Bir yılı aşkın süredir 6102 sayılı yeni Ticaret Kanunu uygulamada. Süreçte yaşanan bazı sorunlar artık daha iyi anlaşılmakla birlikte, kimi çözümsüzlükler herkesin elini kolunu bağlıyor.
Görüyoruz ki, bu sorunların kaynağında, yapılan kanuni düzenlemelerin, diğer kanunlar karşısında yaratacağı sorunların hesap edilmemesi var. Örneğin, Ticaret Kanunu’nda bir düzenleme yapılırken bunun vergi kanunlarındaki yansıması dikkate alınmayabiliyor. Şimdi detayını ileteceğim sorun da işte tam bu türden…
Yeni Ticaret Kanunu, tüzelkişilerin, anonim şirketlerin yönetim kuruluna, limited şirketlerin de müdürlüklerine seçilmelerine izin verdi. Eski Ticaret Kanunu uygulamasında, tüzelkişiler, A.Ş’lerin yönetim kuruluna, Ltd. Şti’lerin de müdürlüğüne seçilemiyor, sadece buralarda atadıkları gerçek kişiler aracılığıyla temsil ediliyorlardı. Yeni Ticaret Kanunu uyarınca, tüzelkişiliğin kendisi doğrudan doğruya yönetim kurulu üyesi ya da müdür olarak seçilebiliyor. Bu görev yine, atadığı gerçek kişiler eliyle yapılıyor ama yasal açıdan tüm yetki ve sorumluluk tüzelkişiliğe ait.
Sorun nerede diyeceksiniz… Buraya kadar herhangi bir sorun yok. Sorun, yönetim kurulu üyesi olan tüzelkişiye toplantı başına huzur hakkı ödemesi yapıldığında ya da müdür olan tüzelkişilere bu görevleri için maaş ödemesi yapılmak istendiğinde ortaya çıkıyor.
Birinci sorun, ödemenin kime yapılacağı... Ödeme, yönetim kurulu üyesi ya da müdür olan tüzelkişiliğe mi yapılacak, yoksa bu tüzelkişi adına temsilcilik yapan gerçek kişiye mi yapılacak? İkinci sorun ise yapılacak bu ödemelerin vergilendirilmesi konusu.
Eğer ödeme yönetim üyesi ya da müdür olan tüzelkişiliğe yapılacaksa ciddi bir vergilendirme sorunu ile karşı karşıyayız. Çünkü böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyoruz. Eski Ticaret Kanunu uygulamasında böyle bir ödeme yapılması mümkün değildi. Tüzelkişiler yönetim kurulu üyesi ya da müdür olamıyordu.
Durumun vergi kanunları açısından değerlendirilmesinde de problemler mevcut. Gelir Vergisi Kanunu uyarınca, huzur hakkı ve maaş niteliğindeki ödemeler ücret sayılır ve ücret olarak vergilendirilir. Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre ise gelir vergisinin kapsamına giren 7 gelir unsuru kurum kazancı olarak değerlendirilir. O halde, tüzelkişiliğin elde ettiği huzur hakkı ya da maaş gelirleri, kurum kazancı sayılacak ve kurumlar vergisine tabi tutulacak.
Ancak sorun burada bitmiyor. Yapılacak huzur hakkı ya da maaş ödemesi için elde eden tüzelkişi tarafından fatura düzenlenecek ya da KDV hesaplanacak mı? Elde edilen kazanç, tüzelkişi açısından kurum kazancı sayılacağı için Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, vergiye tabi bir işlem yapılmış kabul edilecek ve düzenlenecek faturada KDV hesaplanması gerekecek. En nihayetinde, hiç olmamış bir şey olacak ve ücret nitelindeki bir ödeme KDV’ye tabi tutulmuş olacak.
Eğer huzur hakkı ya da maaş ödemesi, toplantılara katılan ya da müdürlük görevini ifa eden gerçek kişilere ödenecekse sorun nispeten daha kolay aşılabilir. Yapılan ödeme, ücret olarak kabul edilecek ve vergi kesintisi yoluyla gelir vergisi alınacak.
Evet, somut olarak yaşanan bir sorunu özetlemeye ve çözüm önerilerimizi paylaşmaya çalıştık. Bu sorunun, bundan sonraki dönemde daha sık yaşanması kaçınılmaz. Özetle, Maliye Bakanlığı, ödemenin kime ve vergilemenin de ne şekilde yapılacağını tez elden net olarak açıklamalı.
Hangi SGK primi sabitlendi?
Sosyal Güvenlik Sistemimize göre, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık yardımlarının sağlanması için Kısa Vadeli Sigorta Kolu (KVSK) primi alınır. İşyerlerinin tehlike sınıfları arttıkça, işçilerin iş kazası riski de artar. Bu yüzden KVSK primi yüzde 1 ile yüzde 6.5 arasında değişir.
Bu bilgiyi neden mi verdik! 1 Eylül 2013’ten itibaren mevzuat değişikliği ile artık az tehlikeli-çok tehlikeli ayrımı olmaksızın bütün işyerlerinde KVSK primi yüzde 2 olarak sabitlendi. Öte yandan, daha yüksek prim ödeyen çok tehlikeli işyerlerinde de bu oran yüzde 2’ye düşeceğinden artık daha az prim ödenecek.
KVSK priminin tamamını işveren ödediğinden, özellikle az tehlikeli işyerlerinde işverenlerin işçilik maliyeti artacak. Ayrıca emekli olup 4/A sigortalısı olarak çalışmaya devam edenlerin de KVSK primi artacak. Daha önce yüzde 7.5 işçi, yüzde 22.5 + 1 KVSK primi olmak üzere yüzde 31 oranında prim ödeyen işyerleri artık yüzde 32 olarak prim ödeyecek.
Asgari ücret üzerinden prim ödeyen bir işyerinde ise, yüzde 1 olan KVSK priminin yüzde 2 olarak uygulanması durumunda 1 puanlık artış kişi başına 10.21 lira ek maliyet getirecek. Aynı şekilde çok tehlikeli işyerlerinde de prim oranı, yüzde 3’ten yüzde 2’ye gerilemesiyle bu işyerleri 1 Eylül 2013 tarihinden asgari ücretli işçiler için maliyetlerinde kişi başına 10.21 lira daha az prim ödeyecek.
EMEKLİLİK İÇİN İKİ TERCİHİNİZ VAR
1975 yılından beri sigortalıyım, 4100 prim ödeme günüm var. Askerlik borçlanması yapmadım. Ne zaman emekli olabilirim? Ahmet Tekin
15 yıl sigortalılık süresi, 55 yaş ve 3600 günü tamamlayarak yaştan emekli olabilir veya askerlik borçlanmasıyla birlikte 5000 prim gün sayısını tamamlayarak normal emekli olursunuz.
(Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi | 12.09.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.