Bayram öncesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'le bir televizyon kanalında söyleşi yapma fırsatı bulduk. Canlı yayında kendisine son gelişmeler çerçevesinde merak edilenleri sordum.
Emeklilik yaşında mevcut koşullar devam edecek
Son günlerde çalışanların en çok merak ettiği husus, emeklilik yaşının değişip değişmeyeceği, Bakan Faruk Çelik, bu konuda herhangi bir çalışma yapılmadığını ve mevcut koşulların devam edeceğini ifade etti. Böylelikle konyla ilgili tereddütleri giderdi. Aslında bu konunun ortaya çıkışı geçtiğimiz aylarda Bakanlar Kurulu'nda yapılan bir sunumla alakalı. Bu sunumda, emeklilik yaşının kadın ve erkekler açısından hala daha gelişmiş ülkeler ortalamasının çok altında olduğu, bu nedenle sosyal güvenlik sisteminin bütçe üzerinde yük oluşturduğu görüşüne yer verilmişti. Kıyamet de işte bu sunumdan sonra koptu. Bir anda medyada kademeli emeklilik yaşının kalkacağı ve en erken emeklilik yaşının 53 olacağı söylentileri ortaya çıktı.
Emeklilik yaşı konusunda son olarak iki önemli düzenleme yapıldı. 1999 yılında yapılan değişiklikle kadınlar için 58 erkekler için 60 yaş emeklilik yaşı olarak kabul edildi. 1999 öncesi işe başlayanlara da kademeli geçiş getirildi. Son olarak 2008 Ekim ayında yürürlüğe giren yasayla da, emeklilik yaşı 65'e çıkarıldı. Ancak yine kademeli bir geçiş getirildi ve yalnızca 2036 yılından sonra işe girecekler bakımından 1'er yıl arttırılmak suretiyle, 2047'den sonra 65 yaş şartı kadın ve erkekler için sınır olarak çizildi.
Yaş konusuyla uğraşmak sisteme güveni zedeler
Yani sosyal güvenlik sistemimizde yaş konusu son yasayla gelişmiş ülkeler ortalamalarına çekildi. Bu saatten sonra tekrar yaş konusuyla uğraşmak sistemin temeline dinamit koymakla eşdeğer. Sisteme güveni zedeler. Bunun farkında olan hükümetin de böyle bir adım atmayacağı zaten belliydi.
Diğer yandan gözden kaçırılan bir diğer önemli konu, aslında sosyal güvenlik açıklarının son dönemde prim gelirleri ile ilgisinin azalmakta olduğu. Çalışma Bakanı'nın da ifade ettiği gibi, prim gelirlerinin prim giderlerini karşılama oranı yüzde 57'ler seviyesinde. Durum giderek iyileşme gösteriyor. Son yıllarda kayıtdışılıkla mücadele ve prim yapılandırması gibi uygulamalar bu sonucu ortaya çıkardı. Ayrıca sosyal güvenlik gelirlerinin, giderleri karşılama oranı da on yıl öncesine göre yaklaşık 12 puan artarak yüzde 88'ler seviyesine çıktı.
Asıl sorun sosyal güvenliğin sağlık harcamalarında
Ne var ki asıl sorun sosyal güvenliğin sağlık harcamalarında. Son on yıl içerisinde sağlık harcamaları çok ciddi şekilde artış gösterdi. 2012 yılı için sağlık harcamalarının yaklaşık 40 milyar TL civarında olacağı tahmin ediliyor. Oysaki bu tutar 2002 yılında 7.7 milyar TL düzeyindeydi.
Sağlık harcamalarında son yıllarda görülen hızlı artışın önemli sebepleri arasında ilaç harcamalarının artışı ve sağlık güvencesi kapsamına girenlerin sayısındaki artış ükseliş gösterilmekte.
İlaç harcamaları çok yüksek
Özellikle 2012 Ocak ayından sonra tüm nüfusun Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınmış olması, bu harcamaların daha da yükseleceğine işaret ediyor. SGK bünyesinde ilaç harcamalarının tutarı 2002 yılında 4,3 milyar TL iken, bu rakam 2012 yılında 16 milyar TL dolaylarına yükselecek. Bu nedenle emeklilik yaşı tartışılırken işin özüne bakmakta fayda var. Sorun prim gelirlerinden ziyade sağlık harcamalarında. Bu harcamaları kontrol etme gereği ortada. Yoksa yaşı yükselterek gelir gider dengesini korumak son derece yanlış olur.
Seçimlerin yaklaşması da bir başka neden
Aslında yaş konusunda bir değişiklik olmayacağını açıkça ortaya koyan bir diğer husus da, önümüzdeki seçim dönemleri ile alakalı. 2013 sonbaharında yerel seçimler, arkasından 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi ve son olarak da 2015 yılında genel seçimler, yani milletvekili seçimleri var. Böyle bir ortamda emeklilik yaşının değişeceğini düşünmek hiç anlamlı olmazdı.
Yurt dışı borçlanmasında değişiklik yok
Çalışma Bakanı ile yaptığımız programda bir hususa daha açıklık getirme fırsatı bulduk. Son günlerde "yurt dışı borçlanmasının kaldırılacağı" konusu da sıkça dile getiriliyor. Yurt dışı borçlanmalarının hiç bir ülkede olmadığını, bu işin yükünün çok fazla olduğunu Bakan Bey dile getirdi. Ancak bu konuda bir hazırlıklarının da olmadığını, verilmiş hakların geri alınması gibi bir uygulamaya gitmeyeceklerini ifade etti. En azından bu konudaki kafa karışıklığına da bir son vermiş oldu.
Yaşı bekleyenler için de değişiklik yok
Canlı yayında Bakan Bey'e yönelttiğimiz sorulardan biri de yaştan bekleyenlerle ilgiliydi. Yani, sigortalılık süresi ve prim şartlarını tamamlamış ancak yaşa takılmış olanların konusu. Bu konuda Çalışma Bakanlığı'nın çok net bir tavrı olduğunu Bakan Bey ifade etti. Yaşa takılanlar için herhangi bir düzenleme yapılmayacağını, bunların erken emekli edilmesi gibi bir tasarrufun içine asla girmeyeceklerini açıkladı. Herhangi bir düzenleme yapılması durumunda bunun faturasının gelecek nesillere çıkacağını, gelir - gider dengesinin alt üst olacağını ve sistemin zarar göreceğini söyledi.
Gerçekten Bakanın da ifade ettiği gibi, bu konuda herhangi bir değişikliğe gidilirse, aktüeryal denge daha da bozulur ve sosyal güvenlik sistemi bütçe üzerinde daha fazla yük meydana gelir.
Sosyal güvenlik sistemlerinde istikrara dayalı politikalar izlemek her şeyden önemlidir. Popülist politikalarla ikide bir parametrelerle oynamak sistemi iflasa götürür. Nitekim geçmişte bu hatalar yapıldığı için sosyal güvenlik sistemi çökme noktasına geldi.
Bu nedenle kurgulanmış sistemi bozmaya yönelik her türlü tasarruftan kaçınmak gerekli. Çalışanların hoşuna gitmese de...
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 01.11.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.