Bina, arsa ve arazilerin emlak vergisinin hesaplanmasına esas alınan vergi değeri, dört yılda bir ilgili belediyeler tarafından yeniden hesaplanıyor.
Vergi değerinin hesaplanmasında esas alınan parametrelerden biri olan arsa ve arazi birim değerleri de dört yılda bir takdir komisyonları tarafından belirleniyor.
Vergi değerinin belirlenmesinde esas alınan arsa ve arazi birim değerlerine ilişkin olarak sınırlı sayıda kişi ve kuruluş dava açma hakkına sahipti. 'Sahipti' diyoruz, zira bu hakkı sağlayan hüküm iptal edildi.
İPTAL ÖNCESİ DURUM
Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) 'Emlak vergisine ait bedel ve değerlerin tespiti, ilanı ve kesinleşmesi' başlıklı mükerrer 49. maddesinin (b) fıkrasının birinci paragrafına göre, takdir komisyonlarının arsalara ve araziye ait asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin yaptıkları takdir kararları, arsalara ait olanlar takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye ait olanlar il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odalarına ve belediyelere imza karşılığı veriliyor.
Fıkranın üçüncü paragrafında bir kısıtlama yer almaktaydı. Söz konusu kısıtlama;
'Takdir komisyonlarının bu kararlarına karşı kendilerine karar tebliğ edilen daire, kurum, teşekküller ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları on beş gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler.' şeklindeydi.
Bu kısıtlama nedeniyle sadece kendilerine karar tebliğ edilen yukarıda belirtilenler dava açabiliyor, emlak vergisini ödeyecek olan mükelleflerin dava açma hakkı bulunmuyordu. Açılan davalar ise 'ehliyet' yönünden reddediliyordu. Bursa 2. Vergi Mahkemesi'nin yaptığı bir başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi söz konusu hükmün iptaline karar verdi (Anayasa Mahkemesi'nin 31.5.2012 tarih ve E. 2011/38, K. 2012/89 sayılı Kararı).
İPTAL GEREKÇESİ
Anayasa Mahkemesi, 13 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçeli kararında iptalin nedenini şu şekilde özetliyor:
'Kanun koyucu itiraz konusu kural ile, takdir komisyonlarınca belirlenen değerlere karşı vergi mükellefi olan ve olaydan doğrudan etkilenebilecek kişilere dava açma hakkı verilmemekte sadece yasada değinilen kurum ve kuruluşları harekete geçirerek, asgari ölçüde arsa ve arazi birim değer tespitlerine karşı dava açılabilmesi imkanı tanınmaktadır. Emlak vergisi mükelleflerinin ödeyeceği verginin hesaplanmasında esas alınan takdir komisyonu kararları idari bir tasarruf olduğu için buna karşı mükelleflere yargı yolunun kapatılması, anayasayla güvence altına alınmış olan hak arama hürriyeti ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır.'
Bu gerekçeye dayalı olarak da, söz konusu hükmün Anayasa'nın 2 ve 36. maddelerine aykırılık oluşturduğunu belirterek iptaline karar veriliyor.
ŞİMDİ NE OLACAK?
İptal kararı 13 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yani, kısıtlama getiren 'Takdir komisyonlarının bu kararlarına karşı kendilerine karar tebliğ edilen daire, kurum, teşekküller ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları on beş gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler.' hükmü artık madde metninde yok.
Komisyonlarının yapacağı ilk değer tespiti 2014 için 2013 yılında olacağından bu tarihe kadar kimsenin dava açması söz konusu olamayacak. 2013 yılında yapılacak değer tespitine kadar başka bir yasal düzenleme yapılmadığı takdirde değer tespitlerine karşı dava açabilecekler.
AKLINIZDA BULUNSUN
İdari dava açacakların bilmeleri gerekenler
İdari işlemlere karşı iptal davası açılması hakkı belirlenmiş süreler içinde kullanılabiliyor. Bu bakımdan bu süreler 'hak düşürücü süre' olarak da adlandırılıyor. Dava açma hakkı belirlenmiş süre içinde kullanılmadığında, sonradan dava açılması mümkün olmuyor. Süre geçtikten sonra herhangi bir şekilde dava açıldığında ise davanın esasına girilmeksizin açılan dava 'süre aşımı' gerekçesiyle reddediliyor.
Dava açılacak mahkemeler ve dava açma süreleri idari işlemlerin türlerine göre farklılık taşıyabiliyor. Hatta bazı işlemler için dava açmadan önce idari yollara başvurulması gerekiyor. Bu bakımdan, idari işlemler aleyhine açılacak davalarda ilgililerin; merci tecavüzü, davanın açılacağı yer ve dava açma süresi konularında dikkatli olmalarında yarar var.
Maaşım düzenli ödenmiyor
16 yıldır aynı yerde çalışıyorum ama maaşımı birkaç yıldır düzenli olarak alamıyorum. Ayrıldığım takdirde tazminat alabilir miyim, işverenin direnimiyle karşılaşmam halinde nasıl bir yol izlemeliyim? M. Koca
Ücreti mücbir sebep olmaksızın 20 gün içinde ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Ayrıca ücreti kanun hükümlerine veya sözleşme şartlarına göre hesaplamayan veya ödenmeyen işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir, iş sözleşmesini haklı nedenle fesheden işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Siz de bu haklarınızı kullanabilirsiniz.
İş sözleşmenizi haklı nedenle feshetmeniz ve işverenin kıdem tazminatınızı ödememesi halinde iş mahkemesinde dava açmanız gerekir.
GÜNÜN SÖZÜ
'İyi olmak kolaydır; zor olan adil olmaktır.' Victor Hugo
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 16.10.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.