olursak, bu dördüncü kişi olacaktır. Vergi Usul Kanunu'nun buna uyarlanması gerekir. Temel ilkeleri koymazsak, çıkacak sorunları çözemeyiz. Uygulamada az kesen olacaktır, çok kesen olacaktır. Geç veya eksik yatıran olacaktır. Bunların yasalarda öngörülmesi gerekir.
Bu sistemde istisna uygulamasının da kaldırılması gerekir. Stopaj yönteminde istisna uygulanamaz. Bankalar, istisnayı aşan kısma stopaj yapacaklar denemez. Aksi halde ev sahiplerinin her ildeki kiracısına ayrı hesap açması halinde, her ilde istisna ayrı ayrı uygulanır hale gelir.
Emsal kira bedeli esasının da kaldırılması gerekir. Zira emsal kira bedeline göre stopaj yapılamaz.
Mükelleflerin zarar mahsubu hakları yok olacaktır. Örneğin ticari veya serbest meslek kazancı sahipleri bu faaliyetlerinden oluşan zararı, kira gelirlerinden düşebilmektedir. Kira gelirlerinde beyanname kalkarsa, bu hak da olmayacaktır.
Giderleri düşme olanağı da kalkmak durumundadır. Örneğin meskenini kiraya verip kirada oturanların, aldığı kiradan ödediği kirayı düşme olanakları da sona erecektir.
Bütün bu durumlarda, zarar mahsubu, giderlerin düşülmesi gibi haklarını kullanmak isteyenlere, yeni bir ihtiyari beyan tipi ihdas edilebilir. Bu da ev sahiplerinden önce vergi kesilmesi, sonra onların iade almak için beyannameden daha fazla uğraştırılması demek olacaktır.
Bu sistem, denetimi barındırmaması dolayısıyla çift kontrat ve açıktan tahsilatı önlemez. Denetleriz diyorsanız, denetimi bugünkü sistemde de yaparsınız.
Basında çıkan haberlere göre Borçlar Kanunu da bu yönde değişecek ve banka kanalıyla yapılmayan ödemelerin ispat aracı olamayacağı yönünde hüküm getirilecekmiş. Bir ufak katkı da benden olsun. Bu tip kurallar Borçlar Kanunu'nun konusu değildir. Bu tip ispat hükümlerinin yeri Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'dur, yani onun değiştirilmesi gerekir.
Bu kadar soruna yol açacak ve başarı sağlayacağı konusunda tereddütleri çok olan bir sistemi, herhalde, getirmemek getirmekten daha iyidir. Neyse ki son açıklamalar, şimdilik bu yanlış görüşün benimsenmediğini gösteriyor.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 31.05.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.