Uzun süredir gündemin orta yerinde duran "Dolar 2 lira olur mu" sorusunun yanıtı artık biliniyor. Yeni soru doların nereye kadar gidebileceği, nerede duracağı, eski yerine gelip gelmeyeceği üzerinde sıralanıyor.
Döviz kurlarındaki yükselmenin temelinde döviz talebinin döviz arzından yüksek olması yatıyor. Arz talep dengesizliğinin varlığı ise cari açıkta kendini gösteriyor. Ancak cari açık tek başına kurları yukarı zıplatmıyor, dengeleri tümden değiştirmek için, iç veya dış konjonktür bozulmasından gelebilecek küçük bir kıvılcımı bekliyor. ABD Merkez Bankası, Mısır derken şimdi Suriye'ye "müdahale" işaretleri cari açık cephesinde "kıvılcım" olarak algılanmış olmalı.
Cari açıktan yüz bulmuş dalgalanma
Kurdaki olası bir kalıcı değişim ister istemez ekonomideki dengeleri değiştirecek, dengenin başka bir yerde kurulmasına yol açacaktır. Kalıcı olmayan oynaklık ise geniş kitlelere yaşattığı heyecana sınırlı kalacaktır. Bu arada ekonomide karşılaşılan yeni durumu sadece "dış kaynaklı dalgalanma" olarak nitelersek eksik kalır. Tarif, "Cari açıktan yüz bulmuş dış kaynaklı dalgalanma" şeklinde yapmak doğru sonucu ulaşma açısından daha yerinde olabilir. Kalıcı kur artışı ülke ekonomileri ve doğrudan vatandaşın cebini bakın nasıl etkiliyor:
Benzin, elektrik: Başta akaryakıt, doğalgaz ve elektrik fiyatlarında ciddi zam baskısı oluşur. Devlet akaryakıt fiyatlarında yaşanabilecek olası bir hızlı tırmanışı bir tek vergi indirimiyle frenleyebilir. Böyle bir müdahale bütçeye ek yük getireceği, mali istikrarın görünümünü bozacağı ve cari açığı tetikleyeceği için pek tercih edilmez. Akaryakıt fiyatlarının yükselmesi zincirleme enflasyon etkisi yapar. Doğalgaz ve elektrik fiyatları kısmen devlet desteğiyle makul düzeylerde tutulabilir.
Altın, konut: Dolar bolluğuyla zirveleri gören altının, dolar kıtlığında bile çıkışa geçmesi şaşırtmamalı. Cari açık, Suriye'den gelen müdahale haberleri, petrol fiyatlarındaki artışlar altına yarıyor. Konut ise bu tür ortamlarda yatırımcılar için değilse bile kendi evinde oturmanın hayalini kuranlara fırsat sunacak görünüyor.
İhracat, ithalat, istihdam: Türkiye'de ihracatın büyük bölümü ithalattan besleniyor. Kur artışıyla ihracatçıya gelen avantaj ithal girdilerin artmasıyla yok olacaktır. Olumlu yanı, ihracatçı ve üreticiler pahalı ithal girdi yerine nispeten ucuz yerli malını tercih edecektir ki bu da üretim ve istihdam artışını destekleyebilir.
Enerji ithalatı: Türkiye yılda 55 milyar dolarlık enerji ithalatı yapmak zorunda. Zaten cari açığı körükleyen de bu zorunluluk. Yılın başında dolar 1,85 TL düzeyindeydi. Bugün 2,03 TL'deyiz. Böyle bir artışın kalıcı olacağı düşünülürse Türkiye'ye çıkaracağı yıllık fatura 10 milyar liraya ulaşıyor. Bu rakam kamunun bir yılda yaptığı yatırımın 4'te 1'ine eşit.
Turizm: Dövizin artması turizm açısından ciddi bir rekabet üstünlüğü getirebilir. Ülkenin bu kanaldan gelecek dövize şiddetle ihtiyacı da var. Ancak, sezonun sonuna yaklaşılmış olması bu avantajdan çok da yararlanamayabileceğimizi işaret ediyor.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 28.08.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.