BASINDAN YAZILAR
Bir Yıla Bir Maaş Kıdeme Kul Sevinmez Mi? / Erdoğan Süzer - MuhasebeTR

Bir Yıla Bir Maaş Kıdeme Kul Sevinmez Mi? / Erdoğan Süzer

 Allah fakir kulunu sevindirmek istediği zaman önce eşeğini kaybettirir sonra buldururmuş. Kıdem tazminatının yarısını kaptırma tehlikesiyle karşı karşıya kaldıktan sonra, 'bir yıla bir maaş'ı görünce sıfırdan kıdem bulmuş gibi olduk.

Mevcut kıdem tazminatı sisteminin yerine, bireysel hesaplarda tutulan kıdem fonunun kurulması fikri ortaya atıldığından bu yana milyonlarca çalışan diken üstündeydi. İşçi, haklı olarak kıdem tazminatı hakkının tümden ya da kısmen elinden alınacağı korkusuna kapıldı. Ne yazık ki, geçen haftaya kadar yapılan tüm taslak çalışmalarda bu korkuyu haklı çıkaracak yaklaşımlar sergileniyordu. Geçen hafta yapılan üçlü danışma kurulunda ortaya çıkan son taslak, en azından 'bir yıla bir maaş'lık mevcut hakkın korunacağını, ürküten anlayışta değişiklik olduğunu gösterdi. Bu son taslak, bir süredir ortalıkta görünmeyen eşeğin en azından şimdilik kayıp olmadığı hissini veriyor ki, bu da az sevinilecek bir şey değil.

Girdi-çıktı oyunu

Mevcut kıdem tazminatı sistemini değiştirme gerekçesi, biri görünen biri de perde arkasında duran iki nedene dayanıyor. Perde önündeki gerekçe malum; mevcut sistem çalışanların kıdem alacağını kağıt üstünde bırakıyor. Sistemin kaçış alanları, açgözlü işverenlere kıdem tazminatını gasp etme fırsatı sunuyor. Gaspın yaygın halde işleyebiliyor olması yüzünden, bugün her 10 işçiden sadece 1'i kıdem tazminatını alabiliyor. Geri kalan 9'u işverenin girdi-çıktı oyunlarına kurban gidiyor. Sistem tümden değiştirilerek 10 işçinin 10'unun da kıdem hakkına kavuşturulacağı vadediliyor.

Görünmeyen gerekçeler

Perde arkasında duran ya da pek dillendirilmeyen ikinci gerekçe ise, kıdem tazminatının tümden kaldırılması ya da yarıya indirilmesi yoluyla işçilik maliyetlerinin düşürülmesine dayanıyor. Bu sayede istihdam piyasasındaki "katılığın" azalacağı, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye akın edeceği, işverenin tereddüde düşmeden daha kolay ve daha çok işçi alacağı, işsizliğin azalacağı, sonuçta da bu işten çalışanların kârlı çıkacağı vurgusu yapılıyor.
Bugüne kadar yapılan çalışmalarda, birinci gerekçenin sempatik yüzü kamuoyuyla paylaşılıp ikinci gerekçenin maliyet düşürücü şartından geri adım atılmadığı için adeta havanda su dövüldü. İşçi sendikaları "Kazanılmış haklarımızdan geri adım atmayız. Kıdem tazminatı kırmızı çizgimiz" mesajını her fırsatta verdi. İşveren örgütleri topa girmek yerine kenarda durup izledi. Başbakan Erdoğan da tarafların üzerinde uzlaşmadığı bir kıdem tazminatına olur vermeyeceğini açıkladı.

Bulunan eşek bizimki mi?

Peki, yeni kurulacak kıdem tazminatı fonunun ipuçlarını veren son taslak çalışma, bulunan eşeğin "bizim eşek" olduğunu tam olarak kanıtlıyor mu? Sevinmek için henüz çok erken. Elimizde, sadece kamuda çalışan taşeron işçileri kapsayan ve maaşın 12'de 1'inin, her ay fonda kıdem tazminatı olarak biriktirilmesini öngören bir ham çalışma var. Bu model tutarsa daha sonra tüm çalışanlara uygulanacak.

Modelin tutması hiç de zor değil. Yeter ki, daha güçlü kuvvetli eşek vereceğim deyip, fakirin kapısına cılız eşek bağlanmak istenmesin...

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 24.04.2013)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM