Maliye Bakanı’nın gündeme getirdiği düzenleme neler getirecek kimleri etkileyecek bunları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakan Mehmet Şimşek’in açıklamasıyla da teyit edilen çalışma ile emisyon salınım vergisi adıyla bir vergi getirilmesi düşünülüyor.
Amaç yüksek teknolojiyi teşvik etmek ve çevreye salınan zehirli gazları kontrol altına almak. Böylece hem çevreye duyarlılık anlamında olumlu bir adım atılmış olacak hem de piyasadaki eski araçların yenileriyle değiştirilmesi sağlanacak. Bu, otomotiv sektörünün hareketlenmesi, araç alımında ödenen vergilerin artması, hatta geniş açıdan bakılacak olursa sosyal olarak da belki de ölümlü kazaların azalması anlamına geliyor.
Mevcut sistemde MTV aracın silindir hacmine göre ve yaşına göre alınıyor. ÖTV’si ise, ilk tescil anında silindir hacmine göre hesaplanıyor. Bu ÖTV’nin de dahil olduğu tutar üzerinden KDV hesaplandıktan sonra aracın vergilendirilmiş fiyatına ulaşılıyor. Yeni sistemle ilgili olarak yaptığım araştırmada bu fikrin uzun zamandır görüşüldüğünü öğrendim. Gerekçe de Avrupa Birliği uygulamaları ve onun müktesebatı. Ama şu anda somut olarak bu konu üzerinde yürütülen bir proje olmadığı, bunun belki de Sayın Bakan’ın geleceğe yönelik perspektifi olduğu ifade ediliyor. Vergilemede silindir hacmi yerine, araçların kilometrede salmış oldukları karbondioksit miktarının esas alınması sektörden vergi alınması gerekliliğini değiştirmeyecek. Sadece vergilendirmede bir anahtar değişmiş olacak. Bazı yorumlara göre; yeni düzenlemede, vergilerin indirilmesini bırakın artırılması ihtimali bile var.
Getirilmesi düşünülen yeni sistemde mevcut uygulamanın aksine, eski model araç sahipleri yeni araç sahiplerine göre daha fazla vergi ödeyecek. Eski araçlarda motorun hacmi ne kadar düşük olursa olsun, çevreye bırakılan gaz miktarı, yeni teknoloji bir araca göre daha fazla olacaktır. Bu da emisyona göre daha fazla vergi ödenmesi anlamına geliyor.
Aslında halihazırda, yeni sistemin ipuçları bulunuyor. İpuçlarından biri elektrikli araçlarla ilgili. Bu tip araçların piyasaya girebilmesi için teşvikler yapılıyor. Örneğin yüzde 40 oranında ÖTV’ye tabi motor hacmine sahip bir aracın muadili olan ve ona yakın güç üreten elektrikle çalışan bir aracın ÖTV’si zaten şu anda yüzde 3. Yani aynı büyüklükte aynı güçte bir araç elektrikle çalışıyorsa bunun oranı yüzde 40 değil yüzde 3. Şu anki sistemde yüzde 80 ÖTV’ye tabi olması gereken bir araç, elektrikli olduğunda yüzde 7 oranında ÖTV alınıyor. Mevcut sistemde aslında karbondioksit salınımını azaltıcı teşvikler var.
Vergi, kasko değerine göre alınmalı
Bu noktada şunu da eklemek gerekir. Aslında Türkiye’de araçlardan alınan ÖTV, KDV ve MTV gerçekten çok yüksek. Amerika’da MTV daha çok kasko bedeli üzerinden alınıyor. Türkiye’de ise MTV yedi kat daha fazla alınıyor. Bizde de verginin kasko değeri üzerinden alınması gerekir. Çünkü bir aracın değeri en doğru ve güncel şekilde kasko değeri uygulaması ile bulunabilir. Türkiye’de araçlar üzerinden alınan vergi insanların teknolojiden yararlanmasını engelleyecek düzeye gelmiş durumda. Çağın ihtiyaçlarından birisi olan bu nimetin bu kadar pahalı olmaması gerekir. Ayrıca daha önce de bahsettiğim üzere çok çocuklu aileler için üretilen araçlara da bir teşvik getirilmesi gerekir.
Ben şahsen yeni dönemde emisyon salınım vergisi adıyla yeni bir vergi getirilmesi yerine, vergileme ölçülerinde değişikliğe gidileceğini düşünüyorum. Benzer sistemler AB ülkelerinin birçoğunda halihazırda uygulanıyor. Ancak bugünden yarına köklü bir değişime gidilmesi zor gözüküyor. Mevcut araç stokuna bakılması, hazır alınan gelirlere bakılıp sistem değişikliği halinde bütçenin ne yönde etkileneceği de hesaplanmalı.
Ayrıca yeni araçlarda fabrika çıkışında ortalama ne kadarlık bir emisyon salınımı olduğu belli, fabrika değerleri var. Günlük hayatta uygulamada bunun değişiklik gösterdiğini hepimiz biliyoruz. Geçmiş yıllarda alınan, uzun süre bakımı yapılmayan araçlar var. Bu değerlendirme fabrika değerlerine göre mi yapılacak yoksa kullanım aşamasında emisyonu ölçülerek mi yapılacak? Her yıl değerlendirme yapılması mı gerekecek? Bütün bu soruların izale edilmesi gerekir. Belki kullanılan araçlar ve fabrikalarda üretilmiş olup stoklarda yer alan araçlar yeni düzenleme kapsamına alınmayarak kademeli bir geçiş sağlanabilir. Yani düzenleme bu şekilde çıkarsa bundan sonra sıfır araç alanları ilgilendiren bir kriter olacak. Tekrar belirtmeliyim ki, Bakanlıkta bu konuda somut bir çalışma yok, çok kolay olacağını da düşünmüyorum.
Otomobillerle ilgili vergiler çok yüksek; insanların hayatlarını kolaylaştırması gereken bir enstrüman çok maliyetli bir unsura dönüşüyor. Bize göre daha az gelişmiş ülkelerdeki araç portföyünün bizden çok daha iyi seviyede olması da yüksek vergilerin etkisi. Teknolojiden vatandaşlarımızın da yararlanması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de şu da var; nüfus kalabalık, coğrafya büyük; adalet, savunma derken bütçenin gelire ihtiyacı var, bunların da karşılanması gerekiyor. Belki ilerleyen zamanlarda ekonomik istikrar, vergi gelirlerinin artması, kayıt dışının önlenmesi ile beraber hükümetin de buralarda indirime gitmesi gerekiyor.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 19.03.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.