Hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde, limited şirket ortaklarının vergisel sorumluluklarını açıklayan bir yazı kaleme almıştık. Bunun üzerine bu konuda birçok star okurunun, sorularıyla karşı karşıya kaldık.
Özellikle de limited şirketlerde payın devri ve ortakların vergi borcundan sorumluluğu çok merak ediliyor. Ara başlıklarla açıklamaya çalışalım.
PAYIN DEVRİ NASIL OLACAK?
Limited şirketlerin kuruluşu, yönetimi, sona ermesi gibi konulara ilişkin hükümler Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) yer alıyor. Payın devrine ilişkin hükümler de kuşkusuz TTK’da...
TTK’nın 520. maddesine göre; ‘Bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade eder.
Devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ile bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması şarttır.
Ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye ayın ise payını şirketin kuruluşunu takip eden üç yıl içinde başkasına devredemez.
Şirket sözleşmesi, payların devrini yasak edebileceği gibi yukarıdaki fıkralarda derpiş edilenlerden daha ağır şartlara da bağlı tutabilir.
Payın devri veya devir vaadi hakkındaki sözleşme, yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi hüküm ifade etmez.’
Her ne kadar kanun hükmünde şekli şartlardan bahsediliyor gibi görünse de bu hususlar, devir işlemenin muhtevasına etki eden unsurlar.
Bu şartların yanı sıra bir de devir işleminin tescil ve ilan edilmesi şartı var. Ancak, Ticaret Sicil Tüzüğü’nün 38. maddesi ve TTK’nın 33. maddesi gereğince bu şartın var olduğu sonucuna varıyoruz. Çünkü tescil edilmiş her olaydaki değişikliğin de tescil edilmesi gerektiği, hüküm altına alınmış.
ORTAKLARIN SORUMLULUĞU
İfade ettiğimiz bu şartlardan birine dahi uyulmaması durumunda payın devri geçersiz oluyor. Nitekim TTK’nın 320. maddesinde de şirkete bildirilmek ve şirket pay defterine kaydedilmek şartıyla, payın devrinin hüküm ifade edeceği belirtiliyor. Pay defterine kaydedilmez ise devreden ortağın ortaklık sıfatı devam ediyor. Devralan ise ortaklık sıfatını kazanamıyor. Böyle durumlarda payı devralan kişi, ortaklığın tespiti ve pay defterine kaydını mahkemeden isteyebiliyor. Bu konuda birçok Yargıtay Kararı da var (Daha geniş bilgi için Bkz. Ersin ÖZDEMİR, ‘Limited Şirketlerde Payın Devri ve Vergisel Sorumluluk’, Yaklaşım, Sayı : 174, Haziran 2007, syf. 258-261).
Gerçek anlamda devir işleminin yapılıp yapılmadığı, ortakların vergisel sorumlulukları açısından önemli. Çünkü devir işlemleri için gerekli olan şartları yerine getirmeyen ortak, payını devretmemiş olduğundan kamu borçlarından sorumlu olmaya devam edecektir.
Devir işleminin usulüne uygun olarak yapılması durumunda ise yeni ortak, sermaye payını tamamen devralmış olur. Daha açık bir anlatımla, devralan ortak, sermaye payının haklarına sahip olabileceği gibi borçlarını da üstlenmiş olur. Bu nedenle de devir aşamasında hak ve borç hesabını iyi yapmak gerekir.
(Kaynak: Star Gazetesi | 28.05.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.