Günün sözü:
"Hedefinizin ne olduğunu bulmak için konsantre olun ve daha sonra da ona ulaşmak için konsantre olun."
M:Fridsam
Türkiye'de zaman aşımı yoktur!
Hemen itiraz etmeyin. Türk Ticaret Kanunu'na (TTK) göre 10 yıl, Vergi Usul Kanunu'na (VUK) göre de 5 yıllık zamanaşımı sürelerine rağmen, uygulamada bu süreleri çok aşan dönemlerle ilgili sorunlarla karşılaşılabilmektedir.
Örneğin VUK'a göre bir konu takdir komisyonuna sevk edilmişse, bu komisyonda geçen süre kadar zamanaşımı süresi de uzamaktadır.
Yine davası devam eden dosyalarla ilgili olarak bu süre, dava süresi boyunca uzayabilmektedir.
Tahsilatla ilgili olarak da, vergi idareleri, hukukiliği tartışılabilecek yöntemlerle (sanki arada nakden bir tahsilat yapmış gibi bir makbuz düzenleyerek) tahsilat zamanaşımı süresini uzatabilmektedirler.
Bu ve benzeri birçok nedenden ötürü problem yaşamamak için özellikle;
. Defterlerinizi,
. Ödeme belgelerinizin aslını,
. Mahsup dilekçelerinin kayıttan geçirilmiş nüshalarını
saklayabildiğiniz kadar saklayın.
Yangında ilk kurtarılacak şey nedir?
Şirket defterleriniz talep edildiğinde ibraz edilememesi, hapis cezası gerektiren bir suç oluşturmaktadır.
Bu nedenle yıllar itibariyle şirketinizin kanuni defterlerinin tam ve bastırılmış vaziyette muhafaza ediliyor olmasının, kanuni temsilcilerin sorumluluğu olduğunu hatırlatmak isterim.
İş devralırken, işi devrederken sorumluluğunuzdaki kanuni defterlerin tam ve eksiksiz devralındığı ve/veya devredildiğini mutlaka tutanağa bağlayın.
Her yıl bu konuda da envanter çalışması yaptırın. Kanuni defterlerin muhafazasından emin olun.
Defteri bastırmamak ne gibi belalara yol açabilir?
Şirketlerde sıkça karşılaşılan bir konu, kanuni defterlerin bastırılmasında karşımıza çıkar. "Ne olacak elektronik ortamda muhafaza edildiğine göre şayet ihtiyaç olursa basarız" diye düşünebilirsiniz.
Ancak, özellikle muhasebe yönetimlerinin kaydi düzeltme yapmama kaygısı ile veya bazen sadece ihmalkarlık nedeniyle defterlerin basılmamış olması önemli sonuçlara yol açabilmektedir.
Yıl bittikten sonra defter bastırılmaya kalkıldığında noter tasdikli defter sahifeleri bazen yetmeyebilmektedir. Bu durumda çare olarak çoğu zaman defterin arka yüzü de kullanılmakta veya bu durum fark edildikten sonraki dönemlerin muhasebe kayıtları topluluşturularak yapılmaktadır. Muhasebe sistemi çökebilmekte, kayıtların tekrar oluşturulması önemli bir emek harcanmasını gerekli kılabilmektedir.
Defterler henüz basılmadan inceleme elemanlarınca tespit edilmekte ve şirketlerin indirilen KDV'leri deftere kayıtlı olmadığından bahisle reddedilebilmekte, dolayısıyla şirketler durduk yere gereksiz cezalı tarhiyatlara muhatap olabilmektedirler. Tüm durumlar, neticede şirketler için sıkıntılı bir ortam yaratmaktadır.
Şirket yönetimlerine tavsiyemiz, bu konuyu titizlikle takip etmeleridir.
Domates alırken dahi yoklayanlar koca şirketi alırken neden yoklamazlar?
Bazen uygulamada çok şaşırdığımız ticari anlaşmalarla karşılaşıyoruz. Şirketin mali yapısını, kayıtlarını incelemeden, oldukça büyük tutarlı hisse devir sözleşmeleri yapılabilmekte.
Satın alınacak şirketi mali ve hukuki yanlarıyla derinlemesine incelemeden, ayrıntılı bir sözleşme yapmadan bu tür alışverişlerle başka bir ülkede karşılaşılabilir mi, bilmiyorum. Literatürde bu tür incelemelere 'due diligence' adı verilmekte, bu çalışmalar sırasında alıcı, alacağı şirketin kayıt ve işlemlerini tüm yönleriyle inceletmektedir.
Satın alınacak şirketin makine ve teçhizatları, üretim yöntemleri, müşteri portföyü, alacak ve borçları, çok sayıda değişik uzmanlıklara sahip kişilerin oluşturduğu ekiplerce incelenmekte, alıcı da bu incelemeler neticesinde kendisine verilen rapordan hareketle pazarlık ve sözleşme şartlarını avukatlarının desteği ile sürdürmektedir.
Bazen, müşterilerimizin bu tasdik işlerini Mali İdare ile ortak olarak kendimize gelir yaratmak için icat ettiğimiz kuşkusuna kapıldıklarını düşünüyorum.
Öncelikle nankörlük etmeden idareye duacı olduğumuzu belirteyim. Ancak bir danışman olarak, şirketinizin yarar sağlayacağı veya daha az maliyetle halledebileceği bir yol varken, sırf bize getirisi daha fazla diye bu yolu ya da yolları sizlerin gözü önüne getirmemeyi aklımızdan geçiremeyiz.
Bizlerin yarışı, sizlerin yararına olan her konuyu herkesten önce sizlerin önüne, gündemine getirmektir. Bazen bu bizim gelirlerimizi düşürse bile...
KDV iadesi yerine, iade alınabilecek rakamların,
. Şirketin kendi vergi borçlarına,
. Mal veya hizmet aldığı şirketlerin vergi borçlarına,
. Şirketin sigorta borçlarına,
. Şirketin ithalatta doğan mali yükümlülüklerine,
. Şirketin kamudan satın aldığı elektrik ve doğalgaz borçlarına,
Mahsubu imkanı göz ardı edilmemelidir.
Bu yolla şirketiniz teminat vermek, her ay için tasdik yaptırıp bunun için ücret ödeme külfetinden kurtulabilir.
Bunun yerine, yılda bir dönem KDV beyannamesinin tasdiki için YMM tasdik ücreti ödemekle yetinebilir. Aynı şekilde, bazı durumlarda tutarı verilen teminat da yüzde 100 yerine yüzde 8 gibi oranlara inebilmektedir. Bu imkandan da yararlanabilip yararlanamayacağınızdan emin olun. Dahilde işleme rejiminden yararlanabilme imkanlarını araştırın. Böylelikle daha baştan hem ithalatta hem de Türkiye'de bir kısım malları KDV ödemeden satın alabilme imkanı doğabilir.
İthalatta ödenen KDV oranı düşük oranda olabilir mi emin olun. Böyle bir imkanın varlığı da birden bire yüklenilen KDV tutarlarında önemli avantajlar sağlayabilmektedir.
Yüklenilen KDV'de devir KDV'yi azaltabilmek için araya bir ihracat şirketi konulursa, sağlanabilecek avantajı değerlendirdiniz mi?
Doğrudan ihracat ve YMM tasdiki yerine, dış ticaret sermaye şirketi ile ihracat daha az maliyetli olabilir mi diye bir değerlendirme yaptınız mı?
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 25.05.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.