Halen görevde olan ve emekli hesap uzmanlarının üye olduğu Maliye Hesap Uzmanları Derneği tarafından yayımlanan ve vergi camiasının güzide dergilerinden kabul edilen Vergi Dünyası dergisinin Mayıs 2007 sayısında (sayı 309), derneğin bir açıklaması, “Yanlış Yapanlar ve Yanlışı Alkışlayanlar” başlığı altında yayımlandı.
Derneğin açıklaması, hemen hemen bir mali muhtıra. Bu muhtıra, siyasi gerekçelerle değil, hukuki gerekçelerle oluşturulmuş ve verginin bir hukuk konusu olduğunu hatırlatarak vergilendirmede hukukun hâkimiyetini savunan ve isteyen bir muhtıra.
Bazı köşe yazarlarına da sitem eden ve önümüzdeki günlerde çok konuşulacak bu muhtırayı aşağıda özetleyerek aktarmak istiyoruz:
“Uygulamaya baktığımız zaman, vergide belirlilik ve açıklık ilkeleriyle de yakından bağlantılı bulunan 'vergilendirmede kanunilik' ilkesine her zaman sadık kalınmamaktadır. Özellikle son dönemlerde bu kanaatimizi doğrulayan çok sayıda işlem ve olayla karşılaşmaktayız.
Bu olay ve işlemler; bazen bir genel tebliğle yapılan düzenleme, bazen özenilerek verilmiş bir özelge, bazen sirküler adı verilen ve hukuki değeri tartışmalı bir metin, bazen bir uzlaşma tutanağı ve bazen de herhangi bir yazı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün bu yanlış işlemleri yapanların, çeşitli zaman ve şekillerde yapılan uyarılara rağmen uygulamalarına devam etmeleri, “dayatmacı” bir yönetim anlayışına doğru gidildiği şeklinde algılanma tehlikesi taşımaktadır.
İdari kararlarla vergi koymak kadar, yine idari kararlarla mevcut bir vergiyi kaldırmaya tevessül etmek de yanlıştır. Bütün bu yanlışlıklardan daha vahimi ise yapılan bu yanlışlara ses çıkarmamak, hatta farklı nedenlerle bu yanlışları alkışlamaktır. Yanlışı alkışlayanlar bunu çeşitli bahanelerle yapmakta ve bu duruma değişik kılıflar uydurabilmektedirler. Bu bahaneler; haksızlığın düzeltilmesi veya mağduriyetin giderilmesi adına tabu yıkıcı cesur kararlar vermek şeklinde sunulabileceği gibi, basitçe 'kişisel menfaatler'den ibaret de olabilir. Hatta hasbelkader ele geçirilen gazetelerdeki köşe başlarında bu tür olumsuzluklar büyük bir marifetmiş gibi anlatılarak, başkalarının da bu yanlışları desteklemeleri teşvik edilebilir. Yanlış, sonsuz şekillere girebilir. Ancak unutulmamalıdır ki; bilimsel olarak doğru yalnız bir türlü olabilir.
Yanlışı alkışlamak veya yanlışlara sessiz kalmak başka yanlışlara da davetiye çıkarır ve ilk yanlışı alkışlayanların ya da sessizce kabullenenlerin, sonraki yanlışlar için söyleyecek sözleri olamaz. Tebliğle vergi kaldırdığında alkışlanan bir idarenin, 'Ben tebliğle vergi kaldırabiliyor ve alkışlanıyorsam, o zaman tebliğle vergi de koyabilirim' şeklindeki düşüncesine de karşı çıkma imkânı kalmamaktadır.
İdarenin yapacağı uygulamalarla kanunlardaki bazı müesseseleri amacı dışında kullanmasının, bu müesseselere kanunda öngörülmeyen fonksiyonlar yüklemeye çalışmasının ve demokrasilerdeki güçler ayrımı ilkesine aykırı olarak kendini yargı, hatta yasama organı yerine koyarak bu organların yetkilerini kullanmaya kalkmasının sistemi yozlaştırdığı unutulmamalıdır.
Mevcut kanunlar yanlış, hatalı veya eksik olabilir ya da amaçladığı şeyi tam anlamıyla ifade etmeyebilir. Ancak, ne olursa olsun, bunların hiçbiri kanunlarda olmayan bir düzenlemeyi idari işlemle yaratmanın veya mevcut bir hükmü idari işlemle değiştirmenin gerekçesi olamaz. Bir yanlışlık, haksızlık veya hata varsa bunun düzeltilmesi de ancak yine kanunla yapılabilir. Aksi halde vergilemede kanunilik ve idarenin kanuniliği ilkelerinin yerini, günümüzde örneklerini sıkça gördüğümüz gibi, tamamen keyfi uygulamalar alır.
İlkesizliği “ilkelerin gitgide bertaraf edilmesi yoluyla pragmatik olarak ilerlemek yolunda gittikçe artan kararlılık, sosyal ve ekonomik politikadaki en mühim icraatlardan biri” olarak tanımlayan Hayek’i haklı çıkarmaya kararlı bazı 'ilkeli(!) uygulayıcılar' yanlış yapmayı veya yanlışta ısrar etmeyi günümüzün yükselen değerleri arasında kabul etseler veya yine bazıları bu yanlışları, 'iyi yanlış', 'menfaatime uygun yanlış' gibi kriterlerle destekleseler de hesap uzmanları, bundan sonra da ne pahasına olursa olsun, her türlü yanlışlığa ve bu yanlışlıkları destekleyenlere karşı mücadelelerini sürdüreceklerdir. Bu mücadele belki bugünkü ilkesizlikleri engellemeyecek ama gelecekte yenilerinin yaratılmasına engel olacaktır.
Maliye Hesap Uzmanları Derneği olarak, hesap uzmanları tarafından 62 yıldır sürdürülen bu mücadelede yer almak veya onu desteklemek isteyen her onurlu kişi veya kuruluşla birlikte olmaktan kaçınmayacağız. Yanlışa alkış tutmaya devam edenler, bir gün tarihsel sorumlulukları ile hesaplaşmak zorunda kalacaklardır. Tarih, yanlışı yapanlar veya onların destekçilerinden bahsetse de esas olarak yanlışla mücadele edenler tarafından yazılmaktadır. Yanlışla mücadele etmeyen, hatta onu destekleyenlere, yasal zemini olmayan uygulamaları alışkanlık haline getirenlere de her türlü yasal mekanizmayı devreye sokma kararlılığıyla 'Kanun namına durun!' diyoruz.”
Maliye Bakanlığı'nın, sadece bu bakanlığa değil, devletin birçok bürokratik tepe noktalarına eleman yetiştiren bu çok önemli denetim birimi mensuplarının, “hukuk” diye isyan etmeleri, çok önemli ve üzerinde çok düşünülmesi gereken bir olaydır. Nitekim biz de yıllardır Türk vergi hukukunun “vergisi” var, “hukuku” yok diye, “sanal metinlerle” hukuk yaratılamaz diye, “idarenin şeffaf olması ve bütün özelgelerin yayımlanması gerekir” diye boş yere yazmıyoruz.
Bir demokratik hukuk devletinde fırtınalar koparması gereken bu ağır muhtıraya, bakalım genelde Maliye Bakanlığı, özelde Gelir İdaresi Başkanlığı ne tepki verecek. Herhangi bir tepkinin olmayacağını bile bile, biz yine de bir açıklama gelirse onu da yayımlamaya hazır olduğumuz duyuralım.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 14.05.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.