Bay Yıldırım Özel bir şirkette yönetici, eşi ise bir başka kurumda halkla ilişkiler uzmanı olarak çalışarak hayatlarını sürdürüyorlardı. Tek çocukları olan Ertuğrul oldukça başarılı bir öğrenci olarak lise ikinci sınıfa kadar gelmiş, ancak arkadaşlarının üniversite hazırlık kurslarına yönelik arayışlarından ister istemez o da etkilenmişti.
Bu arada üniversiteye giriş sınavlarında başarı sağlayabilmek için bir rehber öğretmenle anlaşmanın doğru olacağı yönünde duyumlar alıyordu. Ertuğrul konuyu babası ve annesine açtı.
Gerçekte Ertuğrul'un hazırlık sınıfından beri çok iyi anlaştığı bir arkadaşı lise birinci sınıftan itibaren genç bir rehberlik hocasından ders alıyordu. Arkadaşı bu öğretmeninden "koç" diye söz ediyordu. Bir gün arkadaşı koçu ile Ertuğrul'u bir araya getirdi.
Koç da üniversite öğrencisi idi. Ülkemizin en yüksek puanla öğrenci alan bir üniversitesine Türkiye çapında almış olduğu bir derece ile girmiş üçüncü sınıfa gelmişti.
Ertuğrul koç olarak görev yapacak rehberlik öğretmeninden gerekli bilgileri aldı. Koç öğrencileri üniversite sınavına hazırlama aşamasında ortaya çıkan her sorunda yanında oluyordu. Ertuğrul gelişmelerden ailesini haberdar ederek kendisinin de koçtan yararlanmayı arzuladığını söyledi. Aile, çocuklarının isteğine uygun davranarak çocuklarını bir yandan üniversiteye hazırlık kurslarına gönderirken haftada iki gün de koç olarak görev yapan öğretmenden ders alması için gerekli ortamı hazırladı.
İki yıl çabuk geçti. Ertuğrul üniversite sınavlarına girdi ve Türkiye çapında ilk yüzün içine girerek arzuladığı üniversitenin yine arzuladığı fakültesine kaydını yaptırdı. Kendisine üniversiteye hazırlık sınavlarında destek veren koç öğretmeninin onun bu başarısındaki katkısını her vakit arkadaşlarına fırsat buldukça anlatıyordu. Koç olarak görev yapan genç de üniversiteyi bitirmiş, yüksek lisans eğitimi almak üzere yurtdışına gitmişti.
Ertuğrul'un annesi geçen yılın kasım ayında işinden eve geldiğinde oğlu adına vergi denetimi yapmakla görevli bir birimden bir mektup geldiğini ve mektubun evde misafir olarak bulunan Ertuğrul'un babaannesine teslim edildiğini öğrendi.
Ertuğrul bir vergi denetimi elemanı tarafından yazılı olarak bilgisine başvurulmak üzere daireye davet ediliyordu. Ertuğrul belirtilen gün ve saatte vergi denetimi yapmakla görevli bulunan kişiye gitti. Kendisine üniversite sınavına hazırlanırken özel ders alıp almadığını, eğer özel ders almış ise saati kaç liradan kimden ders aldığını, ders aldığı kişinin kendisine makbuz verip vermediğini sormak suretiyle düzenlenen tutanak denetim elemanı tarafından Ertuğrul'a imzalattırılırken bu cümleler Ertuğrul'un dikkatini çekti.
Ertuğrul "Annem ve babam çalıştığı için özel öğretmenime ödemeyi ben yapıyordum. Kendisine yaklaşık 80 defa ödeme yaptım, yaptığım ödemeler için makbuz almadım ve istemedim" diyordu. Ertuğrul konu üzerinde durmadı, zaten denetmen de "Bu konu seninle ilgili değil" diye tutanağı imzalamasını istemişti.
Aradan aylar geçti. Mart ayının ortalarına doğru Ertuğrul evde arkadaşları ile buluşarak vize sınavlarına hazırlanmayı düşünmüş bu nedenle gerekli hazırlıkları yaparak arkadaşlarını beklemeye başlamıştı. Kapının zili çaldığında koşarak kapıya gidip açtı. Karşısında bulunan kişi "Ben vergi dairesinden geliyorum. Bir ihbarname var. Ertuğrul Özel kim" diyerek hitap ettiğinde bu genç üniversite öğrencisi "Ertuğrul benim" diyerek cevap vermiş bu cevaba karşılık da görevli eleman Ertuğrul'dan hüviyet istemişti. Hüviyeti eline aldıktan sonra hüviyetteki resimle Ertuğrul'un yüzünü kontrol ettikten sonra ihbarnameyi Ertuğrul'a teslim etmiştir.
Ertuğrul ihbarnameyi aldığı vakit daha da şaşırmıştır. Çünkü ihbarname tek değildir. Kendisine iki ihbarname verilmiştir, birinci ihbarname 2005 yılına ikinci ihbarname ise 2006 yılına aittir. Vergi Usul Kanunu'nun 353'üncü maddesinin (1) ve (3) bentleri uyarınca serbest meslek makbuzlarının alınmaması nedeniyle kesilecek cezanın beşte biri kadar özel usulsüzlük cezası, iki ihbarnamede 80 defa, daha açıkçası 1/5 ceza ayrı iki ihbarnamede seksen kat olarak kesilmiş ve kesilen bu cezanın bir ay içinde ilgili vergi dairesine ödenmesi tebliğ edilmiştir.
Ertuğrul Özel'in böyle bir olay karşısında morali bozulmuş, korku içerisinde önce babasını ve sonra da annesini arayarak durumu bildirmişti.
İki gün sonra bir tanıdık vergi uzmanı ile vergi dairesine giderek ihbarname hakkında bilgi almak isteyen Ertuğrul'a aylar önce düzenlenmiş tutanak gösterilmek suretiyle "Kendin 'Makbuz istemedim ve almadım' demişsin neden şimdi gelip 'Niye' diye soruyorsun" şeklinde cevap verilmiştir. Biz de şimdi soruyoruz: Bula bula Ertuğrul'u mu buldunuz.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 12.05.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.