Bazı işçiler sendika ve konfederasyonların yönetim kurullarında veya başkanlığında görev almak amacıyla işinden ayrılmaktadır. Çalışma ilişkilerinde ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerin korunması ve geliştirilmesi için işçiler ve işverenler tarafından meydana getirilen sendikalar ile konfederasyonların kuruluşu, teşkilatı, faaliyeti ve denetlenmesi esaslarını düzenleyen Sendikalar Kanunu’na göre, sendika ve konfederasyonların yönetim kurullarında veya başkanlığında görev aldığı için kendi isteği ile çalıştığı işyerlerinden ayrılan işçilerin bu görevlerinin;
- Seçime girmemek,
- Yeniden seçilmemek veya,
- Kendi istekleriyle çekilmek suretiyle son bulması halinde,
ayrıldıkları işyerinde, sendika veya konfederasyonlardaki yöneticilik görevinin sona ermesinden başlayarak üç ay içinde işe yeniden alınmalarını istedikleri takdirde, işveren talep tarihinden itibaren en geç bir ay içinde bu işçileri o andaki şartlarla eski işlerine veya eski işlerine uygun bir diğer işe, diğer isteklilere nazaran öncelik vererek almak zorundadır.
Bu takdirde, işçinin eski kıdem hakları ve ücreti saklıdır. Ancak söz konusu sendikacılardan yönetim kurulundaki ve başkanlıktaki görevleri ile ilgili fiillerinden dolayı hüküm giymiş olanlar bu haktan yararlanamazlar.
Yukarıda açıklanan hükme aykırı hareket eden işverenlere bir aylık asgari ücretten az olmamak kaydıyla ağır para cezasına hükmedildiğinden 2007 yılının ilk yarısı için 562,50.-YTL para cezası uygulanacaktır.
İstanbul Ulaşım’a dokunulamıyor!
Geçmişteki hatalardan ders almadığımız gibi, pek alacağa da benzemiyoruz. Daha birkaç hafta önce 4 yaşındaki Dilara, İstanbul’da açık bırakılan rögar kapağından düşerek feci şekilde vefat etti, kamuoyundan gelen tepkiler sonucu İSKİ Genel Müdürü görevden alındı, sorumlular da halen yargılanıyor. Ancak bundan ders almadık, aradan geçen yaklaşık bir ay içinde onlarca çocuk büyüklerin ihmalinden dolayı hayatını kaybetti. Son olarak İstanbul Samandıra’da 8 yaşındaki küçük Furkan tarla sulamak için açılan su dolu kuyuya düşerek vefat etti. Bu olaylardan ders alıp almadığımızı ise, önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Aslında bu yazıyı yazmayacaktım. Ama o devasa kamyonetler yayaları, araçları görmezden gelip sorumsuzca hiçbir kural tanımadan kırmızı ışıkta hızla önümden geçince bu sorumsuzluğun bir felakete dönüşmeden önce durdurulmasını sağlayabilir diye yazıyorum.
Çünkü, İstanbul’un içinden çıkılmaz hale gelen trafik sorununu çözmek amacıyla kurulan tramvay ve metro yatırımlarını işleten İstanbul Ulaşım, asfalt yolda ne amaçla kullanıldığı belli olmayan ve aslında yol olmayan dağ, bayır ve ormanlık alanlarda kullanılması gereken bu devasa kamyonetleri ile trafiği ve yurttaşları tehdit ediyor. Kaza olsa bile önemli değil, nasılsa araç kamu malı.
Yine nasılsa sadece çarpılan araçlara kusur ve ceza veriliyor. Asli kusurlu olsa bile, İstanbul Ulaşım araçlarına cezai işlem yapılmıyor, nedense İstanbul Ulaşım’a dokunulamıyor. Umarım İstanbul Ulaşımın sorumsuzluğu bir faciaya yol açmadan önce Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş gereken önlemleri aldırır ve bu araçları asıl ihtiyacı olan İSKİ, Orman Müdürlüğü gibi kurumlara bağışlar. Çünkü görevden alınan genel müdürler ölen yavrucakları geri getirmiyor.
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 15.04.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.