Ülkemizde girişimciliğin her anlamda teşvik edilmesi çok büyük bir önem taşıyor. Bu kapsamda; girişim sermayesi yatırım fon veya ortaklıklarına sermaye koyan işletmelerin ve kişilerin vergisel açıdan teşvikine yönelik bazı mühim düzenlemeler mevcut.
Bugün, bu düzenlemelerle ilgili bazı önemli noktaları siz değerli okurlarımızla paylaşmak istiyoruz.
Girişim sermayesi yatırım fon veya ortaklıkları ne iş yapar?
Kısaca "GSYO" olarak adlandırılan "Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıkları" sermayelerini esas olarak girişim sermayesi yatırımlarına yönelten ortaklıklar olarak tanımlanabilir.
Yatırım ortaklıkları, yıl sonunda karlarını ortaklarına temettü olarak dağıtabilmekte ve böylece girişim sermayesi gelirini ortaklarına aktarabilmekte.
Girişim sermayesi yatırım ortaklıkları; girişim sermayesi yatırımlarına, portföy değerlerinin en az %50'si oranında yatırım yapmak zorundalar.
Girişim sermayesi yatırımı nedir?
Girişim sermayesi yatırımlarını temel olarak; girişim şirketlerine doğrudan ve dolaylı olarak ortak olunması ve girişim şirketlerinin borçlanma araçlarının satın alınması diğer bir ifadeyle girişim şirketlerine kreditör olunması olarak iki başlık altında toplayabiliriz.
Girişim şirketlerine doğrudan ortak olunması bu şirketlerin hisse senetlerinin satın alınması anlamındadır. GSYO'lar dolaylı olarak da girişim şirketlerine ortak olabilirler.
Girişim şirketi nedir?
Girişim şirketi; sermaye piyasası mevzuatına göre Türkiye'de kurulmuş veya kurulacak olan, gelişme potansiyeli taşıyan ve kaynak ihtiyacı olan şirketleri ifade etmekte.
Girişim şirketlerinin; sınai, zirai uygulama ve ticari pazar potansiyeli olan araç, gereç, malzeme, hizmet veya yeni ürün, yöntem, sistem ve üretim tekniklerinin meydana getirilmesini veya geliştirilmesini amaçlamaları ya da yönetim, teknik veya sermaye desteği ile bu amaçları gerçekleştirebilecek durumda olmaları gerekli.
Girişim sermayesi fonu
6322 Sayılı Kanun'un 15. maddesiyle; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'na, "Girişim Sermayesi Fonu" başlığını taşıyan 325/A maddesi eklenmiş durumda.
Buna göre; Sermaye Piyasası Kurulu'nun düzenleme ve denetimine tabi olarak Türkiye'de kurulmuş veya kurulacak olan girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabilecek.
Bu fon, kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10'unu ve öz sermayenin %20'sini aşamaz. Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların pasifte geçici bir hesapta tutulması ve fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerekmekte.
Beyannameden indirim imkânı
Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen kurum kazancının veya gerçek kişilerce beyan edilen gelirin %10'unu aşmayan kısmı beyanname üzerinden indirime konu edilebilecek.
Girişim sermayesi fonu olarak pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edilecek. Fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren beyannamenin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmekte. Bu şekilde, indirim konusu yapılacak olan kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup beyannamenin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden yararlanılabilecek.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 09.09.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.