Kadınların işgücü piyasasına girişinde genel bir hızlanma var. Bu, iyi haber ama geçici mi değil mi?
Günün gözde konusu üç seçim bir arada tartışması. Siyasal açıdan olduğu kadar ekonomik açıdan da önemli bir tartışma. Ama bugün üzerinde pek durulmayan kadın işgücü ve işsizliği konusunu ele almak istiyorum. ‘Üç seçim bir arada’ konusunu nasıl olsa daha çok konuşacağız.
Geçen hafta TÜİK, şubat dönemi işgücü istatistiklerini yayımladı. Yıllık olarak işsizlik biraz arttı (yüzde 10,4’ten 10,5’e) mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik de ocak dönemine kıyasla biraz düştü: Yüzde 9,4’ten yüzde 9,2’ye. Düşük büyümeye rağmen bu nasıl oldu? Yüzeysel yanıt basit: İstihdam ve işgücü birlikte yüksek artışlar kaydettiler. Bunu daha önce de bu köşede ifade ettik. İstihdam büyümeden daha hızlı artıyor. Emek verimliliği azalıyor. Nasıl olduğu ayrı bir bilmece. Devam edeceğini sanmıyorum. Üzerinde durulmayan nokta, yıllık istihdam ve işsizlik artışının kadınlardan kaynaklandığı.
Aşağıdaki tablo çok açık. Erkeklerde işsizlik oranı geçen yılın şubat dönemine kıyasla yüzde 10,2’den 9,8’e gerilemiş. Buna karşılık kadın işsizlik oranı yüzde 11,1’den 12,1’e yükselmiş. Toplam işsizlik oranında yüzde 10,4’ten 10,5’e cüzi bir artış var. İşgücüne katılım oranlarına bakıyoruz (tabloda yok), erkeklerde tüm eğitim düzeylerinde az da olsa artış söz konusu. İşsizlik azaldığına göre demek ki erkek istihdam artışı işgücü artışını fazlasıyla telafi etmiş. Buna karşılık kadınlarda tam tersi bir durum söz konusu. Tüm eğitim düzeylerinde işsizlik oranlarında artışlar var. Ancak kadın istihdamının artmasına rağmen işgücü artışı daha güçlü olduğundan işsizlik artmış. Bir yılda erkek istihdam artışı 648 bin; yüzde 3,9. Kadın istihdam artışı ise 561 bin; yüzde 8,4.
Olağanüstü
Kadın işgücü artışındaki olağanüstülüğü belirtmek için tek bir rakam vermek yeterli olacak. 2005’ten 2012’ye kadınların işgücüne katılım oranı yılda ortalama 0,9 yüzde puan arttı, yıllık artışlar da 1 yüzde puan civarında gerçekleşti. Şubat 2012’den Şubat 2013’e katılım oranı artışı ise 2.2 yüzde puan! Bir fikir vermek için şunu da ekleyeyim: Önümüzdeki yıllarda kadın katılım oranı ortalama 2 yüzde puan artsa, Avrupa’nın en düşük kadın katılım oranına sahip İtalya’yı 13 yılda yakalarız. Bu da hiç kuşkusuz, kadın işsizlik oranı bir miktar artsa da olağanüstü bir başarı olur. Kadınlarımızın çalışma iştiharının birden kabarmasının nedenleri neler olabilir? Bu yüksek tempo devam eder mi? Doğrusu bilmiyoruz. Neler olduğunu anlamak için mikro verilere ve kapsamlı analize ihtiyaç var. Şimdilik birkaç gözlemle yetinmek zorundayız. Önce, son bir yılda kadınları çalışmaya teşvik edecek özel destek politikaları devreye girmedi. Artışlar kendiliğinden olmuş gibi. Diğer gözlemlere gelince. Bir kere kadın istihdam artışının 424 bini, dörtte üçü, ücretli istihdam artışı. Yani, öyle tarımda ya da hizmet sektöründe kendi hesabına çalışan kadınlar ağırlıkta değil. İkincisi, kayıtdışı ücretli kadın istihdam artışı 100 binle sınırlı. Ücretli kadın istihdam artışının dörtte üçü kayıtlı. Üçüncüsü, bu artışlar büyük ölçüde hizmet sektöründe. Dördüncüsü, kadın işgücüne katılım oranlarındaki en yüksek artışlar lise ve üniversite mezunları arasında: Sırasıyla 2.5 ve 2.6 yüzde puan.
Özetle, kadınların işgücü piyasasına girişinde genel bir hızlanma var. Bu iyi haber. Ama geçici mi değil mi? Yakından takip ve daha çok araştırma gerekiyor.
(Kaynak: Radikal | 22.05.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.