Bizde bir adet var. Her şeyi gereğinden fazla abartmayı beceriyoruz. Taraftarlar ve muhalifler oluşturabiliyoruz. Bunu bir başka şekilde ifade edersek, her konuya illa ki taraftarlık veya muhalefet yaklaşımıyla yaklaşılması adet haline gelmiş. Bunun dışında bir şeyler söylemeye çalışanlar dahi hemen bu kategorilerden birine yerleştirilmeye çalışılıyor. İşte o nedenledir ki, ne doğru ne yanlıştır bir türlü anlaşılamıyor.
IMF’ye borcun bitmesi de yukarıda belirttiğimiz bu tavırla karşılandı. Özellikle sosyal medyada hemen taraftarlar oluştuğu gibi ‘Ne var bunda, sanki tüm borcumuz mu bitti? Bakın özel sektörün borcu giderek artıyor’ kabilinden feveranlar yükseldi.
Oysa IMF’ye borcun bitmesi elbette Türkiye’nin dış borcunun bitmesi anlamına falan gelmiyordu. Zaten böyle bir şey diyen de yoktu. Ama herkes anlamak istediği gibi anlayıp, taraftar ya da karşı duruş için pozisyon alma gereği duyduğundan konuyla alakası olmayan bir tartışma da sürüp gidiyor.
Peki öyleyse olan nedir?
Olan sadece Türkiye’nin 10 Mayıs 2008 tarihinde biten ve yenilenmeyen 19. Stand-by anlaşması çerçevesinde alınmış bulunan borcun son taksitinin de kapatılmasından ibarettir. IMF, adı üzerinde gelişmiş ülkelerin önderliğinde ve ekonomisi krize giren ülkelere bir can simidi destek verme amacıyla kurulan bir fondur. Bu fona para koyan ülkeler doğal olarak ekonomik problemi olan ülkeye kaynak kullandırdıklarında, bir yandan o ülkenin krizden çıkışı için, bir yandan da verdikleri kaynağın geri dönüşünü sağlayabilmek için, kısaca kemer sıkma diye tabir edilen birtakım reçeteler sunarlar. Uygulamanın da yolunda gidip gitmediğini kontrol etmek anlamında “gözden geçirme” heyetleri ülkeye gelir ve her bir gözden geçirmeye göre anlaşılan kredi diliminin bir bölümü serbest bırakılır.
Türkiye bu şekilde 19 adet anlaşma yapmış. Yapılan bu anlaşmalardan sonuncusu hariç hiçbirinde başarılı olunamamış. Zaten IMF ile anlaşma yapıp da sonunu getirebilen ülke sayısı da son derece azdır. Bunun nedeni yukarıda da belirttiğimiz gibi talep edilen reçetelerin uygulanabilmesinin hiç de kolay olmamasıdır. Çoğunlukla halkın büyük tepkisiyle karşılaştığı için iktidarlar bu reçeteleri kararlılıkla uygulamakta zorlanmışlardır. Bunun sonucu bazen iktidar değişikliklerine de neden olmuştur. Zaten IMF konusunun bu derece önemsenmesinin ardında, esasen siyasi partilerin birbirlerine IMF üzerinde eleştiri yöneltmeleri de yatmaktadır. Bu nedenledir ki, IMF ülke masa şefleri neredeyse ülke başbakanı gibi üne ve tanınmışlığa kavuşmuşlardır.
Peki IMF reçeteleri tamamen yanlış ve ülke insanı aleyhine olan taleplerden mi oluşur?
Elbette hayır. Bu reçetelerin büyük bölümü acı reçetelerdir ama bir yandan da ufuksuz veya popülist siyasi iktidarları disipline etmeye de yarar. Verimsiz ve savurgan kamu harcamalarını disipline etmeye çalışır. Son dünya ekonomik krizinde olduğu gibi paranız konvertibl değilse ve para basmak suretiyle krizden çıkmak gibi büyülü bir yol da bulunamamışsa zaten uygulanması gereken reçete de bundan başkası değildir.
Türkiye 2002 sonrası dönemde bunu yapmaya çalışmış ve uzun zaman aradan sonra gelen tek parti hükümetinin gücüyle bu reçeteyi uygulama imkanı bulmuş ve artık uzun yıllar en birincil hastalığımız olan mali disiplin kültürünü de oluşturmayı başarmıştır. Ondan sonra da doğal olarak başkalarının size bir şeyleri dikte ettirmeye çalıştıkları dönemlerden kendinizin doğruları bularak uygulamaya çalışmanız gereken dönemlere gelinmiştir.
Önemli olan bundan sonraki süreçte önce yaptığımız doğruların tersini yaparak kaynak verimsizliğine yol açmayalım. Daha önce bir şube müdürlüğü veya daire başkanlığı düzeyinde yapılan işleri bağımsız kurum veya bakanlık şeklinde yapma alışkanlığımızı da disipline edelim. Geçtiğimiz sıkıntılı günleri unutmadan dünyanın büyük ekonomileri arasına girebilmek için inovasyon ve markaya dayalı üretimi önceleyen bir yapıya kavuşmamız dileğiyle…
(Kaynak: İto Gazetesi | 20.05.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.