Son haftalarda Gezi Parkı protestolarıyla başlayan ve Türkiye geneline yayılan eylemlerin ülkemiz ekonomisine etkileri merak ve endişeyle izleniyor. Merak, ekonominin krizlere karşı dayanıklılığını test etme güdüsünden kaynaklanıyor. Endişe ise, özellikle borcu ve ileriye dönük taahhüdü olanlar açısından oldukça yüksek seviyeye çıkmış durumda.
Gezi olayları, hükümetin 11 yıllık icraat döneminde karşılaştığı belki de en sert ve en karmaşık muhalefeti ifade ediyor. Yaşananlar hemen herkes için sürpriz oldu. Böylesine etkili bir çıkışı önceden tahmin etmek, öngörmek için kahin olmak gerek. Gelişmeler öncesinde o kehaneti ortaya atan olmadığına göre, "büyük sürpriz" ifadesi karşılaşılan durumu en iyi anlatıyor.
'Gerilim dahil' dedi
Gelin görün ki, dünya ekonomisini altüst eden 2008 krizini öngöremeyen, ileriye dönük tüm raporları boşa çıkan kredi derecelendirme kuruluşları, Gezi Parkı olaylarını önceden görüp ona göre 'not cimriliği' yapmışlar.
Moody's, hazırladığı raporda, Türkiye'ye verilen kredi notunun içerisine 'şimdiki haliyle' yaşanmakta olan gerilimin de dahil olduğunu açıkladı. Aynı açıklamada, hükümet karşıtı protestoların uzun sürmesi halinde ödemeler dengesine yönelik risklerin artacağına da dikkat çekildi.
Moody's Türkiye'nin notunu yatırım yapılabilir seviyeye 16 Mayıs'ta yükseltti. Yani olaylardan yaklaşık 15 gün önce. Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, Fitch'in Kasım 2012 başında Türkiye'nin notunu artırdığı günden itibaren yaklaşık 7,5 ay ülkemizi izleyen Moody's "Tamam, gördüm ki Gezi Parkı olayları yaşanacak hemen not artırayım" demiş. 27 Mayıs'ta, yani olaylarda ilk kıvılcımın çakıldığı 28 Mayıs'tan sadece bir gün önce Standard and Poor's not artırmayacağını açıkladı, o da gerekçesini "dış kırılganlık"a yani cari açık ve borç ödeme riskine bağladı. Gezi Parkı riskine en küçük bir ihtimal bile verilmemişti.
Aslında şu mesajı veriyor
Moody's'in "gerilimi önceden gördüm" açıklaması ile açıklamanın içerisindeki 'şimdiki hali' kotası ve cari açık vurgusu aslında "Biz ne yaptık" pişmanlığını yansıtıyor. Oldukça diplomatik bir dille aslında deniyor ki; "Bizim gördüğümüz gerginlik, şimdi görünenle sınırlı. Bizim verdiğimiz notta daha büyük bir gerginlik yok. Zaten gerginlik artarsa cari açığınız artar, biz de kredi notunuzu düşürmek zorunda kalırız!"
Kredi notumuz ilk olarak geçen yılın sonunda yükseltildiğinde, iki kritik duruma işaret etmiştik. Bunlardan birincisi büyük fonların Türkiye'ye gelebilmesi için iki rating kuruluşundan daha not gelmesinin gerektiği, ikinci ve daha önemlisi de eldeki notun kaybedilmemesiydi.
‘Stres’ten geçiyoruz
Bugünkü nokta, Fitch ve Moody's'ten gelen "yatırım yapılabilir ülke" notunun büyük ölçüde anlamının yitirildiği. Büyük fonlar not artışının ardından ülkeleri 1-2 yıl izleyip ondan sonra hareket ederler. Bu gelişmelerin ardından bu sürenin daha da uzayacağına kuşkunuz olmasın. Üstelik diğer ikisi gibi notumuzu artırmadığı için kuşkuyla bakılan Standard and Poor's yaşanan gerginliği kendi itibar hanesine yazıp bekleyişini uzatacaktır.
Olan oldu, Türkiye demokrasi adına önemli bir süreç yaşadı. Şimdi gerginliği tırmandırma değil, yok etme zamanı. Gerginliği sona erdirebilirsek, Türkiye dünyaya çok kritik ve sürpriz bir "stres testi"den başarıyla çıkabildiğini kanıtlayacak. Her şey eskisinden çok daha iyi olacak. Aksini ülkeme layık görmüyorum.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 12.06.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.