İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, fahiş banka ücretlerinin düzenlenmesine destek verdi...
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali,"Gereğinin üzerinde, yanlışlara yol açabilecek ücretlendirme uygulamaları varsa düzeltilmelidir. Düzenlemeye tabi olunmalıdır. Bundan rahatsızlık duyacağımız bir husus yoktur" dedi.
İş Bankası'nın kuruluşunun 89. yılında İş Bankası'nda ve bankacılık sektöründe 2013 yılı içerisinde yaşananları değerlendiren Genel Müdür Adnan Bali, banakaların en fazla eleştirildiği konu olan banka ücretleriyle ilgili olarak "Bir işletmeye hayatiyet kazandıran en önemli özellik her kararının isabetli olması değil, aldığı kararlardan isabetli olmayanları düzeltebilme yeteneğidir. Sektörün bunu yapmaya bu dönemde ciddi ihtiyacı var. Gereğinin üzerinde alınan, yanlışlara yol açabilecek ücretlendirme uygulamaları varsa bunların tamamı düzeltilmelidir. Ve bir düzenlemeye tabi olunmalıdır. Bir bankacı olarak da bundan rahatsızlık duyacağımız bir husus yoktur" dedi.
MARJLAR FAHİŞ OLMAMALI
Kendi kazançlarını, sağlıklı maliyetlerle temin edilmiş kaynakları sağlıklı yerlere hasretmek suretiyle elde ettiklerini vurgulayan Bali, "Çağdaş ticaret, tarafların karşılıklı doğrularını müzakere edebildiği serbest piyasa kuralları ile türeyen ve biri kazanırken diğerinin kaybetmediği ticarettir" dedi. Bali, bunun, marjların fahiş olmaması suretiyle sağlanabileceğini ifade ederek, "Kural dışında oynamayı, kuralın dışında işler yapmayı hedefleme ihtimali yok mudur oyuncuların? Tabii ki vardır. Buna en önemli panzehir; bence otoriteden evvel, yaptırımdan evvel rekabetin kendisidir. Çünkü siz makulün dışındaysanız, pazar payınız artık makul kalamaz. Pazar payınız da onun gerektirdiği şekilde daralır" diye konuştu.
BU NOKTAYA KOLAY GELMEDİK
Önümüzdeki döneme dair beklentilerini de paylaşan Bali, mali disiplini, bütçe disiplinini, finansal istikrarı korumak bakımından son derece kararlı politikaların izlenmeye devam edilmesi gerektiğini söyledi. Bu konuda bir endişe taşımadığını ifade eden Bali, şunları aktardı:
"Türkiye çok değişik konjonktürlerden geçerken bu konuda bir sapma yapmadığını kanaatimce yeteri kadar gösterdi. Önümüzdeki dönemde de buna göre hareket edileceğini düşünüyorum. Türkiye buraya kolay gelmemiştir. 21 yıl sonra gelen bir reyting ile yatırım yapılabilir seviyeye geldik. Bu da 21 yıl sonra Namibya ile eşit olma anlamına geliyor. Bu yetineceğimiz bir durum değildir. Bu ülke buraya kolay gelmedi. Bizim kurumumuz da buraya kolay gelmedi. Bunları korumak durumundayız. Hassas hangi noktalar varsa onların hepsine biz de hassasiyetle gitmek zorundayız. Çünkü korumamız gereken bir müktesebatımız var."
Politika faizi yükselmeli
Fed'in kararı konusunda ise, her ne olursa olsun netice olarak göreceli bir yarışın içerisinde olunduğunu söyleyen Bali, "Bugün bakıldığında bu coğrafyada çevre ülkelere karşı, gerek finansal makroekonomik göstergeleri gerek mevzuat altyapısı gerek teknik altyapısı gerek yetişmiş insan gücü ve iş dinamizmi itibarı ile Türkiye göreceli avantajlara sahip" dedi.
Bali, şu ana kadar Merkez Bankası'nın faiz koridorundaki üst bandı yükselterek ve likiditeye ilişkin aldığı önlemlerle bir politika faizi artışını ikame edecek net etkiyi yarattığını söyledi. Bali, döviz kuruna bakıldığında bunun yeterli etki yapmadığı yönünde görüşlerin de olduğuna dikkati çekerek, "Fakat döviz kuruna ilişkin hareketleri doğrudan bununla ilişkilendirmek gerekmez. Çünkü bu eninde sonunda kısa vadeli sermayenin hareketlerine de bağlı olan bir olgudur. Ben şahsen bu politika ve bu risklerin bizim dışımızda nedenlerle dinmeksizin devam etmesi halinde politika faizi enstrümanına başvurulması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü aynı etkiyi yapan ikame edici türden politikalar daha sonra ortaya çıkabilecek risklere yetmeyebilir ama bunları finansal sektörde yöneticilik yapan biri olarak söylüyorum. Şundan yüzde yüz eminim, kişisel olarak da kurumsal olarak da bakışımız bu; bugün bu konulardan sorumlu olan otorite, bütün bunları tam bir veri ekonomisi inceliğinde zaten detaylı dikkate alarak yürütüyor" dedi.
Türkiye ekonomisi akordeon gibi
Türkiye ekonomisinin esnekliği olan bir ekonomi olduğunu savunan Bali, şöyle devam etti: "Türkiye ekonomisi esnekliği olan bir ekonomi. Akordeon gibi ihtiyaç duyduğunda genişlemeyi de gerçekleştirebiliyor, şartlar müsait olmadığında daralmaya da adapte olabiliyor. Şöyle statik değerlendirmeler yapmamalıyız; Türkiye şayet dışından kaynaklanan nedenlerle daha farklı bir büyüme konjonktürüne girerse ihtiyaç duyacağı yenileme kaynak miktarı da aynı düzeyde olmayacaktır. Bu arzu edilebilir bir senaryo olmayabilir. Bu şekilde Türkiye ekonomisinin bugünkü göstergelerine, finans sisteminin göstergelerine ve görece borçlanma piyasalarındaki rakip diyebileceğimiz ülkelerin durumlarına bakıldığında, katastrofik bir durum olmadığı sürece borçlanmaların yenilenebileceğini düşünüyorum. Bu arada, şu veya bu maliyet seviyelerinde güncellemelerin olabileceği tabiidir."
Sırrımız ülkenin dokusuna uyumlu olmak
İş Bankası'nın kendine ait değerleri de koruyarak, değişen konjonktüre adapte olarak, gelişmelere uygun olarak yenilenerek bugünlere ulaştığını ifade eden Bali, "Bu, ülkeyle olan ilişkisi sağlıklı, nefes alıp veren bir kuruluş olmasının bir sonucudur. Başarımızın sırrı, samimiyetle bu ülkenin dokusuna, kumaşına uyumlu bir banka olarak iyi günü, kötü günü birlikte yönetme iradesinin müşterilerine yansıması ve onlarla iç içe, yüz yüze olma halidir. Bir başka deyişle, müşterisinin yüzüne bakabilen banka olma halimizdir" diye konuştu.
Kredilerin payı yüzde 65
İş Bankası'nın 2013 yılı ilk yarısındaki performansını değerlendiren Bali, aktif büyüklüğünün 194 milyar liraya ulaştığına, bunun da yılın ilk yarısı itibariyle 100 milyar doları aşan bir bilanço demek olduğuna işaret ederek, "Kredilerin bilançomuzdaki payı da yüzde 65 ile tarihi en yüksek seviyesine ulaştı" dedi. Adnan Bali, mevduatın kredilere dönüşüm oranına bakıldığında ise yüzde 110 ile sektör ortalamasının 5 puan üzerinde olduklarına dikkati çekti.
Bankanın hızlı atak yaptığı son yıllarda takipteki krediler rasyosunun ise ilk kez bu kadar sektör ortalamasının açık ara altında kalmasının ve bu yılın ilk 6 ayında da yüzde 1,8'e düşmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Bali, "Bu ülke kolay şartlarda buralara gelmiş değil. Çalışarak, didinerek birkaç nesilde üzerine ekleye ekleye bugüne getirdiği birikimlerdir. İşimizi doğru yapmaktan başka yolumuz yok. Banka olarak yılın ilk 6 ayında tüm bu kaynaklarla ekonomiye sağladığımız nakdi ve gayri nakdi kredi 158 milyar TL'yi aşmıştır. Biz '3 basamaklı kredi kavramında ilk banka olacağız' demiştik ve olduk. Bir Türk bankasının sağlıklı bir büyüme ile bu seviyelere ulaşması önemli." Bali, 114 milyar liralık bir mevduat büyüklüğü ile mevduatta da özel bankalar arasında liderliği sürdürdüklerini kaydederek, yılın ilk 6 ayında iki ayrı dilimde 500 milyon ve 250 milyon dolarlık Eurobond borçlanması gerçekleştirdiklerini anımsattı.
(Kaynak: Haber Türk | 26.08.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.