Hükümetin, katılım bankacılığı sektörünü yeni kurulacak kamu bankaları yoluyla büyütmek ve toplam bankacılık aktifleri içinden aldığı payı üç katına çıkarmak için harekete geçmesinin ardından, bazı bankacılar devletin banka kurmasının doğru olmadığını ve yeni sistemin haksız rekabet oluşturmaması için bir düzenleme gerektiğini belirtiyor. Halkbank ve Ziraat Bankası, katılım bankacılığı için çalışmalarını hızlandırırken; kurulacak bankalara yabancı ortak alınması seçeneği de gündemde yer alıyor. Yurtiçindeki geleneksel bankacılık aktörleri de sektöre ilgilerini açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kurulacak iki yeni bankanın mevcut bankalarla işbirliği halinde çalışmasını istediklerini söylese de sektör temsilcileri, hacim, marka, büyüklük gibi unsurların haksız rekabet doğuracağını, bunun önüne geçmek için devletin düzenleyici bir çerçeve çizmesini bekliyor. Kamu bankalarının yapılandırılması ve bunun hemen ardından özelleştirilmesinin kanunda yer aldığına dikkat çeken bazı bankacılar, böyle bir kanun varken, tekrar kamu eliyle banka kurulmasının doğru olmadığı görüşünde.
Büyük kamu bankalarının mevcut bankalara karşı ‘haksız rekabet’ ortamına girmemesi gerektiğine dikkat çeken Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Osman Akyüz, haksız rekabeti önlemenin otoritelerin görevi olduğunun altını çiziyor. Akyüz, “Kamunun bu sektöre giriyor olması, hatta mevduat bankacılığının bu konuya ilgi duyması, haksız rekabet zemini oluşturabilir. Ancak otorite bunu engellemeye yönelik tedbirleri almalı. Bu haksız rekabet ne ise (fiyatta olabilir, reklamda olabilir, görünümde, hacimde, büyüklükte olabilir) bunlara bakılır ve hangisi haksız rekabete giriyorsa bu konuda tedbir alınır.” dedi.
Türkiye’de katılım bankacılığı sektöründe üçü yabancı ortaklı olmak üzere Albaraka Türk, Bank Asya, Kuveyt Türk ve Türkiye Finans faaliyet gösteriyor. Sektörün toplam aktifleri ilk çeyrek sonunda yüzde 6 artışla 74,7 milyar liraya ulaşırken; toplam bankacılık sektöründen yüzde 5 civarı pay alıyor.
Bir başka bankacılık kaynağı, kamu bankalarının yapılandırılması ve bunların daha sonra özelleştirilmesinin kanunda yer aldığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Böyle bir kanun varken, tekrar kamu eliyle birilerinin gelmesi doğru değil. Kamudan ziyade özel sektöre verilmesi daha doğru. Bir tarafta şahıs bir tarafta devlet var; bu birbiriyle mukayese edilecek durum değil.”
Türkiye Finans Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, piyasa koşullarının dikkate alınması ve adil rekabet ortamının oluşturulması gerektiğine dikkat çekerek, kurulacak bankaların sıfırdan şubeleşerek bu işe girmesi gerektiğini söyledi. Boydak, “Teknik tarafların açıklığa kavuşturulması lazım. Konvansiyonel bir banka dağıtım kanalının kullanılması rekabet koşullarına baktığımızda adil olmaz. Yeniden bir dağıtım kanalı kurmak gerekir. Oyunun kurallarını yeniden gözden geçirmek gerekebilir. Bankacılıkta bir anda hızlı sıçramalar hata yaptırır.” dedi.
Ernst&Young Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Selim Elhadef, bu kesimin önemli bir kısmının da İslami ürünlere hassasiyeti olan insanlardan oluştuğunu ifade etti. Elhadef, “Bankacılığı kullanmayan nüfusun bankalara kanalize edilmesi, İslami ürünler konusunda hassas kesimin fonlarının buraya akıtılabilmesi gerekiyor.” dedi.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 23.05.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.