Kıdem Tazminatı Verimi Düşürüyor! / Erdoğan Süzer

 Önümüzdeki günler çalışma hayatına yönelik düzenlemeler açısından bir hayli hareketli geçecek. Taşeron işçilik, kadın istihdamı, özel istihdam büroları, kıdem tazminatı ve belki işsizlik sigortasından yararlanma koşullarının kolaylaştırılmasına yönelik düzenlemeler gündeme yerleşecek.

Kadınların çalışma şartlarının kolaylaştırılarak çok çocuk yapmalarına imkan verecek yasal düzenleme daha duyulur duyulmaz tepkiyle karşılandı. Bir kesim kadınların istihdamdan uzaklaştırılacağı eleştirisini getirirken, işveren direkt "kadın işçi almam" restini çekti. Görünen o ki, eğer kadın çalışanlara bir anlamda esnek çalışma imkanı sunacak bu düzenleme hayata geçerse faturasını devlet üstlenecektir.

Devlet de büyük ihtimalle bu yükü işsizlik sigortası fonuna havale edecektir. Aksi halde "kadını fabrikama sokmam" diyen işverenle uzlaşmak pratikte mümkün görünmüyor.

Seçim arifesinde kıdem gelir mi?

Taşeron işçiliği yaygınlaştıracak düzenleme girişimlerine Hak-İş doğrudan set çekiyor. Türk-İş'in yeni yönetimi henüz sahaya inmediği için "kırmızı çizgi" çektiği kıdem tazminatı ve taşeron işçilik konusundaki yeni söylemi merakla bekleniyor. Başta kıdem tazminatı olmak üzere, geniş kitleleri rahatsız edebilecek düzenlemelere seçim öncesi nasıl olup da cesaret edildiğini merak ediyor olabilirsiniz. Mutfakta çalışan bürokratlara bu soruyu sordum, "Düzenlemelerin vatandaşın lehine olacak şekilde hazırlanabileceğini neden düşünmüyorsunuz? Lehte olacaksa seçim avantaj mı olur, dezavantaj mı" yanıtını aldım.

Hükümetin geçmiş uygulamaları, sosyal politikalar üzerinden bir seçim yatırımı ihtimalini düşük gösteriyor. Uzun bir aradan sonra yarın toplanacak Çalışma Meclisi'nin ilk gündem maddesinde kıdem tazminatının yer alması zamanlama açısından kritik görünüyor. Kıdemle birlikte aynı Meclis'te tartışılacak taşeron işçilik ve istihdam büroları aracılığıyla geçici işçilik konuları da işçi sendikaları, dolayısıyla geniş kitleler açısından pek sıcak karşılanmıyor. Hal böyleyken bu üç kritik konunun gündeme alınması, tartışmaya açılması boşa olmasa gerek.

Bakanlığımızın bilgisi dahilinde...

Çalışma Bakanlığı tarafından Çalışma Meclisi'ne sunulmak üzere hazırlanan "Kıdem Tazminatı Komisyon Raporu"nda kıdemle ilgili çok önemli tespitler var. İşte birkaç tespit:

"Bazı işverenlerin kıdem tazminatını ödememek için işçilerini işten çıkmış gibi gösterdiği, işçisini psikolojik tacizlerle istifaya zorladığı, işe başlattığı işçiden istifa dilekçesi de aldığı Bakanlığımız bilgisi dahilindedir. Her ne kadar yargı kararları bu girişimlerin önünü kapatmışsa da işçinin çoğu zaman mahkemeye başvurmaya gerek duymaması veya başvursa dahi uzun yargılama süreleri nedeni ile hak kaybına uğradığı açıktır.

İşçilerimiz açısından bakıldığında ise işçinin daha iyi bir iş bulmasına rağmen kıdem tazminatını kaybetmemek için işini değiştirememesi hareketliliği azaltarak işgücü piyasasının dengelerini bozmakta, işçinin, istemediği halde o işyerinde çalışmaya devam etmesine ve verimliliğinde düşüşe neden olabilmektedir."

Belli ki işveren kıdemi ödememek, işçi de alabilmek için mücadele veriyor. Üstelik bu mücadele yasalar değişse de değişmeyecek. Mevzuat ve denetimler meseleyi çözmeye yetmediğine göre, esas olarak tarafların mücadele genini yok edecek bir Ar-Ge çalışmasına yönelsek daha kolay olmaz mı?

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 25.09.2013)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.