Dünyanın en büyük sorunu genç işsizlik. Son krizde bu sorun daha fazla kendini hissettirdi. Bu durum, sosyal huzursuzlukları daha fazla artıracak gibi görünüyor. 2000 yılı sonrası genç kuşağın en önemli ortak yanı işsizlik. Neredeyse bir nesil 'işsizlik korkusuyla' yetişti. Türkiye'de de durum farklı değil...
Dünyanın en önemli dergilerinden The Economist'in son sayısında kapak konusu genç işsizliği ve işsizlikle büyüyen yeni kuşak oldu. Genç işsizliği, maddi sıkıntıların yanında, sosyal problemleri de beraberinde getiriyor.
ARAŞTIRMALAR gösteriyor ki ilk işinde güvencesiz çalışma koşullarıyla karşılaşan, düşük ücretlerle istihdam edilen gençler, daha sonra bu süreçte geliştiremedikleri beceriler nedeniyle işgücü piyasasında diğer gençlere oranla iki kat daha fazla güçlükle karşılaşıyorlar.
GENÇ işsizliğini çözmede geç kalmak, kalıcı hasara yol açabiliyor. Gençler arasında psikolojik sorunların artması, yine bu kuşakta bulunanların suç oranlarının yükselmesi, topluma karşı yabancılaşma hissi içinde olmaları önemli sorunlar olarak ortaya çıkıyor.
BİR NESİL BÖYLE BÜYÜDÜ
TARİHSEL süreç içerisinde özellikle genç nüfuslar için yaşadıkları dönemin şartlarına uygun tanımlamalar yapıldı. 1960'larda Vietnam Savaşı karşıtı gençler ìçiçek çocuklarî olarak adlandırılmıştı. Bu gençlerin ortak yanı savaş karşıtı olmalarıydı. 'X Kuşağı' olarak adlandırılan gençler ise ülkemizde de örneğini çokça gördüğümüz apolitik bir kuşağı ifade ediyordu.ëZ Kuşağı' ise, teknolojiyi belki de fütursuzca kullanan ancak içe kapanık, sosyal ilişkileri zayıf bir kuşağı temsil ediyor. Bu kuşakların böyle ifade edilmelerinde doğum yıllarının ve belirttiğimiz ortak noktalarının etkisi oldukça fazla.
TÜRKİYE'DE de bir kuşak çok şiddetli ekonomik krizlerle büyüdü. 1986 yılında dünyaya gelen bir çocuk, henüz 8 yaşındayken, 1994 yılındaki krizde ailesinden birisinin işsiz kaldığını gördü. Bu durumun sonuçlarına dolaylı olarak kendisi de katlandı.
DAHA sonra 2001 yılında yine yakınlarından birinin bankacılık sektöründeki kriz nedeniyle yine işsiz kaldığını gördü ve bu sefer kendi harcamalarının belirli ölçüde kısılmasıyla karşılaştı.
2008'in sonunda başlayan küresel ekonomik krizde ise bu sefer ilk kez iş arayan, 22 yaşında birisi olarak kapıların yüzüne kapanmasıyla karşılaştı.
DÜNYADA 311 MİLYONU İŞSİZ
Economist Dergisi'nin hesaplamalarına göre, küresel çapta genç işsiz sayısı Amerika nüfusu kadar bir büyüklüğe ulaştı. 311 milyon genç küresel ölçekte işsiz. Bu durum, işsiz kuşak ifadesinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Gençlerin işsizlik oranlarının yanında hiçbir şey yapmadan boş durmaları da önemli bir sorun. Ne istihdamda, ne eğitim sürecinde ne de stajda olan gençler işsizlerle birlikte değerlendiriliyor. Yine Economist'in verilerine göre tüm dünyada 290 milyon genç hiçbir şey yapmıyor; dolayısıyla dünyadaki gençlerin dörtte biri inaktif konumda.
İşsiz bir kuşak var
BÜTÜN bu tanımlamaların yanında, dünyada 2000 yılı sonrası genç kuşağın önemli bir ortak yanı da işsizlik. Dolayısıyla bu dönem gençleri için 'işsiz genç kuşak' tanımlaması da zaman zaman kullanılıyor. Nitekim Türkiye'de de 1994, 2001 ve 2008 krizlerini yaşayarak büyüyen kuşak zaten işsizlik riskini hep ensesinde hisseden ve bu ihtimali daima aklında bulundurarak hareket eden bir kuşak olarak ortaya çıktı.
Gençlerin istihdamdaki durumu da güvencesiz
GENÇLERİN işsizliği çok önemli bir problemken, istihdamdaki durumları da ne yazık ki iç açıcı değil. Gelişmiş ülkelerdeki gençlerin ortalama üçte biri, herhangi bir beceri kazanmaları, kendilerini geliştirmeleri mümkün olmayan geçici işlerde çalışıyor. Dünyadaki gençlerin yarısı kayıtlı ekonominin dışında veya beceri düzeylerinin çok altında işlerde istihdam ediliyorlar. Bu durumun iki taraflı olumsuz etkileri söz konusu. Olumsuz etkilerden ilki, ülke ekonomisi açısından yatırım yapılmış ve para harcanmış insan kaynağının atıl kalması. Diğeri ise, kişi açısından bireysel tatminsizlik ve giderek toplumdan uzaklaşmanın meydana gelmesi.
Zengin-fakir ülke demeden herkes bu sorunla başbaşa...
KRİZ süresince gençler işlerini kaybettiler ve böylelikle küresel krizin kaynak ülkeleri olan gelişmiş ülkelerde, 'genç işsizlik' sorunu baş gösterdi. Gelişmekte olan ülkelerde ise, hızlı nüfus artışına cevap veremeyen işgücü piyasaları nedeniyle gençler işsiz kaldı. Mısır ve Tunus'ta bu durum toplumsal olaylarda kendini gösterdi. Arap Baharı'nın kıvılcımı üniversiteli, işini kaybetmiş genç bir yoksul çaktı. Economist'in en önemli tespiti işte bu noktada: Zengin dünya, fakir dünyanın genç işsizliği sorunu ile yüz yüze kaldı ve şimdi herkes aynı sorunla mücadele ediyor.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 07.05.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.