Euro Borçlanmak İçin Doğru Zaman / Osman Arıoğlu

 Geçen iki hafta ve bu hafta başında önemli gelişmeler oldu.

Önce AB Merkez Bankası belli program uygulamayı kabul eden ülkelere tahvil alımı yoluyla destek verileceğini açıkladı. Bu karar AB kurtarma fonuna Almanya tarafından da gerekli desteğin verileceğinin belirtilmesiyle daha da güçlendi.

Geçen hafta ABD Merkez Bankası üçüncü parasal genişleme kararını açıkladı. Uygulama için diğer iki parasal genişlemeden farklı olarak bir sınır konulmadı. Bu arada ikinci parasal genişlemenin de sona erdiği açıklandı.
Bu hafta başında Merkez Bankamız faiz koridoru üst limitini 150 baz puanlık bir indirim yaparak %11,5'ten %10'a çekti. Ayrıca bankaların Merkez Bankası'nda döviz olarak tutabilecekleri kısma ilişkin daha önceki toplantıda %60'a çıkarılacağı belirtilen oranın yanında bu defa ilk %40'lık bölüm için 1,1 olan rezerv opsiyon katsayısını (ROK) 0,2 puan yükselterek Merkez Bankası döviz rezervlerinde 3,6 milyar USD tutarında bir artışa imkan sağlamıştır. Aynı zamanda bankaların nakit ihtiyaçlarını karşılama maliyetlerinde indirim sağlanmış oldu.
Bu hafta ise ocak-ağustos bütçe gerçekleşmeleri açıklandı. Bütçe rakamlarında biraz bozulma olduğu zaten daha önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından duyurulduğu için ve bir anlamda haziran ayı bütçe sonuçları açıklaması sonrasında zaten beklenildiği için piyasa bunu daha önce satın almıştı.

Euro'da hızlı yükselişin nedeni

Görüldüğü üzere eylül ayının ilk haftasından itibaren piyasalar açısından önemli beklentilerin cevaplarının alındığı bir dönem oldu. Bu gelişmeler euro'nun dolar karşısında önemli bir değer kazanma döneminin yaşandığı bir zaman dilimi yarattı. Euro/dolar paritesi 1,2'den 1,3'e yükseldi. Euro TL karşısında 2,20'lerden 2,35'lere kadar değer kazandı. Peki ne olmuştu euro'da bu kadar değer artışı sağlayan? AB'de krizde bulunan ülkelerin tamamı kurtulmuş muydu? AB ekonomileri büyüme sürecine mi girmişti? İspanya ve İtalya gibi AB'nin önemli ülkeleri hemen kurtarma programına dahil mi olmuşlardı?

Bütün bu sorulanlardan hiçbiri olmamıştı. Olan sadece AB Merkez Bankası tarafından krizdeki ülkelerin ekonomik istikrar programı uygulamayı kabul etmeleri şartıyla ikincil piyasada 3 yıla kadar vadeli olan tahvilleri satın alınarak bu ülkelerin borçlanma maliyetlerinin azaltılmasına imkan sağlanacağının duyurulmasıydı. Yani şarta bağlı bir destek verilmesi söz konusuydu. Desteğin bu şekilde çıkmasının ana nedeni, Alman halkının AB ülkelerinin kötü ekonomik yönetimlerinin maliyetinin büyük bölümünü üstlenmeye yanaşmıyor olmaları, bu konuda Almanya'da seslerin giderek yükselmesi ve yaklaşan seçimlerde Merkel'in durumunun zora girmesine dayanıyordu. Buna rağmen AB Merkez Bankası'nın bu kararı son derece olumlu etki yarattı. Euro dolar karşısında hızla değer kazandı.

Süreç devam edecek mi?

Bu hafta sonuna doğru özellikle İtalya ve İspanya'nın henüz programa katılacaklarını açıklamamaları üzerine bu trend yavaş yavaş duraklamaya ve tersine dönmeye başladı.

Yaşanan bu gelişmeler bizde hep söylenen faiz lobisi şunu istedi, bunu istedi benzeri bir durumun uluslararası piyasada spekülasyon lobisi tarafından daha bariz yapıldığını ortaya koyuyor. Uluslararası piyasada spekülasyon lobisinin oynadığı rol bütün ülkeleri etkiliyor. Ama sonuçta bakıyorsunuz bu lobi öyle ya da böyle para kazanmaya devam ediyor.

Elbette AB ekonomilerinin iyiye gitmesi ve AB'de tekrar büyüme sürecinin yakalanması en çok ihracatımızın yapıldığı bölge olması bakımından bizi olumlu etkileyecektir. Ama bu süreç biraz daha zaman alacak, köprünün altından daha çok sular geçecektir. Bu arada euro'da daha çok iniş ve çıkış trendi yaşanacaktır.

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 21.09.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.