Bayramı bazı Türk STK’ları ile birlikte Somali’de geçirdik. Kara kıtanın kara bahtlı ülkesi desek abartmış olmayız. Değerli dostum İbrahim Altan Kurban Bayramı’nda birlikte Somali’ye gitmeyi teklif ettiğinde ilk başta biraz tereddüt ettim ama ziyaretin insani yardım yönünü düşününce gitmeye karar verdim. Bazı yakın dostlarım çok uğraştı vazgeçirmek için. Onlara göre TV’lerde, gazetelerde gördüğümüz, okuduğumuz katliam ve savaş haberlerinin ortasında ne işim vardı. Açıkçası bedeli ne olursa olsun gitmeliyim dedim ve bu yazıyı da Somali’den yazıyorum.
Aslında köklü bir medeniyeti ve devlet geleneği varmış Somali’nin. Bunu kenti, inceliklerine bakarak gezince daha net gördüm. Eski bir Somali Generalinin evi olan ve bugün Yeryüzü Doktorları’nın Somali’de kullandığı ofisinde de iyice tespit ettim. Tüm eşyalarıyla birlikte olduğu gibi kiralanan binada tablolar, biblolar, fotoğraflar, eşyalar bir döneme tanıklık etmiş. Buradaki halk açlık, sefalet ve iç savaşın hüküm sürdüğü Somali’ye gelerek ülkenin kaderini değiştirdiğini söyledikleri Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ve bu sayede Türkler’i çok seviyor. Aracımızla yolda giderken herkes ‘Turki Turki’ diye sesleniyor. Anlıyorum ki burada bize çok görev düşüyor.
Türkiye Başbakanı’nın bölgeye ailesi ve kalabalık bir heyetle gitmesinden sonra kentte hızlı bir değişim başlamış. Kimse hayattan bir beklentisi kalmadığından olsa gerek evinin önünü bile süpürmezken, bugün yeniden inşaat ve onarımlar başlamış, ticaret artmış, işyeri ve okullar faaliyete başlamış, bölge yeniden hayata dört elle sarılmış. Mogadişu’da hızla iç savaşın izleri silinmeye çalışılıyor. Açlık ve iç savaştan kaçarak Mogadişu’ya gelip kamplarda zor koşullarda yaşayan insanların bir süre sonra güvenlik sağlanınca kendi bölgelerine dönüp tarım ve hayvancılığa devam etmeleri halinde önemli bir sorun da çözülmüş olacak.
Bir süre önce yapılan seçimle Meclis yeniden kurulmuş, Cumhurbaşkanı seçilmiş ve bu haftada da yeni kabine açıklanacakmış. Hayat normale dönerken şimdi yeni Cumhurbaşkanı ve hükümeti zor günler bekliyor. Bu dönemde Türkiye’nin yanlarında olmasından dolayı çok umutlular. Türkiye’nin deneyim ve tecrübelerinden yararlanmak istiyorlar. Görüştüğümüz yeni yönetimdeki yetkililer aynen “ Türkiye diğer ülkelerden farklı, ülkemizde ve ülkemizin kaynaklarında gözü yok. Tüm amacının insani yardım ve dostluk olduğunu çok iyi biliyoruz, iki ülkenin işbirliklerinin çok daha ileri noktalara gelmesini istiyoruz” diyorlar.
20-25 yıl süren iç savaş ve kargaşa nedeniyle hala insanlarda bir ürkeklik ve korku var. Akşam hava kararmaya başladığında sokaklar boşalıyor, herkes evine, çadırına çekiliyor. Küçük barakalardan ve çadırlardan oluşan kamplarda yüzbinlerce insan yaşıyor. Kimse tam sayıyı bilmiyor. Burada öncelikle halkın devleti görebilmesi için yolların onarılmasına, okul ve sağlık tesislerine, alt yapı yatırımlarının yenilenmesine ve kamu binalarının elden geçirilip yeniden düzenlenmesine ihtiyaç var. Okul ve sağlık tesisi ihtiyacı had safhada. Özellikle çıraklık ve mesleki eğitim ile Türkçe öğretecek kurumlara çok ihtiyaç var. Burada ileride burada yatırım yapacak Türk şirketlerine nitelikli eleman sağlayacaktır.
TİKA çalışıyor
Somali Türk Büyükelçiliği’nin öncülüğünde hem TİKA hem de Türk NGO’ları iyi koordine olmuşlar. TİKA’nın yurt dışında çok önemli bir fonksiyon ifa ettiğini belirtmeliyim. Büyük oyuncu olmanın en önemli göstergelerinden birisi TİKA’nın gücü ve vizyonudur. Somali’de de genç bir ekip gece gündüz demeden görev yapıyor.
STK’lar işbaşında
Burada Diyanet Vakfı, Deniz Feneri, Yeryüzü Doktorları, İHH, Yardımeli, Somuncu Baba, Beşir Dernekleri ile Azerbaycan Gençliğe Yardım Fonu gibi NGO’lar önemli yardım ve görevlerde bulunuyor. Deniz Feneri Derneği kadınlara mesleki eğitim kursları düzenliyor ve bu kursları mesleki eğitim merkezlerine dönüştürmeye çalışıyor, gençlere küçük sermayelerle hayatlarını sürdürebilecekleri işler kuruyor, Somalili öğretmenlere hizmet içi kurslar düzenliyor, sıcak yemek ve gıda dağıtımları yapılıyor, Acil yardım hastanesini işletiyor, sağlık ocakları yaptırıyor ve halka ücretsiz su dağıtacak su kuyuları yaptırıyor.
Diyanet Vakfı okul, Yardımeli Derneği ve Yeryüzü Doktorları hastane yapıyor. Somali’de kullanılmak üzere yapılan bağışlar ve devletimizin gönderdiği yardımlar son kuruşuna kadar yerine ulaşıyor. Somali çok önemli doğal kaynaklar (kömür, petrol, doğalgaz, uranyum vb) ile geniş tarım alanlarına sahip. Ancak ülkeyi harekete geçirecek bir can suyuna ihtiyaçları var. Devlet kurumlarını yeniden oluşturmak ve halka güven vermek için çok çaba harcamak gerekiyor. Bölgeye TİKA ve TÜRK NGO’ları tarafından birçok yatırım ve hizmet götürülmüş ama yeterli değil. Bölgede acilen yolların ve kamu binalarının onarılmasına, göz hastanesi ile kadın hastalıkları ve doğum hastanesi kurulmasına, yüzlerce su kuyusu açılmasına ihtiyaç var. Burada her şey özel sektöre ait ve paralı. Bu nedenle su kuyularını ücretsiz işletecek bir vakıf kurulmasında yarar var. Ayrıca güvenliğin sağlanması için Somali ordusunun ve polisinin eğitim, silah ve diğer askeri ekipmanlarla güçlendirilmesi şart. Çünkü ülkede güvenliğin önemli bir kısmı halen Afrika Gücü’nde. Güvenlik sorunu çözüldükten sonra hem Türkiye’nin yardım ve destekleri hem de dış ülkelerde bulunan Somalililerin vatanlarına dönmesiyle birlikte 1-2 yıla kalmadan burası tanınmayacak hale gelir. Bundan bizlerde mutluluk duyarız.
(Kaynak: Star Gazetesi | 01.11.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.