Bir zamanlar Türkiye'de çok tartışıldı, biraz enflasyondan bir şey olmaz denildi.
Ama yıllarca yüksek enflasyon ve büyük kamu açıkları ile 2001 krizine kadar gelindi. Üstelik bu nedenle kamu borçlanmasında ödenen yüksek reel faizler de işin cabasıydı.
Eylül ayında yapılan ÖTV artışları ve arkasından da 1 Ekim'den geçerli olmak üzere yapılan doğalgaz ve elektrik zamları ile Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon hedefinin tutmayabileceği tartışması başladı.
Eylül ayı enflasyon verileri
Çarşamba günü eylül ayı enflasyon rakamları yayınlandı. Bu defa TÜFE ve ÜFE rakamları neredeyse aynı oranda arttı; %1,03. Bu rakamlar sonrasında yıllık bazda TÜFE %9,19'a yükselirken, ÜFE %4,03'e geriledi. Geçen yılın aynı ayında tersi bir durum söz konusuydu. ÜFE %12,15 iken TÜFE %6,15 olmuştu. TÜFE'de gözlenen bu artışa rağmen, enerji, işlenmemiş gıda, alkollü içecekler ve tütün ürünleri ile altın hariç fiyat artışlarını gösteren ÖKTG-H endeksinin yıllık artış oranı yüzde 7,21'e, bu endeksten işlenmiş gıda ürünleri çıkarılarak elde edilen ÖKTG-I göstergesinin yıllık artış oranı ise yüzde 6,68'e gerilemiştir.
Merkez Bankası değerlendirmesi
Merkez Bankası enflasyon değerlendirmesi raporunda son yapılan vergi artışlarının 0,66 puan, doğalgaz ve elektrik zamlarının ise 0,50 puan olmak üzere toplam 1,16 puanlık bir artış etkisi olacağını hesaplamış, bu etkinin 1 puanlık kısmının ekim ayı enflasyonunda görüleceğini yıl sonuna doğru enflasyon oranlarındaki düşme seyrinin devam edeceğini belirtmiştir. Buna karşılık şimdilik Merkez Bankası enflasyon hedefinde yeni bir değişikliğe gitmemiştir. Ekonomistlerle yapılan toplantı sonrasında sızan kulis haberlerine göre de Merkez Bankası doğalgaza daha yüksek bir zam yapılabilmesi ihtimalini zaten öngörüleri arasında bulunduruyormuş.
Faiz indirimi rafa mı kalkıyor?
Şimdi konu ekonomideki gaz fren tartışmaları ile birlikte, Merkez Bankası'nın faizlerde bir süre tekrar değişikliğe gidip gitmeyeceğidir. Birçok ekonomist yapılan zamlar sonrasında, Merkez Bankası'nın faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmeyeceğini, temkinli bir bekleyişi sürdüreceğini öngörmektedir. Bize göre gerek yapılan vergi artışları gerekse doğalgaz ve elektrik zamlarının arkasında iç talepte zaten daralma eğilimi devam edeceği için, iç talep odaklı ilave bir enflasyon baskısı ihtimali az olacaktır. İşte bu nedenle Merkez Bankası gösterge faizde veya faiz koridoru üst bandında sembolik de olsa bir indirime gidebilir. Bu karar piyasada ilave bir talep canlanması yaratmayacaktır. Ancak iç talepteki ilave daralma eğilimini sınırlayıcı bir etki gösterecek ve Merkez Bankası'nın da daha fazla yavaşlama istemediğinin bir göstergesi olacaktır.
Merkez Bankası önemli ve haklı bir kredibiliteye sahiptir. Yapılan eleştirilerin ve gaz fren tartışmalarının da fazla etkisinde kalmadan kendi öngörüleri doğrultusunda ekonomide daha fazla daralma yaratmamaya dikkat edecektir. Zaten Başkan Başçı da son yaptığı konuşmalarda ekonomideki hızın kontrol altına alındığını, daha düz bir yolda seyre devam edildiğini belirtmişti. Kaldı ki yapılan bu vergi artışları ve zamlar mali disiplin tarafını önemli ölçüde tahkim edeceğinden, eski yıllardaki gibi "biraz enflasyondan bir şey olmaz" anlayışına da meydan verilmeyecektir. Şu anda en önemli gerçekleşmelerden biri de kamu borçlanmalarındaki reel faiz oranının son derece sınırlı bir hale gelmiş olmasıdır. Bu durumun zarar görmemesi önemlidir. Hep söylüyoruz, doğru zamanda yapılmayan bir politika kullanımı beklenen etkiyi göstermeyeceği için barutun boşa harcanması anlamına gelecektir. Ama şu anda Merkez Bankası'nın eli son derece güçlüdür.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 05.10.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.