Mevcut kıdem tazminatı sisteminin kaldırılıp yerine bireysel fonlu yepyeni bir tazminat sistemi kurulmasını öngören son taslak, çalışanlar arasında ciddi endişelere yol açtı. İlk olarak gazetemizde bütün detaylarıyla yayınlanan son taslağı okuyup da endişelenmemek mümkün değil. İşten atılan işçinin dahi kıdem tazminatının yarısını alabilmek için en az 15 yıl beklemesi; bir yıla 1 ay (30 gün) olan kıdem tazminatı hakkının yılda 11 ila 22 gün aralığına düşürülmesi endişelenmeyecek kayıplar değil. Üstelik kayıplar listesi bu iki maddeyle de bitmiyor.
İçiniz rahat olsun!
Yüreklere su serpmek için iki noktanın altını çizmekte fayda var. Birincisi şu ki; kıdem tazminatı fonu kurulmasına yönelik ilk çalışmalar 2001 yılına kadar gidiyor. 12 yıldır getirilemeyen fon sisteminin yakın vadede uygulamaya girmesi çok kolay görünmüyor. İkincisi de, üzerinde çalışılan son taslağın tasarı şekline dönüştürülüp Meclis'e gelmesi, oradan da yasalaşıp uygulanması için işçi ve işveren sendikalarının "tamam anlaştık" demesi gerekiyor. Oysa yeni çalışmanın temelini oluşturan 30 günlük hakkın aşağı çekilmesi maddesine ne Hak-İş ne de Türk-İş olur veriyor. Dolayısıyla yeni kıdem tazminatı taslağındaki değişiklik öngören maddeleri okuyanların şimdilik endişelenmelerine gerek olmadığını söyleyelim.
Şimdi bu rahatlık içerisinde yeni taslak çalışmada yer alan maddelerin işçilere neler kaybettireceğine bakalım. Fon gelir senaryoları kıdemde önemli hak kayıplarına yol açıyor. Yılda 30 gün yerine 22 günlük ücret üzerinden kıdem kesilirse asgari ücretli bir çalışanın kaybı yılda 654 lirayı buluyor. Nasıl mı?
Yıllık 6 bin 540 liralık kayıp var
Mevcut kıdem tazminatı sisteminde bir yıla bir maaş tutarında yıllık kıdem veriliyor. Bu da aylık maaşın yüzde 8,33'üne karşılık geliyor. Getirilmesi düşünülen Bireysel Fonlu Kıdem Tazminatı Sistemi'nde (BFKTS) ise bu oranın en az yüzde 3'e en çok da yüzde 6'ya düşürülmesi öngörülüyor. Buna göre işçilerin maaşından her ay yüzde 3 ila yüzde 6 oranında kesilecek kıdem primi işçilerin bireysel fon hesabına atılacak. Fon bu paraları nemalandırıp işçilerin bugünkü kıdem gelirlerine yaklaştırmaya çalışacak.
Bugün bin 21 lira olan brüt asgari ücretten çalışan bir işçi bir yıl çalışıp işten atıldığında başkaca geliri yoksa bin 21 lira kıdem tazminatı alacak. Oysa fon bugün kurulsa aynı işçinin fon hesabına yüzde 3'lük kesintide 1 yıllık çalışma karşılığı olarak 367 lira yatırılacak. İşçi mevcut sisteme göre 654 lira zarara uğrayacak. Yüzde 6 kesinti kabul edildiğinde ise fona gelecek para 735 liraya yükselecek, yıllık kayıp 286 lira olacak. 10 yıllık çalışma döneminde zarar 6 bin 540 lira ila 2 bin 860 lira arasında değişecek.
Hazırlanan kıdem tazminatı fonu senaryolarında, düşürülecek prim yükünün fonun sağlayacağı nema ile dengeleneceği varsayımı hesabı yer alıyor. Nema senaryosunda piyasadaki reel faizin en az yüzde 3 en çok da yüzde 5 düzeyinde gerçekleşeceği varsayılıyor. Ancak son dönemde Türkiye'de reel faiz yerine çok düşük hatta negatif faiz görülmesi, fonda birikecek kıdemin senaryolardaki gibi yüksek getiri elde edemeyeceğinin göstergesi. Zaten işsizlik sigortası fonu getirileri incelendiğinde senaryoların yüksek enflasyon tahminiyle yapıldığı görülüyor.
Fonun kurulup işletilmesi nedeniyle oluşacak işletme maliyetleri ile fondan kesilecek vergilerin yol açacağı kayıp bir yana yeni sistemden çıkan sonuç şu: Fon sisteminde işçinin en az hak kaybına uğraması için hiper enflasyon ve yüksek faizden başka çıkış yolu yok!
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 30.10.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.