Yatırım İndirimi:
Bilindiği üzere, yatırım indirimi istisnası 4842 sayılı kanunla Gelir Vergisi Kanun'unda yapılan ve 24.04.2003 tarihinde yürürlüğe giren değişikliklerle yeniden düzenlenmiş ve yapılan yeni düzenlemelerle; teşvik belgesi zorunluluğu, yatırımın plan ve program hedeflerine uygunluğu, yatırımın finansman gibi engelleyici şartları ortadan kaldırılmış ve istisna teşvik belgesi olmaksızın otomatik işler hale getirilmişti. Ayrıca "öngörülen yatırım indirimi" uygulaması kaldırılmış (24.03.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenmiş olan yatırım teşvik belgeleri kapsamında istisnadan yararlanan yatırım harcamaları hariç) ve indirim için tek bir oran (yüzde 40) öngörülmüştü.
"Ticari ve zirai kazançlarda yatırım indirimi istisnası" başlığı altında yer alan Gelir Vergisi Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen hükme göre; dar mükellefiyete tabi olanlar dahil,
- ticari
ve
- zirai
kazançları bilanço esasına göre tespit edilen vergiye tabi gelir (adi ortaklıklar, kolektif ve adi komandit şirketler dahil) veya kurumlar vergisi mükellefleri bu istisnadan yararlanabilmekte idiler.
Öte yandan, bilindiği üzere, yatırım indirimi uygulamasına, yatırımın konusunu oluşturan aktif değerlere ilişkin harcamaların yapıldığı takvim yılından itibaren başlanılmakta ve indirimden yararlanılacak tutara ulaşılıncaya kadar devam edilmekteydi.
4842 sayılı kanunla Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen Geçici 61'inci maddede, isteyen mükelleflere, bu maddenin yürürlük tarihinden (24.03.2003 tarihinden) önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında bu tarihten itibaren yaptıkları harcamalar (öngörülen harcamalar kapsamında daha önce yararlanmış harcamalar hariç) için Gelir Vergisi Kanunu'nun 19'uncu maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde yatırım indirimi istisnasından yararlanabilme imkanı da sağlanmıştı.
Tercihini 24/4/2003 tarihinden önceki düzenleme yönünde kullanan mükellefler, yatırım teşvik belgesinde belirtilen oran üzerinden yatırım indirimi istisnasından yararlanacak, ayrıca yatırım indiriminden yararlanan tutar üzerinden geçici 61'inci maddenin ikinci fıkrası hükmü gereğince yüzde 19,8 oranında gelir vergisi tevkifatı yapacaklardı.
Yatırım indirimi uygulamasına son verilmesi:
08.04.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5479 sayılı yasa ile 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, "yatırım indirimi" kaldırılmıştır. Dolayısıyla, 01.01.2006 tarihinden sonra yapılacak yatırım harcamalarına "yatırım indirimi" uygulanmayacaktır. Ancak, anılan yasa ile Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen "Geçici 69. Madde" hükmü ile de kazanılmış hakların kullanımına ilişkin düzenleme yapılmıştır. Anılan madde hükmüne göre;
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri;
- 31/12/2005 tarihi itibarıyla mevcut olup, 2005 yılı kazançlarından indiremedikleri yatırım indirimi istisnası tutarları ile,
- 24/4/2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 9/4/2003 tarihli ve 4842 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılmadan önceki ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6'ncı maddeleri çerçevesinde başlanılmış yatırımları için belge kapsamında 1/1/2006 tarihinden sonra yapacakları yatırımları,
- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun bu kanunla kaldırılan 19'uncu maddesi kapsamında 1/1/2006 tarihinden önce başlanan yatırımlarla ilgili olarak, yatırımla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip bu tarihten (01.01.2006 tarihinden) sonra yapılan yatırımları nedeniyle, 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını, yine bu tarihteki mevzuat hükümleri (vergi oranına ilişkin hükümler dahil) çerçevesinde sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait kazançlarından indirebileceklerdir.
Yatırım indirimi uygulayan mükelleflerin kazançlarına uygulanacak vergi oranı:
Anılan maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmış olup, Maliye Bakanlığı 07.08.2006 tarih ve 3 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Sirküleri'nde konuya ilişkin açıklamalarda bulunmuştur. Yapılan açıklamalar uyarınca;
Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 69'uncu maddesi kapsamında (2006, 2007 ve 2008 yılları için) yatırım indirimi uygulayan,
- Gelir vergisi mükellefleri, 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan vergi tarifesini;
- Kurumlar vergisi mükellefleri ise, mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 25'inci maddesinde yer alan yüzde 30 kurumlar vergisi oranını,
indirimin uygulandığı yıl kazançlarına uygulamak suretiyle, anılan yıllara ait gelir veya kurumlar vergilerini hesaplayacaklardır.
Geçici 69'uncu madde kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanılıp yararlanılmaması mükelleflerin isteklerine bırakılmıştır. Mükellefler bu tercihlerini 2006, 2007 ve 2008 yıllarının tamamı için kullanabilecekleri gibi, bu yılların herhangi biri için de kullanabileceklerdir. Ancak, mükelleflerin kendi istekleriyle yararlanmadıkları yatırım indirimi istisnası tutarlarının (kazanç yeterli olduğu halde yararlanılmayan istisna tutarlarının), yatırım indirimi uygulamasının tercih edildiği yıllarda indirim konusu yapılması mümkün değildir. Kazanç yetersizliği nedeniyle indirimi fiilen mümkün olmayan kısım ise müteakip dönemlerde indirilebilecektir.
Yatırım indirimi tutarı üzerinden stopaj yapılacak mı?
Geçici 69'uncu madde kapsamında, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında yatırım indirimi uygulanması halinde, uygulanan bu yatırım indirimi GVK'nun geçici 61. maddesi kapsamına giren türden (24.04.2003 tarihinden önce yapılmış müracaata istinaden düzenlenmiş teşvik belgeleri kapsamında yararlanılan yatırım indirimi) ise, bu kazançlar dağıtılsa da dağıtılmasa da, yararlanılan yatırım indirimi tutarı üzerinden yüzde 19,8 oranında stopaj yapılacaktır (Bilindiği üzere, kurumların kârlarını dağıtmaları halinde, kâr payını alan kişilerin durumu esas alınarak, dağıtılan kâr payları üzerinden yüzde 15 oranında vergi tevkifatı yapılmaktadır. Ancak, GVK geçici 61. madde kapsamında stopaja tabi tutulmuş olan, yatırım indirimi istisnasından yararlanmış bu kazançların daha sonra dağıtılması halinde, kâr payı üzerinden ayrıca stopaj yapılmayacaktır).
Yararlanılan yatırım indirimi Gelir Vergisi Kanununun kaldırılmış olan 19.maddesi kapsamında ise stopaj yapılmayacaktır.
Çinko ve alüminyum alımlarındaKDV tevkifatı yapma zorunluluğu
96 Seri No'lu KDV Tebliği ile belirlendiği; 01.12.2005 tarihinden itibaren, bakır ve bakır alaşımlarından mamul; anot, katot, her çeşit takoz (biyet), slab, platina, kütük, granül, filmaşin, levha, boru, prinç çubuk, lama, her türlü tel ve benzerlerinin tesliminde % 90 oranında KDV tevkifatı uygulanarak, alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmektedir.
Ancak,
- Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/1'inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşların (genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflar) (tarımsal amaçlı kooperatifler hariç),
- sermayelerinin % 51 veya daha fazlası kamuya ait işletmelerin ve
- özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar ile
- bu ürünlerin ilk üreticilerinin (cevherden üretim yapanlar)
bu kapsamdaki teslimlerinde tevkifat uygulanmamaktadır.
Öte yandan, 97 Nolu KDV Tebliği'nde düzenlendiği üzere; 07.01.2006 tarihinden itibaren, yukarıda sayılan ve tevkifat kapsamına giren ürünlerin ithalatçıları tarafından yurtiçindeki teslimlerinde de 96 Seri No'lu KDV Genel Tebliği'ndeki açıklamalar çerçevesinde tevkifat uygulanmaktadır.
Bakır ürünlerinin tesliminde, faturada gösterilen işlem bedelinin hesaplanan KDV ile birlikte, Vergi Usul Kanunu'nun 232'inci maddesine göre belirlenen fatura düzenleme sınırının altında olması halinde tevkifat uygulanmamaktadır.
Bakır telin plastik, cam, kâğıt, emaye, vernik ve benzeri izolasyon malzemeleri ile kaplanması suretiyle elde edilen "izoleli iletken" teslimleri bu kapsamda mütalaa edilmediğinden tevkifata tabi tutulmamaktadır.
01.05.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 104 No'lu KDV Genel Tebliği ile yukarıda açıklanan ve bakır teslimleri için geçerli olan tevkifat kapsamına çinko ve alaşımlarından mamul, alüminyum ve alaşımlarından mamul ürünler de alınmıştır. Dolayısıyla, bu tür ürünlerin 04.05.2007 tarihinden itibaren yapılan teslimlerinde de % 90 oranında katma değer vergisi tevkifatı yapılacak ve tevkif edilen KDV tutarları 2 No'lu KDV Beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir. Tevkifatın hangi malların tesliminde uygulanıp uygulanmayacağı belirlenirken, yukarıda bakır ve alaşımlarından mamul mallar için yapılan açıklamalar, alüminyum ve çinkolar için de dikkate alınacaktır. Bu nedenle, örneğin alüminyum telin plastik, cam, kâğıt, emaye, vernik ve benzeri izolasyon malzemeleri ile kaplanması suretiyle elde edilen "izoleli iletken" teslimlerinde KDV tevkifatı yapılmayacaktır.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 17.05.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.