Pazartesi günü enflasyon rakamları yayınlandı.
Ağustos ayında TÜFE %0,56, ÜFE %0,26 olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayında rakamlar sırasıyla %0,73 ve %1,76 idi. Yani enflasyon geçen yılın aynı ayına göre her iki değer açısından da daha olumlu geldi. Her ne kadar TÜFE beklentinin biraz üzerinde gerçekleşmişse de, enflasyonda iniş trendi devam ediyor.
Bu rakamlardan sonra da yıllık bazda bir önceki ayda %9,07 olanTÜFE %8,88'e, %6,13 olan ÜFE ise %4,56'ya geriledi. Enflasyonun seyri açısından gıda, alkollü içecekler, tütün ve altın hariç enflasyonun seyrini gösteren çekirdek enflasyon ya da I endeksi ise yıl başından bu yana ilk defa net bir düşüş eğilimi göstererek %7,17'ye gerilemiş oldu. Bu gelişmelere bir de geçen yıl ekim ayında tütün ürünlerine yapılan zam nedeniyle yüksek çıkan enflasyon rakamının bu yıl olmayacağını ilave ettiğimizde, yıllık enflasyon hedefinin tutturulabileceğini söylemek kahinlik olmayacaktır.
Merkez Bankası döviz kurlarında başarılı oldu
Enflasyon rakamlarındaki bu gelişmeler sonrasında Merkez Bankası'nın bugüne kadar uyguladığı politikaların etkisini göstermeye başladığını bir kez daha görmüş oluyoruz. Daha önce de bu köşede yazdığımız üzere, Merkez Bankası bu yıl geçen yıldan ders almış olarak hem enflasyon hem de cari açık hedeflerinde bir sürprizle karşılaşmak istemiyor. Bu nedenle biraz daha ince eleyip sık dokuyor. Üstelik bu süreçte döviz girişinin canlı olmasına rağmen döviz kurlarında da ihracatçıyı olumsuz etkileyecek bir düşüş yaşanmadı. Uzunca bir süredir sepet kurun 2 TL'nin altına gelmemesi 2,05 TL civarlarında seyretmesi önemli bir artı olarak değerlendirilmelidir.
Elbette bu politikanın bir maliyeti olacaktı. O da faiz hadlerinin biraz yüksek seyretmesi ve piyasa canlılığının önemli ölçüde azalması olarak kendini gösterdi.
Zaten zaman zaman Merkez Bankası da bu yönüyle eleştirilere muhatap oldu. Zira, düşen büyüme hızına bağlı olarak bütçe hedeflerinde önceki dönemlere göre oluşan göreceli bozulma ekonomide gereğinden fazla soğuma tartışmalarını gündeme getirdi. Hemen söyleyelim son iki ay bütçe dengelerindeki bozulma bir anlamda bu endişelerin ciddi olduğunu gösterse de, yıl sonu bütçe hedefleri yakalanamasa bile, bütçe açığının mastrich kriterleri ölçeğinde kalacağını umuyoruz.
Kalan aylarda yapılabilecekler
Yılın kalan aylarında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in kamu harcamalarını tutma konusunda önemli bir çabasını göreceğiz. Buna karşılık Merkez Bankası'nın faizler konusunda özellikle üst sınırı aşağı çekme gibi yapabileceği bir indirim ve kredi hacmine yönelik, özellikle ihracat kredileri bağlamında da olsa sağlayabileceği hafif bir gevşetme ile ihracat kaynaklı büyüme desteği ve bunun iç piyasaya da etkisiyle biraz canlanma yaşanabilecektir. Tabii bunun gelir etkisi ile vergi gelirleri tarafında az da olsa bir iyileşme sağlanabilecektir.
Elbette uygulanan bu politikanın BDDK tarafından da özellikle ihracat kredi karşılıklarında bir indirim ile desteklenmesi ihtiyacı olacaktır. Bu sağlanabildiği takdirde hem enflasyon hedefi tehlikeye girmemiş olacak, hem de AB'de devam eden bulanık tabloya rağmen ihracata bağlı üretim yapısında yaşanacak hareketlilik ile iç piyasada da biraz canlanma sağlanabilecek ve bütçe hedefi yakınsanabilecektir.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 05.09.2012)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.