Pazartesi günü eylül ayı sonu işsizlik oranları yayınlandı.
Geçen yılın aynı ayında %8,8 olan işsizlik oranı %9,1 olarak gerçekleşti. Hatırlanacağı üzere bir önceki ayda da işsizlik oranı %8,8 olarak açıklanmıştı. Buna göre hem bir önceki yılın aynı ayına göre hem de bir önceki aya göre işsizlik oranında 0,3 puanlık bir artış söz konusu. Mevsim etkilerinden arındırılmış rakamlara bakıldığında da yine hem bir önceki ayda hem de bir önceki yılın aynı ayında %9,2 olan oran 0,2 puanlık bir artışla %9,4 olarak gerçekleşti.
İşsizlik rakamlarında temmuz ayından itibaren başlayan artış eylül ayında en üst noktaya gelmiş oldu. Aslında gelinen bu nokta pek de sürpriz değildi. Zira üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının piyasa beklentilerinin bir hayli altında gelmesi işsizlik oranlarında bu artış sürecinin de devam ettiğinin göstergesiydi. Ekim ayında da bu trendin devam etmesi sürpriz olmayacaktır. Muhtemeldir ki, kasım ayından sonra önce artış trendi duracak, muhtemelen bu yılı eylül ayı rakamları noktasında bir yerlerde tamamlayacağız ama sonra yeniden azalışın başladığı ayları göreceğiz.
Tüketici güven endeksi yükseliyor
Kasım ayında tüketici güven endeksi 3,5 puanlık artışla %89,2'ye yükseldi. Hatırlanacağı üzere ağustos ayından itibaren düşmeye başlayan bu endeks ekim ayında %85,7 oranıyla bir yılın üzerindeki sürecin en düşük noktasına ulaşmıştı. Geleceğe bakış anlamında en iyi göstergelerden biri olan bu endeks kasım ayından itibaren ekonomide başlayan canlanma sürecinin en önemli göstergesi olmuştur. Aslında daha önce Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yayınlanan ihracat rakamları da kasım ayında olumlu bir gidişin başladığını gösteriyordu. Bütün bu göstergeler artık büyüme yönünde ayağın biraz yavaş da olsa zaten frenden çekildiği ayların geride bırakıldığını, şimdi vitesin bir kademe yükseltildiği bir döneme girildiğini işaret ediyor.
Merkez fazla mı ihtiyatlı?
Merkez Bankası'nın gösterge faiz oranlarında 25 puan da olsa bir indirim sürecine girmesi bu durumun teyidi mahiyetindedir. Evet Merkez Bankası ihtiyatlı olmayı sürdürmeye gayret ediyor. Belki 50 veya 75 puanlık bir indirim de yapabilirdi. Ama o zaman birkaç ay yeni indirim yapmaması gerekirdi. Şimdi önümüzdeki aylarda da indirim sürecinin bu trendde devam edebileceğini ama bunun gelişmelere bağlı olduğunun işaretini net olarak vermiş oldu.
Önümüzdeki yıl gerek ABD Merkez Bankası'nın gerekse AB Merkez Bankası'nın parasal genişleme süreçlerini devam ettirecekleri net olarak görülüyor. Hatta bu trende Japon Merkez Bankası'nın da katılacağı görülüyor. Böyle olunca da dünyada bollaşan likiditenin ülkemize biraz fazlaca yöneleceği beklenen bir gelişme. Hal böyle olunca Merkez Bankası'nın faiz oranlarını hızlı düşürerek faizlerle ilgili tüm cephanesini baştan tüketmek istememesini anlayışla karşılamak gerekiyor. Zaten döviz kurları halihazırda tam da Merkez Bankası'nın amaçladığı seviyelerde devam ediyor. Reel efektif döviz kuru endeksi hâlâ daha %20'nin altında seyrediyor. O zaman durumun biraz yavaş da olsa öngörülen trende uygun gittiğini söyleyebiliriz. Faiz oranları indiriminin kredi maliyetlerini ucuzlatıcı etkisi son derece önemli ama bu noktada da eski hastalığın nüksetmemesi için selektif davranılması gerekiyor. Krediler konusunu bir başka yazıda ele alacağız.
Bütün gelişmeler 2013'ün 2012'ye oranla daha iyi bir yıl olacağı ümidini taşımamıza neden oluyor. Buna şimdilik petrol fiyatları da yardımcı oluyor. Elbette cari açığın yaratacağı riskler hep akılda olacak ama daha kontrollü fakat istihdam oranını yukarı çeken bir büyüme trendi ham hayal gibi durmuyor.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 19.12.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.