BASINDAN YAZILAR
Ahmet YAVUZ - Gayrimenkul alım satımında yeni vergi yok, süre 4'ten 5 yıla çıkt - MuhasebeTR

Ahmet YAVUZ - Gayrimenkul alım satımında yeni vergi yok, süre 4'ten 5 yıla çıkt

Gayrimenkullerin elde edildiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde satımından elde edilen kazancın vergiye tabi tutulacak olması bir hayli tartışmaya yol açtı. Bazılarının iddia ettiği gibi aslında düzenlemeyle yeni bir vergi getirilmiyor.

Daha önce dört yıl içerisinde satılan gayrimenkullerden elde edilen gelir, vergiye tabi tutuluyordu. Vergi iadesi uygulamasına son veren kanunun getirdiği yeniliklerden biri olarak getirilen değişiklikle, bu süre beş yıla çıkarıldı.

Miras ve bağış gibi bedelsiz olanlar dışında, elde etme şekli ne olursa olsun ev, dükkan, büro, mağaza, arsa veya arazi gibi gayrimenkullerin satılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı olarak vergilendiriliyor. Ama sadece safî tutarları. Diğer bir ifadeyle; gayrimenkulün satımından elde edilen para veya para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından; satım konusu gayrimenkulün maliyet bedeli ile elden çıkarma dolayısıyla katlanılan giderler ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacak net kazanç vergiye tabi tutuluyor. Yalnız aradan yıllar geçmiş olması sebebiyle maliyet bedelleri, alış esnasında ödenen tutar olarak dikkate alınmayacak. Bu tutara, satımın yapıldığı ay hariç olmak üzere, TÜİK tarafından ilan edilen TEFE (1.1.2006'dan itibaren ÜFE) oranları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar maliyet bedeli olarak hesaplamaya dahil edilecek.

1.1.2007 tarihinden önce elde edilip, 4 yıldan fazla elde tutulan gayrimenkullerin satılmasından elde edilen gelirler vergiye tabi değil. Ancak bu tarihten sonra elde edilen gayrimenkullerin satılmasından elde edilen gelirin vergi dışı kalması için en az 5 yıl satılmayıp elde tutulması gerekiyor. Şu örnekle konuyu müşahhaslaştıralım:

Rıza Bey, 12.04.2003'te 50 bin YTL'ye aldığı daireyi 12.06.2006 tarihinde 200 bin YTL'ye satmıştır. Daire ile ilgili olarak alış esnasında ödenen harç bin 500 YTL, Ödenen Emlak Vergisi 500 YTL ve emlakçıya ödenen miktar 2 bin 500 YTL'dir. (Mart 2003 ÜFE 100,84, Mayıs 2006 ÜFE 131,30) Öncelikle dairenin maliyet bedeli endekslenerek güncellenecektir.

Endekslenmiş maliyet: 50.000 YTL x 131,30/100,84 = 65.100 YTL.

Safi kazanç: 200.000 YTL - 65.100- 1.500- 500- 2.500= 130.400 YTL.

İstisna sonrası beyan edilecek gelir: 130.400- 6.000 (2006 yılı için istisna tutarı) = 124.400 YTL. Rıza Bey'in Mart 2007'de kazancını 124.400 YTL olarak beyan etmesi gerekir.

Bu tür geliri olup da beyan etmemiş olanlar 5 yıllık zamanaşımı süresinde tespit edilmeleri halinde ödeyecekleri vergiye ilaveten ceza ve gecikme faizine maruz kalacak. Böyle bir durumla karşı karşıya kalmak istemeyenlerin bir an önce pişmanlık beyannamesi ile beyanda bulunmalarında fayda var. Dikkat edilmesi gereken bir husus da yukarıda sayılan gayrimenkul ve hakların ticarî işletmeye dahil olması ve bunların satılması halinde elde edilen kazancın herhangi bir süreye bağlı olmaksızın ticarî kazanç olarak vergilendirileceğidir.

 


Vergi iade zarfı dönemi kapandı

Üzerinde polemik yapılmaya devam ediliyor; ama baştan beri kaldırılacağını duyurduğumuz vergi iadesiyle ilgili kanun Resmi Gazete'de yayımlandı ve yürürlüğe girdi. Bu sayede çalışanlar da önemli vakit ayırmak zorunda kaldıkları vergi iade zarfı doldurmaktan kurtulmuş oldu. Yerine ikame edilen asgari geçim indirimi önümüzdeki yıl başından itibaren uygulanmaya başlanacak.

Asgari geçim indirimine göre evli ve 4 çocuklu bir asgari ücretliden Gelir Vergisi alınmayacağı gibi, yıllık 812 yeni lira da ücretine eklenecek. Bu miktar evli ve 3 çocukluda 765 yeni lira, evli 2 çocuklu çalışanda 759 yeni lira, evli 1 çocukluda 645 yeni lira, evli ve çocuksuz çalışanlarda 573 yeni lira, bekârlarda ise 478 yeni lirayı bulacak.

Bu arada düşük ücretli kesiminde vergi iadesine göre avantaj doğuracak yeni uygulamada işvereni ile net ücret üzerinden anlaşan ücretlilerin durumu netleşmedi. Maliye bürokrasisi bu duruma çare bulmak istedi; fakat konu özel hukuk alanına giriyor ve yetki alanları dışında.

Diğer yandan vergi iadesinin kaldırılmasıyla, alışverişlerde fiş alınmadığı ve bunun da vergi gelirlerini azalttığı iddialarını Gelir İdaresi yalanladı. Hatta, 2007 yılı Şubat ayı KDV tahakkuklarının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 26,7 oranında arttığını açıkladı. İddia edildiği üzere KDV gelirlerinin sekizde bire düşmesi zaten imkansız. Çünkü iadede tekstil, gıda, eğitim ve sağlık artı kira giderleri faturaları kullanılıyor. Bu sektörlerin tamamı hiçbir zaman ekonominin sekizde yedisini oluşturmadı. Ayrıca, istatistiklere yansıyan gelir düşüklüğü sebebinin tamamen teknik nedenlerden kaynaklandığı da ayrıntılı bir şekilde izah edildi.

İrsaliyeli fatura tek başına yeter

Geçen hafta, sizden gelenler bölümünde; bir okurun sorusundan hareketle mal sevkıyatı esnasında fatura düzenlenmiş olsa bile sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerektiğine dikkat çektim. Fatura ve sevk irsaliyesi hakkında bilgi verirken, faturada düzenleme saatinin yazılmasına gerek bulunmadığını ifade ettim. Ama köşenin sahip olduğu fizikî sınırlar yüzünden 'irsaliyeli fatura' konusuna değinemedim. Fakat soruda bahsedilen durumun irsaliyeli fatura ile ilgili olabileceği bazı dikkatli okurlarımın gözünden kaçmamış.

İrsaliyeli fatura, hem faturanın hem sevk irsaliyesinin şartlarını bir belgede toplama özelliğine sahip bir vesika. Düzenlenmesi halinde ayrıca sevk irsaliyesi aranmaz. Zaten altında, "Bu belgenin sevk edilen malla birlikte bulunması halinde ayrıca sevk irsaliyesi aranmaz." ifadesi yer alır. Arzu edildiği takdirde malın tesliminden itibaren faturanın yedi gün içinde düzenlenmesi imkanından vazgeçilerek, bu mükellefiyet derhal yerine getirilebilir. Fatura ve sevk irsaliyesini ayrı ayrı düzenlemeksizin, 'irsaliyeli fatura' yazılabilir. Şu noktalara da dikkat: En az üç nüsha olarak düzenlenmesi gereken bu belgede; faturayı düzenleyenin ve müşterinin adı, ticari unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası, malın nev'i, miktarı, fiyatı ve tutarı ile nereye ve kime gönderileceği, düzenleme tarih ve saati ile anlaşmalı matbaayla ilgili bilgilere yer veriliyor. Bu bilgilerin eksik olması halinde söz konusu fatura hiç düzenlenmemiş sayılıyor. Hem satıcıya hem de müşteriye 139 YTL'den aşağı olmamak üzere satılan malın KDV dahil değerinin yüzde 10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesiliyor.

Bir tavsiye...

Asla yaşanmasını arzu etmediğimiz felaketler maalesef hayatın bir gerçeği. Siz de alacağınız bazı küçük tedbirlerle büyük zararlara uğramaktan kurtulabilirsiniz. Alternatif üretim ve tedarik yerleri, depolama, taşıma, haberleşme yedekleri, kayıtların birden fazla yerde muhafazası gibi çok yönlü çalışma ve hazırlıklar böylesi bir durumda sizi oldukça rahatlatacaktır. Mesela kanunî defterlerin inceleme elemanlarına ibraz edilememesi, hapis cezası gerektiren bir suçtur. Doğal afetlerden dolayı kaybolan defterlerle ilgili mahkemelerden karar alınması gerekmektedir. Aksi takdirde 'yandı', 'çalındı' gibi mazeretler bir şey ifade etmiyor. Diğer yandan iş devr alırken, işi devrederken kanuni defterlerin tam ve eksiksiz devralındığını veya devredildiğini tutanağa bağlamakta fayda var. Her yıl bu konuda da envanter çalışması yaptırılsa çok iyi olur.

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 09.04.2007)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM