Bilindiği gibi kamu alacaklarının takip ve tahsili, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılır. Kamu alacağının takip ve tahsilinin 6183 sayılı Kanun'a göre yapılması için kamu alacağının,
- Devlete,
- İl Özel İdareleri'ne,
Belediyelere,
ait olması gerekir. Ancak kamu alacağının devlete, İl Özel İdareleri'ne veya belediyelere ait olmasına karşın alacağın; sözleşmeden, haksız fiilden ve haksız iktisaptan doğması durumunda 6183 sayılı Kanun değil özel hukuk hükümleri uygulanır.
Gelir İdaresi mükellef odaklı, kaliteli hizmet sunma anlayışı içinde, dürüst ve saygılı olma ilkesi çerçevesinde çalışmayı, vergi ödemenin sadece bir yükümlülük değil, vatandaş olma ve sorgulama hakkı olduğu bilinciyle kendisinden hizmet alan herkesi memnun etmeyi ve sorunları çözmeyi ilke edinmiştir. Bunu yayınladığı mükellef hakları bildirgesi ile de vatandaşlara uzun süre önce, duyurmuştur.
Son yıllarda vergi mükellefi -vergi idaresi ilişkisi, eskisine oranla önemli ölçüde iyileşmiştir. Vergi mükelleflerinin vergiye karşı dirençlerini azaltmada önemli itkisi olduğunu düşündüğümüz bu ilişkilerdeki düzelme sadece vergileme aşamasında değil, kesinleşen vergilerin tahsili aşamasında ortaya çıkan sorunların çözümü aşamasında da söz konusudur.
Gelir İdaresi daha önce sürekli mükellef olan vergi mükelleflerine sağlanan, internet üzerinden borç sorgulama hizmeti, İnternet Vergi Dairesi üzerinden süreksiz mükellef ve mükellef olmayan gerçek kişilere de verilmektedir.
Vatandaşlarımız, TC kimlik bilgilerini kullanarak, vergi dairelerine intikal etmiş olan bütün borçlarını(vergi, vergi cezası, trafik para cezası, idari para cezası, yurt-kur harcı, yargı harcı gibi) www.gib.gov.tr adresinden öğrenebilecektir.
Kamu borcunun ödenmesinde aksamalar ve idari yollar
Kesinleşmiş kamu borcunun zamanında ödenmemesi halinde gecikme süresince gecikme zammı ile birlikte tahsili yoluna gidilecektir. İdarece, ödenmeyen borcun cebren tahsili yoluna gidilir. Alacak teminatlı ise geciken alacağın 7 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrilerek alacağın tahsili yoluna gidileceği borçluya bildirilir. Ödeme yapılmadığı takdirde teminatın paraya çevrilmesi prosedürü işletilir. Kamu alacağı teminatlı değilse borçluya ödeme emri ile borcunu 7 gün içerisinde ödemesi veya mal bildiriminde bulunması hususu tebliğ edilir.
Gelir İdaresi, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda mükellefleri bilgilendirmekte, yol gösterici kılavuzlar hazırlamaktadır. Ödeme emrine karşı mükelleflerin yapabileceği işlemler ve başvuracağı yollar konusundaki kılavuzunu yenilemiş ve internet sitesinde yayınlamıştır. Bu gün yazımızda zaman zaman önemli sıkıntılar yaratan bu konuyu kısaca hatırlatacağız.
Bu vesile ile şunu da belirtelim ki, ödeme emri gönderilmeden önce, mükellef hakları da göz önünde tutularak, mükellef dosyaları iyi incelenmelidir. Devlete önemli miktarlarda vergi ödemiş olan, hatta aynı vergi dairesinden önemli miktarda alacağı bulunan mükelleflere, zamanında ödenmeyen küçük miktarlardaki kamu alacakları için ödeme emri düzenlemeden, banka hesaplarına haciz koymadan önce telefonla ya da internet üzerinden bu borcu ödemesi gereği bildirilebilir. Bu konudaki bir eksiklik mükelleflerin vergi hassasiyetini olumsuz etkilemektedir.
Ödeme emri düzenlenecek kişiler ve yapılabilecek işlemler
Ödeme emri, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre vadesinde ödenmeyen kamu alacakları için düzenlenir. Kamu borcunu vadesinde ödemeyenler adına vergi dairesince düzenlenen ödeme emri, borçlulara 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları konusunda yapılan bir bildirimdir. Ödeme emrinin düzenlenmesi ile vergi dairesi aynı zamanda kamu alacağının tahsili için cebri tahsilat işlemlerine de başlamış demektir.
Asıl borçlulardan tahsilat yapılamaması veya tahsilat yapılamayacağının anlaşılması
halinde, kanuni temsilci, limitet şirket ortağı veya kurum mümessilleri gibi borçtan sorumlu
olanlara da ödeme emri tebliğ edilerek borcun ödenmesi veya mal bildiriminde bulunması
istenilir.
Ödeme emrini alan borçlu borcunu ödeyerek sorumluktan kurtulur. Ödeme emrinin yerinde olmadığı görüşünde ise;
- Böyle bir borcunun olmadığı,
- Borcunu kısmen ödediği,
- Borcun zamanaşımına uğradığı, iddiasıyla tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde vergi mahkemesinde dava açabilir.
Borçlu isterse, ödeme emrinde yer alan borcun bir kısmına dava açabilir. Ancak, dava dilekçesinde dava açılacak kısmın türü ve miktarının açıkça gösterilmesi gerekir. Aksi halde dava açılmamış sayılır. Bu hususa dikkat edilmelidir.
Dava açılması ve borçlu hakkındaki takibatın durumu
Dava açan borçlu hakkında takip işlemleri, davayı gören mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmediği sürece devam eder. Bu nedenle dava aşamasında mahkemeden yürütmenin durdurulması da talep edilmelidir. Diğer taraftan, vergi mahkemesinde açtığı davayı kaybeden borçlunun davanın tutarına göre Bölge İdare Mahkemesi veya Danıştay'a itiraz/temyiz başvurusu yapma hakkı bulunmaktadır.
Dava açan borçlunun haksız çıkması, mahkemece aleyhine karar verilmesi halinde borcunun %10 oranında haksız çıkma zammını da anapara ile birlikte ödemesi gerekir. Dava açarken bu husus da göz önünde tutulmalıdır.
Borçlunun Mal Bildirimi veya Malı Olmadığına İlişkin Bildirime ve Sonuçları
Ödeme emrini alan borçlu 7 gün içinde, borcuna yetecek mal varlığını ve geçim kaynaklarını veya malı olmadığını yazılı veya sözlü olarak vergi dairesine bildirir. Kendisine ödeme emri tebliğ edilen ve malı olmadığı yolunda bildirimde bulunan kamu borçlusu, bu bildirim ile birlikte veya bildirimin tarihinden itibaren 15 gün içinde;
- En son kanuni ikametgah ve iş adreslerini bildirmek,
- Varsa sürekli mükellefiyetleri bulunan diğer vergi dairelerini bildirmek,
- Nüfus kayıt örneğini vermek,
mecburiyetindedir. Bu ödevi makul bir özrü olmadan zamanında yerine getirmeyenler elli güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, 7 günlük süre içinde borcunu ödemez ve mal bildiriminde de bulunmazsa (veya ödeme emrine karşı dava açılan hallerde, vergi mahkemesinin ret kararının tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde borçlu mal bildirimde bulunmazsa) mal bildiriminde bulununcaya kadar bir defaya mahsus olmak ve üç ayı geçmemek üzere hapisle tazyik olunur.
Hapsen tazyik kararı tahsil dairesinin talebi üzerine icra mahkemesi tarafından verilir ve Cumhuriyet Savcılığınca derhal infaz olunur. Borçlu mal bildiriminde bulunduğu anda hapsen tazyik kararı alınmış olsa dahi infaz edilemez ve borçlu hapsedilmişse derhal tahliye edilir.
Borçlunun mal edinme ve mal artması durumunda bildirim gereği
Mal bildiriminde, malı olmadığını gösteren veyahut borca yetecek kadar mal göstermemiş olan borçlu, sonradan edindiği mallan ve gelirindeki artmaları, edinme ve artma tarihinden başlayarak 15 gün içinde vergi dairesine bildirmeye mecburdur.
Sonradan edinilen mallarını ve malvarlığındaki artışlarını belirtilen süre içinde bildirmeyerek kamu alacağının tahsiline engel olan veya tahsilini zorlaştıran borçlu bir seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, kamu alacağının tahsili için hakkında takip muamelelerine başlanan borçlu kısmen veya tamamen tahsile engel olmak veya tahsili zorlaştırmak maksadıyla mallarından bir kısmım veya tamamını:
1. Mülkünden çıkararak, telef ederek yahut değerden düşürerek gerçek surette,
2. Gizleyerek, kaçırarak muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek veya aslı olmayan borçlar ikrar ederek yahut alındılar vererek gerçeğe aykırı surette, varlığını yok eder veya azaltır ve geri kalan mallar borcu karşılamaya yetmezse altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 11.10.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.