Geçen yazımızda Türkiye'de cari açığı azaltmanın iki temel şartı olduğunu...
...bunlardan birincisinin enerji bağımlılığını azaltmak için nükleer enerji yatırımlarında geç kalınmaması, ikincisinin ise kaynak kullanım verimliliğinin artırılması olduğunu belirtmiştik.
Kaynak kullanımı verimliliğinin artırılması konusunun ise işin en zor kısmı olduğunu bilmemiz gerekiyor. İnsanların alışkanlıklarını değiştirip yenilik peşinde koşar hale getirmek zordur. Ama uzun vadede yenilikçilik kazanmıştır. Tarih boyunca koca imparatorluklar yeniliklere ayak uyduramadıkları veya yeni arayışlara ihtiyaç duymadıkları için zamanla güçlerini ve ihtişamlarını kaybetmişler ve sonucunda da tarih sahnesindeki yerlerini başkalarına bırakmışlardır. Hem insanların hem de toplumların hayatı basit bir kurala dayanıyor.
Adeta hafif yukarı eğimli bir yolda bisiklet kullanarak tırmanmaya benziyor. Ne zaman ki pedal çevirmeyi bırakıyorsunuz o zaman düşmek kaçınılmaz oluyor. Oysa insanoğlunun bugünlere güçlü bir şekilde gelmesinin nedeni yenilikler ve keşiflerdir. Ama elbette gelinen bu nokta yolun sonu değildir.
Daha alınacak mesafenin ne olduğunu yeni keşifler yapılmadan bilebilme şansımız yok. Ama biliyoruz ki daha çok mesafe alınacaktır.
Ekonomide de aynı kurallar geçerlidir. Dinamizmini koruyan mevcutla yetinmeyip, yeni arayışlar peşinde koşanlar orta ve uzun dönemde hep öne çıkarlar. Bu döngü kaçınılmaz olarak böyle devam edip gider.
Önemli teşvik adımları:
-İnovasyon desteği
Türkiye ekonomisi açısından da hep söylenegelen bu yapısal değişimin gerçekleştirilmesidir. Bu konuda kamunun yapması gereken teşvik adımı kapsamlı bir şekilde atıldı. Şimdi sıra özel kesim tarafından bu teşviklerin değerlendirilerek sanayide dönüşümün sağlanmasındadır. Bu konuda kamunun öncülük rolü kısmen silah sanayii alanında atılmaya başlandı. Bu alanda önemli gelişmeler sağlandı. Şimdi sıra esas olması gereken yani daha dinamik özel sektör yaratıcılığının sanayi dönüşümü konusunda doğru yönlendirilmesidir.
Atılan teşvik adımında yenilik ve inovasyona ayrıcalık tanınması bu konudaki doğru adımlardandır. Türk toplumunun yeni teknoloji ürünlerini kullanmaktaki alışkanlığını yeni teknoloji ürünleri üretebilme yeteneğine dönüştürebilmek başarılması kolay olmayan ama bizi esas zıplatacak olan şeydir.
Sanayi alanındaki verimliliğin artırılmasının olmazsa olmazlığı artık her kesimin inandığı bir konu haline gelmeye başladı. Zaten ihracatı artırarak rekabet gücünün korunması ve ihracata dayalı büyümenin gerçekleştirilmesinin yolu da buradan geçiyor. Herhalde ihracatçılarımızın Türkiye'nin en dinamik kesimini oluşturduğu konusunda kimsenin tereddüdü yoktur. Ama bu hale gelmenin de yıllar aldığı unutulmamalıdır. Bunda önce ihracat hasılatının tamamının daha sonra da yarısının vergi dışı bırakılması temel doğru bir adım olmuştu.
-Yabancıya verilen eğitim ve sağlık desteği
Şimdilerde buna benzer bir adım, eğitim ve sağlık alanındaki yabancıya döviz karşılığı verilen hizmetlerin yarısının gelir veya kurumlar vergisi dışı bırakılmasıdır. Bu sağlanan birikimin kullanılması anlamında da son derece yerinde bir adım olmuştur. Bu suretle sağlanan döviz getirisi hizmetler dengemizdeki tasarrufu giderek daha da artıracaktır.
Şimdi yapılmaya çalışılan bu yapısal dönüşümleri sağlayana kadar cari açık nedeniyle ekonomide yaşanabilecek şokların önüne geçilmesidir. Yoksa büyüme düşük tutularak gidilebilecek fazla bir yer yoktur. Merkez Bankası da son faiz kararı ile önemli bir adım atmıştır.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 19.09.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.