Ücretlilerde uygulanan vergi indiriminin (halk arasında iade olarak bilinen) kaldırılması ile birlikte fiş verme ve alma ilişkisi de birdenbire zayıflamış, başka bir anlamda azalmıştır.
Bu olumsuz durumu dikkate alan vergi idaresi fiş vermeyenin ve almayanın belirlenmesi halinde her iki tarafa ceza kesileceğini açıklayarak ortaya çıkan olumsuzluğun önleneceğini değişik şekillerde duyurmaya başlamıştır.
Vergi idaresi ortaya çıkan yeni durumu değerlendirerek alışveriş merkezlerinin çıkışında malı alanları yani müşterileri denetleyerek olayın üstesinden gelmeyi düşünmüş olmalı ki alışveriş merkezlerinin çıkışında trafikteki radar sistemine benzer bir uygulama ile fiş ve fatura almayanların belirlenebileceği şeklindeki haberler gün geçtikçe artmaya başlamıştır.
Basında yer alan bir habere göre de Vergi Konseyi Başkanı Sayın Mustafa Uysal’ın trafikteki radar sistemini örnek göstererek önerdiği yönteme göre vatandaş alışveriş yaptığı yerden ayrıldığında denetim elemanları tarafından denetlenecek, eğer fişini göstermezse kendilerine en az 27.80 YTL ceza kesilecektir.
Bu tür uygulamaların geçmişi oldukça eskidir. Bu bağlamda yaklaşık otuz yıl önce yaşadığımız bir olay bizi etkilemiş olduğundan burada sizlerle paylaşmak istedik.
Kredi kartı kullanımının söz konusu olmadığı dönemlerde daha çok nakit ödemek suretiyle belli indirimlerin yapılması koşuluyla peşin alınan mallar için fiş veya fatura verilmediği gibi üst gelir grubunda bulunanlar da satın aldıkları mallar için fiş veya fatura istemeyi bir zül (küçüklük) olarak kabul ederlerdi.
Zaman zaman bizzat Maliye Bakanı’nın verdiği direktiflerle ülke çapında yaygın ve yoğun vergi denetimleri yapılır, bu denetimler için denetim elemanlarından ekipler oluşturulurdu.
Böyle bir denetim nedeniyle yaklaşık otuz yıl önce İstanbul’un o zamanki önemli bir alışveriş merkezi sayılan bir caddesinde ben de ekip başkanı olarak görev yaparken ilginç bir olayla karşılaştık.
O dönemin ünlü bir sanatçısı yine ünlü bir mağazadan alışveriş yapmış ve yanında ona hizmet veren kişi eli paketlerle dolu olarak sanatçımızla mağazadan çıkarken denetim elemanları kendisini çevirerek almış olduğu ürünlerin ne olduğunu ve bu ürünlerin belgelerini sorguladıklarında, halkın sevgisini kazanmış bulunan bu sanatçımız belge ibraz edememiş ve hatta satın alınan ürünlerin neler olduğunu açıklamaktan da kaçınmıştır.
Ancak mağaza çıkışında yaşanan bu olay nedeniyle oluşan kalabalık giderek artmış ve bu sırada yine o zamanlar çok tanınmış bir kişi olan mağaza sahibi de olay yerine gelince ve sorgulama yapan kişilerin vergi denetim elemanı olduğunu öğrenince derhal denetim elemanlarına yaklaşarak “Efendim ben bu ünlü sanatçımızı yıllardır tanırım. Kendileri 'kleptomaniac'dır” diyerek denetim elemanlarını olay yerinden uzaklaştırmak istemiştir.
Başlangıçta sanatçımız bu sözcüğün anlamını bilemediği için bir an durmuş fakat yanında bulunan yardımcısı kendisinin kulağına bir şeyler fısıldayarak onu uyardığında birdenbire hiddetlenerek ve mağaza sahibine dönerek “Ben hırsız değilim. Seni perişan ederim. Ben bu aldığım mallar için sana para vermedim mi?” diye bağırmaya başlamış ve durum ister istemez sanatçımızın ısrarı ile karakola intikal etmiştir.
Bilindiği üzere “kleptomaniac” çalma hastalığı olanlara verilen bir tanıtım ismidir.
Olay bize intikal ettiğinde derhal çalışma mahallimizden ilgili karakola giderek durumu açıklığa kavuşturmaya çalıştık. Ancak ekipteki arkadaşlarımız söz konusu sanatçımızın mağazaya kaç lira ödediğini, nasıl ödediğini belirlemiş olduklarından mağaza sahibinin bu tutumu kabul edilmedi ve sanatçımız (hırsızlık) çalma hastası olduğu iddiasından bu şekilde kurtuldu.
Bir süre sonra da sanatçımızla mağaza sahibi barışarak olay kapandı. Ancak buna karşı mağaza sahibine satmış olduğu mallar için belge düzenlemediği gerekçesi ile gereken ceza kesildi.
Sonraları malı satın alanlara da ceza kesilmesi görüşü ağırlık kazandığından bir süre sonra da yapılan yasal değişikliklerle malı satın alanlara da ceza kesilmeye başlandı.
Gerçekte müşteri nezdinde fiş ve fatura denetimi yapmak hem kişilik hakları açısından ve hem de ülkemizi turist olarak ziyaret edenlerin özel durumları nedeniyle doğru bir yaklaşım değildir.
Fiş ve fatura denetiminin işyerleri bazlı yapılmasında gelişen teknolojiden yararlanılması mümkündür.
Avrupa Birliği'nin kıdemli üyeleri bu sorunu işyerleri bazında çözmüştür.
Belli bir zaman aralığı içersinde konuyu bu açıdan değerlendirmek ve yönlendirmek mümkünken, elinde poşeti ile giden bir kişiyi öyle veya böyle mağaza dışında sorgulamak ve bilahare de kendisine 27.80 YTL’den başlayan cezalar kesmek suretiyle onu tedirgin etmek yine kanımızca doğru ve caydırıcı bir uygulama değildir.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 14.04.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.