Okulların açıldığı bu dönemlerde eğitim öğretim masraflarının vergiden düşülüp düşülmediği konusu hakkında sorular geliyor. Malum gün geçtikçe herkes çocuğuna daha iyi bir eğitim aldırmanın yolunu arıyor.
Sınavlardaki yarışma ortamı her geçen zaman daha zorlu geçtiğinden özel okullar, dershaneler, özel kurslar için yapılan masrafların haddi hesabı yok. Mükellefler de haklı olarak bu kapsamda yaptıkları harcamaları vergiden düşüp düşemeyeceklerini merak ediyor.
Gerçek kişi mükellefler kendileri, eşleri ve çocukları için yaptıkları eğitim ve sağlık harcamalarını Gelir Vergisi beyannamesinden indirim konusu yapabilir. Bunun için kanunda bazı şartlar belirlenmiş. Öncelikle harcamanın beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması gerekiyor. Yine harcamanın Türkiye’de yapılması ve Gelir veya Kurumlar Vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi de şart. Bu indirimden sadece ticari, mesleki ve zirai kazanç mükellefleri değil, menkul, gayrimenkul ve değer artış kazancı beyan eden mükellefler yani beyanname veren bütün Gelir Vergisi mükellefleri faydalanabilir. Tek bir işverene bağlı olarak çalışan ücretliler Gelir Vergisi beyannamesi vermediğinden bu indirim imkânından faydalanamaz.
Peki eğitim harcamalarından ne anlamak gerekir? Malum eğitim harcaması kavramının kapsamı oldukça geniş. Eğitim ve öğretim kurumları ile anaokulu, kreş ve dershanelere eğitim amacıyla yapılan ödemeler, servis ücretleri, kurs ücretleri, her türlü kitap (ders kitabı, hikâye, roman, bilimsel eser) ve kırtasiye alımlarının tamamı bu kapsamda değerlendiriliyor. Mükelleflerin çocukları için bu ve buna benzer alanlarda yaptıkları harcamaları beyanname üzerinden indirebilmeleri mümkün.
Birlikte oturulan eşin, önceki evliliğinden olan ve velayeti üzerinde bulunan küçük çocuklar için ödenen eğitim harcamaları da indirime dahil. Maliye “küçük çocuk” tabirinden, 18 yaşını doldurmamış ve mükellef tarafından, bakmakla yükümlü olunan (nafaka verilmek suretiyle bakılanlar dâhil) kişilerin anlaşılması gerektiğini belirtiyor. Bu durumda indirim imkânının, ilköğretim ve öncesi öğrenciler için kullanılabileceği gerçeği ortaya çıkıyor. Üniversite okuyan çocuklar bu yaşı geçmiş olacağından onlar için yapılan eğitim harcamalarının beyanname üzerinden indirilmesi mümkün değil. Zaten gerek devlet gerekse de vakıf üniversiteleri Kurumlar Vergisi’nden muaf olduğu için, yapılan ödemeler karşılığı verdikleri makbuzlarla indirimi tevsik etmek mümkün değil. Öte yandan ortaöğrenim de olsa yurtdışındaki bir okula gönderilen çocuklar için de yapılan harcamalar Gelir Vergisi beyannamesinden indirilemez. Buna mukabil eğitim alanında yatırımı teşvik için kurulan özel okullara belirli bir süre için tanınan Kurumlar Vergisi muafiyetinin bu indirime engel olmadığını düşünüyorum. Yani 3-5 yıllığına Kurumlar Vergisi ödemeyecek şekilde teşvik edilerek kurulan okullara gönderilen öğrenciler için ödenen eğitim harcamalarının Gelir Vergisi’nden indirilebileceğini düşünüyorum.
Şirketler burs verebilir
Gerçek kişiler kendileri, eşleri veya çocukları için yaptıkları eğitim harcamalarını vergiden düşme imkânına sahipken şirket ortaklarının böyle bir imkânı yok. Ancak şirketlerin vakıf veya derneklere eğitim bursu adı altında yaptıkları bağışların Kurumlar Vergisi beyannamesinden indirilebildiğini belirtmek gerekir. Söz konusu yardımın kamu idarelerine, Bakanlar Kurulu’nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, kamu yararına çalışan derneklere veya bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılıyor olması gerekir. Yıl içerisinde bu şekilde yapılacak yardım toplamının da ilgili yıla ait kurum kazancının yüzde 5’ini aşmaması gerekir.
Öte yandan bazı şirketler, seçtikleri bazı öğrencileri yurtdışına eğitime gönderme yoluna gidebiliyor. Bu öğrenciler için yapılan harcamaların da vergiden indirilebileceğini belirteyim. Ancak buradaki indirim, eğitim öğretim harcaması kapsamında olmayacak. Gelir Vergisi Kanunu’na göre, ileride çalıştırılmak üzere bugünden verilen öğrenci bursları “ücret” olarak değerlendirilir. Böylece bu kapsamda yapılan harcamalar ücret olarak değerlendirilip gider olarak yazılabilecektir. Normalde ücret geliri olarak belirlenen mezkur burslar üzerinden Gelir Vergisi hesaplanıp tevkif edilmesi ve bunun muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekir. Ancak yabancı memleketlerde ve Türkiye’de tahsilde bulunan öğrencilere ödenen iaşe, ibate ve tahsil giderleri Gelir Vergisi’nden istisna olduğundan, ücret olarak ödenen bu tutarlar üzerinden Gelir Vergisi hesaplanmaz. Şirketlerin bu kapsamda yaptıkları harcamaların gider olarak kabul edilebilmesi için burs verilecek öğrencilerin seçiminde bazı şartlara uyulması gerekiyor.
Tahsilde bulunan öğrencilere iaşe (yiyecek), ibate (barınma) ve tahsil gideri ile burs olarak yapılan ödemelerin; şirket tarafından gider olarak indirim konusu yapılabilmesi için;
Bursun işle ilgili olması, yani burs verilen kişilerin, okulu bitirdikten sonra burs veren işletmede hizmet yükümlülükleri nedeniyle çalışacaklarını gösterir bir sözleşmenin düzenlenmesi.
Burs verilecek öğrencilerin, Türkiye’nin her tarafından eğitim gören öğrencilerin katılabileceği bir yarışma sınavı sonunda kazanan kişilerden olması,
Verilen burs süresinin ve karşılanacak eğitim giderleri miktarının işin önemi ve genişliği ile orantılı olması gerekir.
Yukarıda sayılan şartlar dahilinde, öğrenci bursu olarak verilen ya da özel okulda eğitim görmekte olan öğrencinin tüm eğitim masrafları şirketin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilir.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 10.09.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.