Bilindiği üzere, finansal darboğaz yaşamakta olup, yeniden yapılandırılmaları halinde yaşaması mümkün olan ve katma değer yaratma kabiliyetini haiz mal ve hizmet üreten KOBİ'lere, faaliyetlerini verimli bir şekilde sürdürebilecekleri bir ortamın sağlanması, bu şekilde KOBİ'lerin ticari faaliyetlerinin genişlemesi yoluyla, tedarikçi ve alıcı durumunda olan diğer işletmelere iş ortamı yaratılması, bunların sonucu olarak da istihdamın ve üretimde kapasitenin artırılması amacıyla, "Anadolu Yaklaşımı" adıyla yeni bir yasal düzenleme yapılmıştır.
5569 sayılı "Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Mali Sektöre Olan Borçlarının Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun" ile küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin, Türkiye'de faaliyette bulunan bankalar ve diğer malî kurumlardan almış oldukları ve 31/10/2006 tarihi itibariyle bu kuruluşlar nezdinde donuk veya şüpheli alacaklar hesabına intikal etmiş bulunan kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasına imkan verilmiştir.
KOBİ'lerin bankalar ile diğer mali kurumlara olan borçları, genel şartları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenen ve Bankalar Birliği tarafından hazırlanacak olan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları kapsamında yeniden düzenlenecektir. Bankalar ile diğer malî kurumların, anlaşmaya taraf olması için sözü edilen çerçeve anlaşmasına imza etmek suretiyle katılımda bulunmaları gerekmektedir. Dolayısıyla bankalar ve mali kurumların, bu kanun hükümlerine iştiraki ihtiyaridir. Aynı Kanun ile tarafların mali yapılandırmaya iştirakini arttırmak ve KOBİ'lerin kamu kesimine olan borçlarının tasfiyesi amacıyla bir takım mali kolaylıklar sağlanmıştır.
Anadolu Yaklaşımı ile sağlanan mali teşvikleri iki grupta toplamak mümkündür. Bunlardan birincisi Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları hükümleri kapsamında düzenlenecek finansal yeniden yapılandırma sözleşmeleri ve bu sözleşmeler kapsamında yapılacak işlemlere sağlanan teşvikler, diğeri ise bu kanun kapsamında borçları yeniden yapılandırılan KOBİ'lerin kamu kesimine olan mevcut borçlarına sağlanan ödeme kolaylığıdır.
Kanunun vergi istisnalarını düzenleyen 4 üncü maddesine göre ;
1- Çerçeve anlaşmalar ile sözleşmeler ve bunların belirlediği esaslar uyarınca yapılacak işlemler ve düzenlenecek kâğıtlar, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun göre ödenecek damga vergisi ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre ödenecek harçlardan,
2- Çerçeve anlaşmalar ve sözleşmeler uyarınca alacaklı bankalar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden,
3- Çerçeve anlaşması ve düzenlenen sözleşmeler kapsamında kullandırılan krediler kaynak kullanımı destekleme fonundan,
ve diğer fonlar ile malî yükümlülüklerden istisna kılınmıştır.
Yukarıda sıralanan istisnalar, alacaklı kuruluşların çerçeve anlaşması ve düzenlenen sözleşmeler uyarınca edindikleri varlıkları elden çıkarılmasından doğan mali yükümlülükler için de uygulanacaktır.
İstisna uygulaması, sözleşme hükümlerinin borçlu KOBİ'ler tarafından yerine getirilememesi veya getirilmemesi hallerinde alacağın hukukî yollardan tahsili aşamalarında doğan mali yükümlülükler açısından da geçerlidir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 53'üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karşılık ayrılmış olan kısımlar hariç olmak üzere, sözleşme hükümleri uyarınca tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre alacaklılar için değersiz alacak, KOBİ'ler için ise vazgeçilen alacak olarak dikkate alınır. Bu nedenle tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı, alacaklılar tarafından kazai bir hüküm ve kanaat verici başka bir vesika aranmaksızın gider hesaplarına; buna karşın KOBİ'ler tarafından gelir hesaplarına intikal ettirilecektir.
Yukarıda sağlanan istisnalar sözleşme ile uygulamaya konulan işlemlerin gerçekleşmemesi halinde dahi geçerliliğini koruyacaktır.
Son olarak finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine göre borçları yeniden yapılandırılan ve yeni bir itfa planına bağlanan borçlu KOBİ'ler tarafından alınmış olan teşvik belgelerinin süreleri ile ihracat taahhüt süreleri, sözleşmeler ile belirlenen süreler kadar uzatılmış sayılacaktır.
Öte yandan bu kanunun 3'üncü maddesi ile Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları hükümleri kapsamında düzenlenecek finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerini imzalamış KOBİ'lerin, 31/10/2006 tarihine kadar vadesi geldiği halde ödenmemiş bulunan;
- Elektrik, doğalgaz, telefon veya su kullanımından kaynaklanan borçları,
- Maliye Bakanlığı'na bağlı vergi daireleri ile sosyal güvenlik kurumlarına olan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun veya tâbi oldukları mevzuat hükümlerine göre takip edilen borçları,
ilgililerin sözleşme tarihinden itibaren iki ay içinde başvurmaları halinde, teminat aranmaksızın kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle yirmi dört aya kadar tecil edilebilecektir.
Kanun hükmünden anlaşılacağı üzere 6183 sayılı A.A.T.U.H.K. kapsamında tahsil edilen amme alacaklarının tamamı, teminatsız olarak tecil faizi (28.04.2006 tarihinden geçerli olmak üzere tecil faizi oranı yıllık yüzde 24 olarak belirlenmiştir) uygulanmak suretiyle taksitlendirilecektir. Ancak tecil uygulamasında bu kapsamdaki borçlar nedeniyle daha önce uygulanmış hacizler, teminat olarak kullanılacak ve yapılan ödemelere paralel olarak kaldırılacaktır.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 27.02.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.