BASINDAN YAZILAR
Enerji Çantacıları Mercek Altında / Yusuf Keleş - MuhasebeTR

Enerji Çantacıları Mercek Altında / Yusuf Keleş

 Çağımızda enerji kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılması ve çevreye en az zarar veren üretim şekillerinin teşvik edilmesi maksadıyla tedbirler alınması gerektiği hepimizin malumu.

 

 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu da zaten bu düşüncenin bir tezahürü olarak kuruldu. Yeterli seviyede elektriğin, çevreye duyarlı ve yaygın bir şekilde, ucuz fiyata üretilmesi için bu sektör özel teşebbüse açıldı. Çıkarılan kanun ve yönetmeliklerle belli şartları taşıyan kişi ve kurumlara enerji işleri yapmaya imkân tanıyan lisanslar verildi. Kanuni mevzuat, alınan bu lisansların satış veya devrine müsaade etmemekle beraber, lisans sahipleri şirketlerdeki hisselerini satarak bu lisansı devretmenin yolunu bulmuş durumda. Kurul, hisseyi devralan yeni pay sahiplerinin lisans başvurusu sırasında tüzel kişinin ortakları için aranan şartları taşımaları şartıyla devir işlemini onaylıyor.

    Daha önce lisans alan şirket ortaklarının şirket hisselerini satmaları onların bir gelir elde ettiğini gösteriyor. Bu gelirin şirket kayıtlarına gelir yazılıp yazılmadığı, gerçek kişilerin de bu gelirlerini beyan edip etmediği Maliye tarafından araştırılıyor. Araştırmalarda Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi, KDV ve Damga Vergisi kayıp ve kaçağının olup olmadığına bakılıyor.

Vergiden istisna mı?

Lisans sahibi firmaların alım tarihinden itibaren ortaklık yapıları, isim değişip değişmediği, devirlerin tarihleri, iştirak senetlerinin ne süre elde kaldığı gibi bilgiler zamanaşımı ve 6111 sayılı kanun da dikkate alınarak analize tabi tutuldu. Analiz sonrasında beyanlarında sıkıntı olduğu düşünülen mükellefler incelemeye alındı.

    Öncelikle şunu belirteyim ki, vergi kanunlarımızda iştirak hisseleri veya hisse senetlerinin satışından elde edilen gelirler belirli şartlar çerçevesinde vergiden istisna edilmiştir. Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmı vergiden istisnadır. Tabii bu istisnanın varlığı için belirli şartlar var. İncelemelerde bu şartların ne derece mevcut olduğu araştırılacak. Aynı şekilde şirketlerin hisse senetlerinin iki yıldan fazla elde tutulması halinde elde edilen gelir, gerçek kişiler açısından da değer artış kazancından istisna tutuluyor. Şirketler arası devredilen iştirak kazançları ve hisse senetleri satışları da hem KDV’den hem de Damga Vergisi’nden istisnadır.

    Ancak incelemelerde bu gelirlerin kayıtlara doğru yansıtılıp yansıtılmadığı ve Kurumlar Vergisi, KDV ve Damga Vergisi açısından istisna şartlarının mevcut olup olmadığı araştırılıyor. Gerçek kişilerde ise bu gelir değer artış kazancı olarak vergilendiriliyor. Gelir Vergisi’ne tabi tutulması gereken gelirin varlığı halinde bu beyanın doğru şekilde yapılıp yapılmadığı da inceleme ile belli olacak.

GAYRİMENKULDE ALICI VE SATICIYA TAKİP

Maliye’deki inceleme birimlerinin birleştirilmesiyle kurulan ve en kalabalık denetim grubu özelliğini taşıyan Vergi Denetim Kurulu kurumsallaşma hamleleri yaparken; bir yandan standart incelemelerine devam ediyor, bir yandan da mali idarede toplanan bilgileri analize tabi tutarak vergi kayıp ve kaçağı bulunan sektörleri mercek altına alıyor. Bana ulaşan mükelleflerin incelemelerinden anladığım kadarıyla geçtiğimiz yıllarda gayrimenkul satan kişi ve kurumların hesapları incelemeye alınmış durumda.

    Bilindiği üzere birçok kurum Maliye’ye periyodik olarak bilgi akışı sağlıyor. Bu kurumlardan birisi de tapu daireleridir. Ayrıca vergi daireleri de mükelleflerin tapu bilgilerini sorgulayabiliyor ve gayrimenkulün kimin üzerinde kayıtlı olduğunu tespit edebiliyor. Tapu dairelerinden alınan bilgilerde gayrimenkulü satan ve alan kişilere ait kimlik, adres ve bildirim bilgileri yer alıyor. Ayrıca satılan gayrimenkulün büyüklüğü, ekspertiz değeri, tapu harcı matrahı da alınan bilgiler arasında.

    Bankalardan da kredi kullananlar ve hesaplarında yüksek tutarlı hareket görülen kişilerin listesi alınıyor. Bankalar, kredi tutarlarından başka özellikle satıcıların tüm hesaplarında dönen paraları da bildiriyor. Satış tarihleri itibarıyla gayrimenkuller için alıcıların kullandıkları banka kredi tutarları, ekspertiz değeri, alıcı/satıcı bilgileri ve beyanlar çapraz şekilde birbiriyle karşılaştırılıyor. Satıcılara yapılan havale ve EFT’ler, ödenen çekler banka yoluyla yapılan tahsilatın neredeyse tamamı da bu bilgilerin analizinde dikkate alınıyor. Karşılaştırmada satış karşılığında tahsil edilen tutarlar ile beyanlar arasındaki fark tespit ediliyor. Analiz esnasında baz alınan kritere göre kapsama girdiği halde beyanname vermeyen veya düşük tutarlı beyanname veren mükellefler tek tek tespit ediliyor.

    İncelemelerde satışı yapan kişinin gerçek gelir sahibi olup olmadığının ayrıntılı şekilde araştırılması gerekir. Çünkü bazı müteahhitler daire satışlarını toprak sahipleri üzerinden yapıyor. Bu yüzden yapılan incelemelerde alıcı ifadelerine, müteahhit ve toprak sahiplerinin ifadelerine başvurulması gerekir. Ayrıca bu analizlerde tespit edilen daire satış değerlerine göre düşük tutarda tapu harcı ödeyenlerin de tespit edilebileceğini hatırlatayım.

 

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 26.03.2013)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM