Bir özlü söze göre, bilgelik yolundaki en önemli meziyet “devamlı soru sormak”tan geçer. Ancak konu Türkiye’de Mükellef/Gelir İdaresi ilişkisi olunca inanıyorum tersi bir durum söz konusu! Ne kadar az soruyla iş hızlı yürürse, o kadar iyi. Dikkatinizi çekmiştir, bilgi teknolojilerindeki gelişmelerden faydalanabilmek için Gelir İdaresi ciddi çaba gösteriyor. Bunların başında, yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar ile e-fatura ve e-defter uygulaması geliyor.
Gelir İdaresi, zaman zaman bu uygulamalara ilişkin zorunluluklar getiriyor ve çeşitli uzun açıklamalar yapıyor. Ancak görüyoruz ki, genel tebliğler ile yapılan bu açıklamalar her zaman yeterli olmuyor. Mükelleflerin ve uygulamayı yürütecek meslek mensuplarının kafalarındaki soru işaretlerini kaldırmak için daha öz ve daha net açıklamalar yapılmalı.
Anımsanırsa, 15 Haziran tarihli Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile faaliyetlerinde seyyar EFT-POS cihazı kullanan mükelleflerin, 1 Temmuz’dan itibaren yeni nesil ödeme kaydedici cihazlardan EFT-POS özellikli cihazları kullanmak zorunda oldukları belirtildi.
Mükelleflerden 15 günlük süre içinde bu zorunluluk çerçevesinde işlem yapmaları istendi. Ancak süre o kadar yetersizdi ki mükellefler bu cihazları satın alma imkânına dahi sahip olamadı. Gelir İdare alışkanlık haline getirdiği son dakika süre uzatımını burada da gösterdi ve 29 Haziran’da yayımlanan 427 numaralı VUK Genel Tebliği ile bu zorunluluk 1 Ekim’e kadar uzatıldı.
Ancak burada temel bir sorunun ortaya çıktığı görüldü. Sabit işyerlerinde seyyar EFT-POS kullanan mükellefler yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanmaya başlayacaklar mı, yoksa sadece sabit işyerleri dışında hizmet veren işletmeler için mi bu geçerli olacak?
Bir özel hastaneyi düşünelim… Kullanım kolaylığı olduğu için daha önce seyyar EFT-POS cihazı alınmış olsun. Bu hastanenin SGK ile anlaşması olduğu için zorunlu olarak fatura düzenlemesi gerekiyor. Ancak mevcut düzenleme gereğince yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanımına geçmek zorunda. Bu durumda, her işlemde yazar kasa fişi otomatik olarak düzenlenecek, daha sonra bu fiş iptal edilip fatura düzenlenecek...
Özcesi; Gelir İdaresi sabit işyerleri için de yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanım zorunluluğunun bulunup bulunmadığını net olarak açıklamalı.
Gelelim e-fatura ve e-defter konusuna…
30 Mayıs’ta bu köşede, konuya dikkat çekerek, Gelir İdaresi’nin zor anlaşılır açıklamalarına göre, e-fatura ve e-defter’in, neredeyse bütün mükellefler için zorunlu olduğunu ifade etmiştik.
İdare, şimdi mükelleflere mektup göndermeye başladı. 2011 yılı cirosu 25 milyon ve 10 milyon lirayı aşan tüm mükellefler, uygulama kapsamında bilgilendiriliyor. Ancak Gelir İdaresi’nin şu üç sorunun cevabını net olarak vermesi lazım.
1. 2011 cirosu 25 milyonu aşan bir mükellef, her gün yollarda karşılaştığımız bir akaryakıt dağıtım şirketinden (ki, madeni yağ satış lisansına sahipler) taşıt tanıma sistemi ve yazar kasa fişi ile 10 liralık akaryakıt almış ise e-fatura ve e-defter’e geçmek zorunda mı?
2. 2011 cirosu 10 milyonu aşan bir mükellef, zincir marketlerin birinden (ki, ÖTV III sayılı listedeki malları imal, inşa veya ithal eder) yazar kasa fişi ile 1 liralık çekirdek almış ise e-fatura ve e-defter’e geçmek zorunda mı?
3. KDV mükellefi olup, gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmayanlar için bu uygulamalar zorunlu mu?
Denilecek son söz şu ki; yeni dönemde maksimum fayda için Gelir İdaresi tüm bu soru işaretlerini artık ortadan net bir biçimde
kaldırmalı.
Teşvik, İlaç Olacak mı?
Doğu ve Güneydoğu illeri öncelikli olmak üzere, az gelişmiş bölgelerde istihdamı artırmak amacıyla çıkartılan 5084 sayılı teşvik ile bu teşvikte değişiklik yapılarak uygulanan teşvikler 2012’nin Aralık ayında sona ermişti. Bu bölgelerde sonlanan teşvikle ciddi sayıda işten çıkarmalar gözlenmişti. İşte nihayet, bölgedeki işletmelerin bir süredir beklediği istihdam teşviki netleşti.
6486 sayılı kanunla tüm Türkiye’deki işyerlerinde standart olarak ödenmesi gereken SGK uzun vadeli sigorta kollarında 5 puan indirim yapılırken, Bakanlar Kurulu’na bu oranı bölgelerin gelişmişlik düzeyine göre 6 puan artırma yetkisi verildi.
Ve bu yetki kapsamında 52 ile ilave 6 puanlık teşvik uygulanması kararı alındı. Bakanlar Kurulu üç gruba ayrılan illerin teşvikten yararlanmasında farklı süreler öngördü. Uygulama ise SGK prim desteği ile sınırlı olacak. Yararlanabilmek için 10 ve üzerinde sigortalı çalıştırmak ve ilgili illerde faaliyet gösteren işyeri, özel işyeri sahibi ve prim borcu bulunmamak veya borçlarını yapılandırmış olmak gerekiyor. Yine aylık prim ve hizmet belgelerini süresinde vermek ve kayıt dışı işçi çalıştırmamak da ön şart.
Emekli maaşı ve yanlış hesaplama
Bir yıl önce 9 bin prim günüyle SSK’den emekli olan yakınımın aldığı maaş 900 lira bile değil. Maaş yanlış hesaplanmış olabilir mi? Haydar Doğan
Emekli maaşı, ödenen primler ve gün sayıları dikkate alınarak hesaplanır. Prim tutarları, aylığı birinci derecede etkiler. Asgari ücretten ödenmişse aylık düşük olur. Yine de Ankara’da SGK Emeklilik İşleri Genel Müdürlüğü’ne dilekçeyle itiraz edilebilir.
SORU - CEVAP
Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.
(Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi | 18.07.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.