Uzun yıllar çeklerde vade olmadığı anlatılır dururdu. Öğrenciler günlük hayatta bir yıl sonrasına yazılan çekleri görür ama derste bu klişe tabirle karşılaşınca duruma bir anlam veremezdi.
Bu genel anlayışın altında yatan sebep, çekin bir ödeme aracı olarak kabul edilmesiydi. Yani çek bir senet olmadığı için bankaya sunulduğu anda ödenmesi gereken bir menkul kıymetti. Son yıllarda Çek Kanunu’nda başta geçici maddelerle olmak üzere; çekin de vadesinin olacağı kabul edilir oldu. Getirilen yeni hüküm ile 2009 yılı sonuna kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilemeyeceği kabul edildi. Bu hükümden sonra mükellefler, ellerindeki ileri vadeli çekleri reeskonta tabi tutmak istediklerini maliyeye bildirdiler. Reeskont işlemi, vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçların, değerleme günündeki gerçek değerlerinin bulunması suretiyle bilançoda yapılan bir düzeltme işlemidir. Böylece belirli tarihte elde bulunan değerlerin net tutarı kazanç olarak kabul edilecek ve vergi söz konusu kazanç üzerinden alınmış olacaktı. Ancak Maliye o dönemde yayınladığı sirküler ile çekte reeskont işleminin yapılmasına cevaz vermediğini ilan etti.
Sözü edilen sirkülerde özetle, bu maddenin belirli bir süreyle getirildiği, bu düzenleme ile çeklerin bono ve poliçeler gibi vadeli senet haline getirilmesinin amaçlanmadığı ifade edilmişti. Ancak daha sonra yapılan seri düzenlemelerle bu hüküm neredeyse süreklilik kazanacak bir hale getirildi. Yeni düzenlemeye göre çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden evvel ödenmek için bankaya ibrazı 31.12.2017 tarihine kadar geçersiz kabul edilmiş oldu. Ayrıca çekle ilgili hukuki takip yapılabilmesi ve karşılıksız çıkan çekle ilgili müeyyide tatbik edilmesi çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden sonra müracaat etme şartına bağlı kılındı. Son olarak karşılıksız çıkan çekin bedeli ödenmek istenirse kanuni faiz, çek üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecektir. Bütün bu hususlar dikkate alındığında, çeklerin vergi uygulamaları bakımından vadeli olma hususiyetini kazandığını söylemek gerekir. Vergi uygulamalarında da verginin daha doğru hesaplanması ve adaletin sağlanması için alacak ve borçlar eğer bir senede bağlı ise güncel rakama getirilir. Böylece vergi matrahı daha net bir şekilde belirlenir.
Buna göre, 213 sayılı kanun uyarınca vadesi gelmemiş olan alacak ve borçlar bir belgeye bağlı olmaları şartıyla reeskonta tâbi tutulabilir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler çerçevesinde, bir ödeme aracı olarak kullanılmakla beraber, vergi uygulamaları bakımından çek için de reeskont uygulaması yapılabilecektir.
Alacak ve borçların reeskonta tabi tutulmasından amaç; bunların değerlerini değerleme günündeki kıymetlerine indirgemektir. Çünkü, değerleme gününde alacak veya borcun nominal değeri, değerleme günü ile alacak/borcun bağlı olduğu belgedeki vade tarihi arasındaki süreye isabet eden faizi de kapsamaktadır. Reeskont işlemi ile bu faiz miktarı tespit edilmektedir. Reeskont işlemi yapılmazsa, ticari faaliyetlerini peşin olarak yürüten firmaların vergi matrahları ile, ticari faaliyetlerini vadeli olarak yürüten firmaların vergi matrahı sırf satış şekli nedeniyle farklı olacaktır. Çünkü vadeli satış yapanların tahakkuk kayıtları vade farklarını da kapsamaktadır. Halbuki vergi sistemimizde gelir ve giderlerin ilgili oldukları hesap döneminin kâr/zararının tespitinde dikkate alınmaları prensibi kabul edilmiştir. Bu nedenle, gelecek hesap dönemlerine ait olan vade farklarının ilgili oldukları hesap döneminde gelir ya da gider kaydedilmeleri gerekir.
Hapis cezasının kaldırılması çekin gücünü azalttı
Hatırlanacağı üzere ödenmeyen çekler için hapis cezasına son verileceği dönemde bu düzenlemenin değişmemesi için bu köşede büyük mücadele verdim. Gelen bazı maillerde hapis cezasından dolayı büyük mağduriyetler yaşayanlar olduğunu da gördüm. Her şeye rağmen doğru olanın bu olduğunu düşündüğümden fikrimden vazgeçmedim. Son tahlilde karar verici merciin Meclis olmasından hareketle çıkan karara saygı duydum. Ancak maalesef hapis cezasının kaldırılmasıyla ödenmeyen çeklerde büyük patlama oldu. Şirketler ve yöneticileri sattıkları mallar için kendilerine verilen çekleri kabul etmekte zorlanıyor. Bu durum ticari hayatın sekteye uğramasına sebep oluyor. Küçük ve orta büyüklükteki esnafın ticari hayatı sıkıntıya girdi. Çekin ödeme kabiliyetini artırmak istiyorsak karşılıksız çek olgusuna son verecek tedbirler almamız gerekiyor. Bu yolda alınacak farklı tedbirler de olabilir.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 07.05.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.