Dünyada "yılın merkez bankası başkanı" seçilmiş Erdem Başçı'yı dünkü Enflasyon Raporu toplantısında dinleyenler, herhalde mütevazılıkla harmanlanmış özgüveni fark etmişlerdir.
Kendisi her ne kadar vatandaştan gelecek tebrikleri daha fazla önemsediği mesajını verse de, ödülün Merkez Bankası politikası üzerinden iç siyasette yürüyen "gaz-fren"atışmalarının galibini belirlemedeki rolü tartışılmaz.
Tüketicinin hevesi kursağında kalacak
Başkan Başçı'ya moral veren ödülün, sıradan vatandaşın hayatını, Eurovision yarışmasında kazanılmış yüksek puanlardan daha fazla etkileyeceğini söylersek herhalde abartmış olmayız. Görünen o ki, Merkez Bankası önümüzdeki dönemde enflasyon ve cari açığı aşağı çekmede yoluna daha kararlı adımlarla devam ederken, ekonomideki olumlu gidişi ucuz kredi bolluğuyla hissetmeyi arzu eden tüketicilerin hevesini kursağında bırakacak.
Merkez Bankası yönetiminin hazırladığı 2013'ün ilk Enflasyon Raporu, önümüzdeki dönemde yurtdışından para girişinin artarak devam edeceğini, enflasyona paralel olarak kredi faizlerinin biraz daha düşeceğini, buna paralel olarak da tüketim eğilimindeki son birkaç aydır gözlenen artışın süreceğine işaret ediyor. Başkan Başçı, vatandaşın tebrikini beklediği üç hedefini; yüzde 5 enflasyon, yüzde 5 cari açık ve yüzde 5 büyüme olarak açıkladı.
Tüketime Merkez yön verecek
Asıl hedefi enflasyonla mücadele olan Merkez Bankası'nın 'ödül için de olsa' cari açık ve büyüme hedeflerini eşit sıralama içinde sayması yeni bir durum. Bu sözlerden Başçı'nın kişisel olarak, enflasyon hedeflemesinin yanı sıra cari açık ve büyüme hedeflemesini de dikkate alacağı anlamını çıkarmak birebir doğru olmaz. Ancak bu ifadelerden, vatandaşın önümüzdeki dönemdeki tüketim biçimine "Merkez"tarafından yön verileceği mesajını çıkarmak yanlış olmaz.
Merkez Bankası iç talepteki artışa tümüyle karşı değil. Merkez, vatandaşın harcama biçiminde iki unsura bakıyor ve bundan sonra daha da keskin bakacak. Bunlardan ilki iç talebin, yani vatandaşın yaptığı harcamanın yönüyle ilgili. Vatandaş harcıyor da, ithal ürünleri mi yoksa yerli ürünleri mi tüketiyor? Tüketimin ağırlığı ithal ürünlere doğru kayıyorsa bu, Merkez'in tüketime müdahale edeceği anlamına geliyor. Çünkü ithal ürünlerdeki tüketim artışı cari açığı artırıyor. Merkez'in yeni "ödül" hedeflerine göre cari açıkta artış değil düşüş olması gerekiyor.
Krediye hücum zor!
Harcamanın ikinci boyutunda tüketimin neyle finanse edildiği konusu yatıyor. Vatandaş eğer harcamasını (tabi ithal ürünler değil) nakit varlığıyla yapıyorsa kısmen sorun yok. Ancak bu harcamalar kredi kullanılarak finanse ediliyorsa müdahale kaçınılmaz oluyor. Merkez Bankası bu tür kredi borçlarındaki artış hızının yüzde 15'ler civarında seyretmesi gerektiğini hesaplamış. Hatta Enflasyon Raporu'nun"kutu"larında yer alan araştırmaya göre, bu yüzde 15'lik kredi artış hızının önümüzdeki dönemde daha da aşağı çekilmesi gerekiyor.
Rapordan ve Başçı'nın verdiği mesajlardan çıkan sonuç şu ki, önümüzdeki dönemde enflasyon, faizler, krediler ve cari açıkta düşüşler göreceğiz. Ancak bu olumlu tablo, hücum edilecek bir kredi pazarına imkan vermeyecek.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 30.01.2013)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.