Küresel ölçekteki ultra düşük faiz ortamına uyum sağlamaya ve oynak sermaye akımlarını yönetmeye çalışan gelişmekte olan ülkeler (GOU) son dönemde ABD tahvil faizlerindeki yükselişin de getirdiği gelişmelerden dolayı satış baskısı görmekteler.
Kasım 2012'den itibaren iki önemli gelişme GOU'ların finansal piyasaları için belirleyici oldu. İlki Japonya merkez bankasının para politikasında yaptığı radikal değişiklik idi. Parasal tabanını önümüzdeki iki yıl içerisinde iki katına çıkaracak olan (~2.6 trilyon $) olan Japonya'da öngörülen parasal genişleme çarpıcı; Japonya merkez bankasının varlık alımı toplam milli gelirinin yaklaşık %60'ına ulaşacak. Karşılaştırma yapmak gerekirse bu oran ABD için %20 seviyesinde. Amaç 15 yıldır süren deflasyonu %2 enflasyona dönüştürmek ve reel ekonomik büyümeyi %2'ye taşımak. Bu politikaların uygulanmasından önce; son yıllarda Japonya, nominal faizler çok düşük seviyede olmasına rağmen, deflasyondan dolayı benzer ülke grupları içerisinde (ABD, İngiltere) en yüksek reel faiz ödeyen ülke konumunda idi.
Kasım 2012-Nisan ortalarına kadar gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin dolara karşı genel olarak değer kazandıklarını (%1-%3,5 aralığında) görmekteyiz. TL dolara karşı yatay seyrederken, politika faiz oranında 25 baz puanlık bir düşüş yaşadık. Diğer GOU'lerde ise politika faiz oranları genel olarak yatay veya ufak düşüşler görüldü.
Nisan ortasından itibaren bu görünüm tersine döndü. Bunda en önemli faktör Fed'in varlık alım programının hızını azaltabileceğine ilişkin açıklamaları idi.
ABD 10 yıllık hazine bonoları %1.6 seviyesinden %2.1 üzerine çıkarken buna paralel olarak gelişmekte olan ülkelerin verim eğrileri yukarı yönlü hareket etti.
Fed ne zaman tahvil alım programını azaltabilir?
ABD'de ekonomik büyümede bir ivmelenme var ancak enflasyon %1 ile Fed'in %2-%2.5 olan hedefinin altında ve son 12 ayda gerilemiş görünüyor. İşsizlikteki düşüş ise ağır ve zaman alıyor. Halihazırda %7.5 ile Fed'in kriter seviyesi olarak gördüğü %6.5'in oldukça üzerinde.
Fed'in mevcut politikasında değişikliğe gitmesi "emek piyasasındaki görünümün" iyileşmesine bağlı Halihazırdaki 11.7 milyon işsiz sayısı; 835 bin iş aramaktan vazgeçen ve yarı zamanlı çalışan (ama tam zamanlı çalışmak isteyen) ~8 milyon kişiyi (işgücü piyasasının %5.2'si) kapsamıyor. Bunlar da eklendiğinde geniş tanımlı bir eksik -istihdam oranı %13.2'ye yükseliyor. Her ne kadar konut piyasasında iyileşmeler görülse de, işgücü piyasası zayıf görünümünü sürdürüyor; varlık alım programında bir azaltmanın Haziran ayında görülmesini beklemiyoruz. Zira mali sıkılaştırmanın da büyüme üzerinde getirebileceği risklerin de değerlendirilmesi için zamana gerek olacağını düşünüyoruz. İşgücü piyasasında sağlam, projekte edilen görünüme uygun bir iyileşme konusunda ikna olunduğu takdirde konuta dayalı menkul değer alımında Sonbahar aylarında bir azaltma gelebilir. Ancak burada da gelişmelere paralel olarak bekle-gör politikası izlenecek.
Fed'in tahvil alım programına ilişkin açıklamaları piyasalarda da bir karışıklık yarattı. Zira Para Kurulu üyeleri arasında programın azaltılması gerektiğini düşünenler olduğu gibi, programın artırılması gerektiğini savunanlar da var. Ancak bu gelişmeler tüm gelişmekte olan piyasaları etkiledi; Nisan ortasından itibaren Brezilya, Türkiye, Rusya, Hindistan, para birimleri dolar karşısında sırasıyla %8,%5, % 3-%3.5 mertebelerinde değer kaybetti.
En fazla değer kaybeden para Birimi G. Afrika randı olurken (%10), bunda emtia fiyatlarında görülen aşağı yönlü seyir, 2009 yılından beri görülen en düşük büyüme ve madencilik sektöründeki grevler etkili oldu. Bu süreçte Brezilya politika faizini %8'e yükseltirken, Hindistan ve Polonya'dan 25 bps, Türkiye'den 100 bps mertebesinde indirimler geldi. Güney Afrika'da politika faizi %5 ile son 30 yılın en düşüğünde. Borsalara baktığımızda görünüm genel olarak çok daha oynak ve para piyasalarındaki gelişmeler hisse senedi piyasalarına son 10 günde daha belirgin olarak yansıdı. Son 10 günde BIST-100 %14, Rusya %8, Brezilya %5 Hindistan ve Güney Afrika borsaları %2.5 mertebesinde değer kaybettiler. Tüm bu gelişmeler, Türkiye'de kısa vadede faiz indirimlerinin sonuna gelinmiş olabileceğine işaret ediyor.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 06.06.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.